Ana-Kız

18 4 0
                                    

Günlerden bir gün Nur Hanım yine Suna'yı bir kenara çekip onunla konuşmaya karar verdi. Nur Hanım da apartmandaki varlıklı ailelerden biriydi.
"Merhaba Nur Hanım beni çağırmışsınız bi arzunuz mu vardı acaba?"
"Yok yok kızım ben seninle konuşmak için çağırdım buraya geç içeri bakalım."
Suna Nur Hanım'ın söyledikleri üzerine oldukça meraklanmıştı. Acaba ne olmuştu,bilmeyerek bi yanlışı mı olmuştu?"
Karşılıklı koltuklara geçip oturdular. Suna meraktan iki büklüm olmuş neredeyse çatlayacaktı ki Nur Hanım söze girdi;
"Kızım bak beni bilirsin her zaman senin yanında oldum ailene karşı,her zaman en güzel yerlere gelebilmen için elimden geleni yaptım."
Suna daha da heyecanlanmaya başlamıştı aklında binbir şey dönüp duruyordu. Acaba bi hastalık felan mı vardı başlarında..
"Bilmem mi Nur Hanım her zaman yanımda oldunuz beni desteklediniz de acaba kötü bişey mi oldu?"
Yok yok kızım kötü bir şey yok. Sana diyeceğim şu ki senin gibi zeki bir kızı buralarda harcatmak istemiyorum. İngiltere' de çok iyi bir okul var. Aile dostlarımızdan aldım haberi bursluluk sınavı varmış. O sınava senin de girmeni istiyorum. Maddi olarak hiçbir şey düşünmeni istemiyorum. Sınavları kazanacağına da yürekten inanıyorum."
Suna resmen bayılıvericekti şuracıkta. Bir yandan çok heyecanlıydı bu muhteşem bişeydi fakat asıl sorun olan ailesi.. ailesi kesinlikle buna karşı çıkardı.
" Nur Hanım tamam her şey çok güzel teşekkürler ama ailem bunu kesinlikle onaylamaz. Üniversiteye girmem için bile daha izin alamadım, zar zor uğraşıyorum ki kaldı ki elin gavur memleketine yollayıp beni oralarda bırakabilecek, yok yok asla izin vermezler."
" Sen yine de bu söyle kızım gerekirse ben de devreye girerim hallderiz"
Suna Nur Hanım'ın söylediklerini düşüne düşüne eve gitti. Aslında bu fikir kaçınılmaz bişeydi ve hayallerini gerçekleştirmek için çok büyük bir adımdı. Oralara yalnız başına gitmek tabiki de büyük bir cesaret isterdi. Zaten o cesaret Suna'da vardı. Ancak Suna'nın asıl korktuğu meseke her zamanki gibi aile sorunuydu... Ama karar vermişti,söyleyecekti ne kadr zor, ne kadar uzak olursa olsun geleceği için HAYAL'leri için ayakta duracaktı ve bunu başarabilecekti.
Eve geldi ve anasına bile gözükmeden odasına kapattı kendini. Duvarlarından sular damlayan,rutubet kokan odasına.. Birde Nur Hanım'ın teklifini kabul edip hayallerinin gerçek olduğunu by rutubetli ,kokan odanın yerine neredeyse 3-4 katı kadar büyük bir odada kendini öğrencilerine adamışken düşündü kendini. Ne güzel şeylerdi bunlar.. Ancak sadece hayallerde kalmamalıydı. Kalmayacaktı da. Teklifi anasına kabul ettirecekti. Etmezse de Nur Hanım' dan yardım isteyip KAÇACAKTI. Evet evet kaçacaktı. Ama bir yandan da korkuyordu. Birkaç sene öncesine kadar köyde yaşayan biriyken şimdi ise ailesinin bir anlık hevesiyle koskoca istanbul'da sürünüp giden,yaşamlarını(!) sürdürmeye çalışan tabi buna ne kadar yaşamak denirse artık!...
Anasının sesiyle sıçrayıverdi yerinden. Bu kez katlardan geken zil sesi de yoktu. Kim bilir ne olmuştu yine! Belki deee bu bi işaretti. Anasına bu fikrini söylemenin tam zamanıydı. Evet evet söyleyecekti,koymustu kafasına bir kere.
Anasının yanına gitti;
"Kız noldu yine sesin soluğun çıkmıyo. Ne gelişin belli ne gidişin. Eşek başı mıyız biz burda! Boru değiliz ya elbet insan bi anasının yanına gelir eyi misin neydiyon ana der ammaa yohh ne hacet emi?"
"Geldim işte ana ne konuştun yine nasıl buluyon böyle şeyleri şaşıp kalıyom valla ee. Neyse benim de seninle konuşucaklarım vardı zaten. Dur hele bi çay demliyim de şöyle ana-kız oturup sohbet edelim azcık he ne dersin?"
"Anaa kafana bişe mi düştü,hangi dağda kurt öldü de sen o delikten çıkıp ananla sohbet etmek ister oldun?"
"Off anaa ne yapsak suç sana da ee"
"Yok yokk Suna'm benim söyle bakam ne deyivercen anana?"
Suna anasının vereceği cevaptan çok korkuyordu. Ama artık söylemeliydi. Vereceği cevap ne olursa olsun söyleyecekti.
"Söylesene kızz çatlatma insanı ne diyivereceksen de hele onca iş bizi bekler"
Ve Suna herşeyi bir bir anlattı.Nur Hanım'ın söylediklerini hayallerini hepsini anasına bi solukta anlatıverdi.
Anası Suna'nın söylediklerini duyunca ilk başta hiçbişe demeden öylece baktı Suna'nın suratına. Sonra birdenbire gülmeye kahkaha atmaya başlayınca Suna çok şaşırdı. Anasının bu fikre olumlu baktığını düşündü. Sonra anası birden gülmesini durdurdu ve konuşmaya başladı;
"Tabi tabi yavrum tabiki de gidebilirsin. Aa sorman bile ayıp biz seni niye büyüttük? Bi yararını göremeden hadi onu da geçtim saçma sapan insanların köpeği oluver canın acısın kalbin kırılsın e bizi de kalpten götürüver diye emii!!"
Ana niye celalleniyon hemen bi dinle ya bak bu fırsat kaçmaz,ortaokuldan birinciliklerim de var şansım çok yüksek bi şansımı denesem en azından olmaz mı? Sen de konu komşuya.....
"Sus tm tm yaw saçmalama Suna'm bak o körolasıca,boyu posu devrilmiyesice baban da içki kumar derken evin yolunu unuttu,ağabeyin askerde bi başıma neylerim ben burda kadın başıma sen söyle he?"
Suna anasıyla daha fazla tartışmak istemedi ancak bu konu burada bitmemişti. Sadece şuan anasını daha da celallendirip inada bindirmesini istemiyordu o kadar. O sınavlara girecek ve kazanacaktı. Başka çaresi de yoktu. Eğer kazanırsa kazandıktan sonra anasına söyleyecekti. Ancak bu seferki söyleyiş farklı olacaktı,izin almak için değil VEDA etmek içindi...
Suna yine odasına kapanmak istemiyordu,içinden konuşmak saatlerce dertleşmek istiyordu birileriyle. Aklına hemen İpek geldi. Anasına bir yalan uydurup zar zor evden çıkabildi. İpek ile buluşup konuşacaktı. Ona da konuyu anlatacaktı. Fakat bazı kısımları atlayarak, kişileri biraz yer değişikliğine uğratarak..
İpek ile konuşmak onu biraz olsun rahatlatmıştı ama hala İpek'e söylediği yalan onun peşini bırakmıyordu, ardı ardına sıralanıyordu hayatındaki yalanlar zinciri. Bu durum çok canını sıkıyordu çokk. Ama herşeyi ZAMAN'a bırakmakta fayda vardı..

Toz Pembe HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin