Sabah alarmın sesiyle yataktan sıçrayarak uyandım. Hemen odamda ki banyoya girip hızlıca duşa girdim. Bugün çok önemli bir gün gündü. Neden mi ? Bugün babamla beraber hastaneye gidiceğim çünkü bir iş görüşmem var. Tabi iş görüşmesi denmez ama öyle deyince daha havalı olduğu kesin. Neyse yaz tatili için stajımı hastanede yapacaktım. E babamda başka yere izin vermediği için vede hastanede başarılı bir doktor olduğu için hastanenin sahibiyle konuşmus ve beni bugün için konuşmaya çağırmış. Duştan çıkar çıkmaz bornozla dolabın karşısına dikildim. Ee ne giyicektim ben şimdi?
Açık mavi sevimli bir balon etek ve de ince pembe tonlarında bir üst giydim ve hemen kahvaltiya indim. "E meleğim heyecanlı mısın" diye söze giren tabikide annemdi."olmaz mıyım anne tabikide"dedim. "Hadi hadi hızlı ol kızım geç kaldık zaten" diyen babama baktım ama birşey eksikti. "Anne mert nerde?" Evet mert abim ama aramızda altı üstü 3 yaş olduğu için ona ismiyle hitap ediyordum." Dün gece arkadaşında kalmış bugün içinde sana şans diliyor belki gün içinde arar seni." Sessiz kalıp kahvaltımı ettikden sonra babamın arkasından yetiştim.
Arabada tek düşündüğüm ise istediğim bölüm de staj yapabilme şansım var mıydı. " Baba ben lösemili çocuklar bölümünde staj yapmak istiyorum Hasan bey e bunu bildirsem sorun olur mu?" " Tabiki de olmaz sen uygun dille belirt hangi bölüm de staj yapmak istediğini." Sessiz kaldım ve yola odaklandım. Çok heyecanlıyım elimin ayağımın birbirine girip hata yapmaktan da çok korkuyorum.*
Şuan Hasan beyin kapısında dikilmiş heyecanımı bastırmaya çalışıyorum. Babam odasına gitti benimle gelmek istedi ama ben istemedim. Daha fazla beklersem geri döneceğim korkusuyla hemen kapıyı çaldım ve içeri girdim. Doğrusu Hasan beyin bu kadar genç ve yakışıklı olacağı aklıma gelmemişti. Doğru odaya mı geldim diye doğrulamak için masada yazan isme baktım evet doğruydu. Hasan Güneş yazıyor. Doğrusu gerçekten yakışıklı ve genç bir adam. Kirpikleri kıvrım kıvrım ve bir kızı bile kıskandıracak derecede bir şekildr güzel saçları vardı. Baştan aşağı süzerken bir anda ela gözleri üzerimde görünce hemen panikle " şe-şey merhaba" diye giriş yaptım ah kekeledim. Adam aynı ciddiyetle bana bakmaya devam ediyor. E merhaba desene demek istedim ama bu isteği şuanlık içimde tuttum. " Merhaba Hasan bey ben staj görüşmesi için geldim ben Ali Demir in kızı Özlem Demir." Dedim aahh halen konuşmuyor bu adam. Sonunda ağzını araladı. " Öncelikle küçük hanım ben Hasan güneş değilim oğluyum.işi çıktığı için benimle görüşmen gerekiyor." Sesi çok etkileyici. " Aa kusura bakmayın ben bilmiyorumdum." Emir kipinden nefret ederim ve bana " otur" diye bağırdı hayır ne bağırıyon sağır mi var karşında. " Neden staj yapmak istiyorsun ve neden bu hastane staj için fazla iddialı bi yer seçmişsin " dedi. " Başta da söylediğim gibi babam bu hastanede baş doktor. Babanızla yani Hasan bey ile konuşmus. Ben buraya sadece hangi bölüm de staj yapacağımi belirtmek için geldim." Dedim. Evet farkındayım fazla sert oldu ama bana bağırmasını bu şekilde hafifletmiş oldum. Beni önce baştan aşağı tekrar bir süzdü. Duygusuz bir şekilde. "İyi" iyi mi? Gerçekten mi başka birşey yok mu yani? "Ben lösemeli çocuklar bölümünde staj yapmak istiyorum." Dediğimde sonunda bana dikkatini tam şekilde verebilmişti. Ve bir anda bağırmaya başladı. Neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde onu dinliyorum şuan. " Ne sandın sen kendini ? Hemen bir çömez i lösemeli çocuklar bölümüne koyacağımı mı? Asla olmaz öyle birşey unut bunu.!!" Dedi gözlerim yanmaya başlıyor ah hayır hayır. Bir anda ağlama isteğimi bastıran bir şekilde hangi cesaretle bilmiyorum ama "asıl sen kendini ne sanıyorsun kendi çabamla o çocuklara birşey katabilmek için çalışmaya geliyorum ve işe bak lösemeli çocuklar hakkında hiçbirşey bilmeyen biri gelmiş bana ne diyor. Üzgünüm Taha bey ama lösemli çocukların hakkında hiçbir fikriniz yok. Ben bu konuyu babanızla konuşmak istiyorum." Didim evet didiim. Gözünde anlık bir hüzün dalgası geçti ama bu hemen yerini sinire bıraktı. Bir hışımla yerinden kalkıp karşıma dikildi ve bir kolumu tutarak nefesini suratıma vererek " asıl siz küçük hanım" bir şey demek istiyor ama susuyor gibiydi en sonunda " ah kime ne anlatıyorum ki çık dışarı " diye bağırıp kolundan itti. Evet itttii. Bende özlem demir isem bu hastanede banada yer var.*
Ee ilk olarak ciddili ilk bölüm beğendiniz mii ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lösemi
Non-FictionÖzlem daha 18 yaşında bir genç kız ve lösemiyle savaşmaya çalışıyor. Taha ise lösemi ile savaşan 11 yaşındaki kız kardeşine destek olmaya çabalıyor. Özlem ve Taha'nın yolları birleşirse sizce bu lösemi yenilir mi ?