9. Bölüm: Hasret

302 10 0
                                    

Ankara
Kuvva-i Milliye'de sıkıntılar çıkmaya başlamıştı. Bazı Kuvva reisleri başına buyruk hareket ediyordu. Olası bir savaş anında bu, savaşın kaybedilmesine kadar kötü sonuçlara yol açabilirdi. Ankara, kara kara bunu düşünüyordu.

Tevfik'in evinde ise farklı bir hava vardı. Azize tamamen içine kapanmıştı. Kimseyle konuşmuyor, yatağından çıkmıyor, yemek bile yemiyordu. Bütün aile onun için, doğacak çocuk için çok korkuyordu. Hiçbiri annelerinin bir vatanhaini için neden bu kadar üzüldüğünü anlayamıyorlardı. Nereden bileceklerdi, vatanhaini dedikleri babalarının vatan için vatanhaini olduğunu? En sonunda, Hilal dayanamadı bu duruma. Çıkardı bir kağıt kalem, annesinin yanına gitti.

-Anne, babama mektup yazsana. Onu İzmir'e, babamın mezarının başına ulaştırırız daha sonra. Ne dersin?

Azize hiçbir şey söylemedi. Sonra aldı eline kağıdı kalemi, yazmaya başladı.

İzmir
Cevdet görevine devam ediyor, Yusuf ile beraber de memleket meselelerini tartışıyordu. Lakin büyük bir sorun vardı. Yunan ordusu, bunca çabalara rağmen taarruzu yapmaya kararlıydı. Cevdet onları vazgeçirmek için çok uğraştı, lakin kararları katiydi. Hatta en sonunda Atina "Emre uymazsanız sizi de vazifenizden alıkoyarız." dedi. Yusuf'la Albatros'ta buluştuklarında gündemleri bu konuydu.

-Yusuf ben Yakup'u bunun için mi feda ettim? Ben canımı bunun için mi ortaya koydum? Bu taarruz gerçekleşirse her şey başlamadan biter.

-Kumandanım, taarruz en geç ne zaman yapılacak?

-Onları en fazla Kasım başına kadar oyalayabilirim Yusuf.

-Kumandanım biliyorsunuz, Paşa'nın niyeti Nisan sonunda Meclis'i açmak. O taarruzda yenilirsek Meclis'e olan güven sarsılır.

-Biliyorum Yusuf. Bu iş kuvva ile olmayacak, düzenli ordu şart. Yunan taarruzuna kadar orduyu kurmak çok zor. Ankara ne der bu işe, geçilmeyecek mi düzenli orduya?

-Kumandanım, Paşa'nın da yegane niyeti bu. Kuvva reisleri sorun çıkarıyor, emre bağlı kalmıyor. Düzenli ordu kurmak şart, lakin ciddi bir neden olmadan orduyu kurmaya kalkmak kuvvanın tepkisini çekecek. Ne yapacağız bilmem.

-Sen Ankara'ya telgraf çek, malumatları olsun. Bir hal çaresini düşüneceğiz Yusuf.

-Emredersiniz.

Ankara
İzmir'den gelen telgraf Ankara'ya tez vakitte ulaşmış, Paşa gelen telgrafa şaşırmamıştı. Yunan taarruzunu hiçbir vakit iptal edemezlerdi, sadece geciktirebilirlerdi. Cevdet elinden geleni yapmıştı zaten. Taarruz en geç Kasım başında olacaktı. Meclis açıldıktan hemen sonra... Taarruza karşı koymanın yolu vardı elbet, lakin ellerindeki mühimmat pek yeterli değildi. Zaten ne kadar mühimmat olsa da, düzenli ordu olmadan bir hiçti. Paşa'nın yanındakiler ise hemen taarruz yapılmasını, kuvvanın yeterli olduğunu, düzenli orduya geçilmemesini söylüyorlardı. Onlara gerçeği anlatmak için kesin bir ispat gerekirdi. Düzenli ordunun gerekli olduğuyla, düşmanı yurttan atmak için ise biraz daha beklemek gerektiğiyle alakalı kesin bir ispat... Ama nasıl?

Azize elinde bir kağıt, aşağı indi. İzmir Türk Garnizonu'ndan haber geldiğinden beri ilk kez inmişti. Sadece Tevfik'le muhatap oldu.

-Bunda yazanlar İzmir'e telgrafla iletilecek. Onlar da bunu Cevdet'in mezarının başına koysunlar.

-Tamam Azize, sen yorulma, ben götürü...

-Hayır! Sana güvenmiyorum, ben de geleceğim, kendi gözlerimle göreceğim.

Tevfik'in korku bastı. Cevdet onların Ankara'da olduğunu öğrenirse onları almak için gelir miydi? Ankara'da olduklarını biliyor muydu ki? Neden ailesi daha İzmir'deyken onu öldü biliyorlardı? Ya Cevdet onlar için gelirse..? Lakin Azize o kadar ısrar etti ki, dayanamadı. Beraber garnizona doğru yola koyuldular.

-Asker, bu İzmir'deki Yunan ordusuna mensup General Cevdet'e...

-Mezarının başına koysunlar. Duydun mu? Yaşarken söyleyemedim, en azından öldü mü bilsin demek istediklerimi. Duydun... Mu..?

Tevfik Azize'yi bir yere oturttu, askerin yanına gitti.

-Tez vakitte General Cevdet'e ulaştırın.

Eve vardıklarında, her gece olduğu gibi, yine bütün gece ağladı Azize. Onunla olan anılarını hatırladıkça daha çok ağladı.

Cevdet barışa, Azize Cevdet'e hasretti.

BENİ VATANIMDAN ETME (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin