3.Bölüm

223 5 1
                                    

"Seni severim bilirsin hyung! Ve seni üzgün görmekten ve sinirini benden çıkartmandan nefret ediyorum... Hıck! Aslında çok utangaçsın... Ve,vee hıck! Homoseksüel olduğunu kendine ve insanlara bir türlü itiraf edemiyor oluşun çok üzücü..."
Jongin esmer elleriyle küçük olanı Daesung'ın üzerinden çekip,daha fazla konuşmaması için Kyung Soo'nun suratını boyun boşluğuna gömdü.Daesung yüzünü ekşitti,bar çok basık ve havasızdı.
"Ah,hyung ona aldırma... Bu benim hatam o kadar içmesine izin vermemeliydim."
Daesung yüzüne zoraki bir gülümseme oturtup başını salladı.
"Önemi yok,Kyung Soo sarhoşken hep saçma şeyler söyler..."
Masanın diğer tarafından,tok sesin kurduğu cümle Daesung'ın sapığı bulduğunu işaret eder gibiydi.
"Saçma şeyler söylemek,kendine yalan söylemekten iyidir değil mi? Eğer eşcinselsen bunu kendine itiraf etmen gerek 11 kişilik masada ki herkes  biseksüel ya da eşcinsel.Bu durumu garipseyen tek kişi sensin,bu şekilde konuşmansa kulağa homofobikçe geliyor."
Daesung sakladığı suratını masanın ucunda konuşan kişiye çevirdi.
Sabah çarpıştığı çocuktu bu.
"Heteroseksüel biri için söylemesi çok kolay."
"Heteroseksüel olduğumu söyleyen de kim?"
Sigara içmesede nedensizce masada duran paketten bir sigara alıp yaktı.
"Önsezi diyelim."
"Yanlış bir önsezi ama."
Daesung,çocuğun yüzünü inceledi. Kemikli ama düzgün bir yüzü vardı. Sadece Kore standartlarında değil Dünya standartlarında yakışıklı olduğu da apaçık ortadaydı.
Birasından bir yudum alıp saçlarını geriye doğru attı.
"Jongin ben dışarıya çıkacağım,Kyung Soo'ya dikkat et."
"Peki hyung."
Jongin,yüzünü boynuna gömen çocuğu koltuğa yasalamaya çalışsa da pek başarılı değildi. Kyung Soo alkol yüzünden cüretkarlaşmış,Jongin'in yanağına öpücükler bırakıyordu,esmer çocuk derin bir nefes alıp beyninden geçen cinsel düşünceleri attı. Kyung Soo'yu sarhoşken değil ikisi de kendindeyken istiyordu. Ancak Kyung Soo ayıkken utancından Jongin'in elini bile zor tuttuğundan umudu oldukça düşüktü.
___________________

Daesung yanmamakta ısrarcı olan çakmağı tekrar çaktı. Bağımlı olmasa da arada bir içerdi. Küfür ederek çakmağı yere fırlattı,içeriye girip çarpıştığı çocuğa "Lanet sapık peşimi bırak." demek istese de emin olamıyordu. Aradığı kişi o değilse,boşu boşuna tüm sırrı ortaya çıkarsa ne olacaktı.
Aldığı nefesle gökyüzünün ciğerlerine dolduğunu hissetti.
Belki de o sapığa istediğini vermeli,tek bir gece sonrasında normal hayatına geri dönmeliydi. İstediği gibi mimar olur,cinsel hayatını gizlemeye devam eder,babasının istediği gibi bir kadınla evlenir cumartesi geceleride maaşının yarısını eskortlara verirdi.
Yüzünü buruşturdu,iki seçenekte berbattı.
Bir umutla fırlattığı çakmağı yerden alıp tekrar çaktı,sonuç aynıydı,yağmur sularının doldurduğu bir çukura fırlattıp başını beton binanın duvarına yasladı.
"Gazını doldurttuktan sonra kullanabilirdin."
Kulağına dolan kalın ses irkilmesine neden olmuştu. Neon ışıklar çene kemiğine vuran çocuk Daesung'ın yanında durup çakmak uzattı.
"Teşekkürler."
Titreyen elleriyle çakmağı kavrayıp sigarasını yaktı ve derin bir nefes çekti.
"Gay olmaktan utanmıyorum."
Daesung gözlerine sabitlenen iri kahve gözlere baktı.
"Neden saklıyorsun o halde?"
Daesung düşündü,neden saklıyordu sahiden,beynini dolduran düşünceler ile anladı.
"İnsanlar bunu normal göremiyor,dünya da hergün binlerce insanın açlıktan ve hastalıktan ölmesi onlar için normal olabiliyor,kadın cinayetlerine alışıyorlar,savaşları kabulleniyorlar. Ama,ama bizim eşcinsel oluşumuzu normal görmüyorlar. Gözlerinde hastalıklı bir günahkar olamam,o baskıya dayanabilecek kadar güçlü değilim. Ve hak ettiğim şey bir gece yediğim dayaktan dolayı oluk oluk kan akan burnumla,iç kanama yüzünden hastaneye kaldırılmak değil."
Seung Hyun uzun parmaklarını dudaklarına götürüp sigarasından bir nefes çekti.
"İnsanların standartlarını önemseme,kendi normallerini yarat. Mutlu olabileceğin tek hayatın bu olduğunu kabullenme.Bir sabah uyandığında,yanında uzanan karına asla aşık olamayacağını,sevişirken hep başka erkekleri düşüneceğini kabullen.Babasının nefretini kazanan biri olarak bunları söyleyebiliyorsam sen de söylersin Daesung."
Daesung karşısında duran yüzü inceledi,gözlerini,biçimli dudaklarını,düzgün burnunu. Her santimini aklına kazımak istedi,bunu ona aşık olduğundan değil,güzel olduğu için kazımak istedi. Tanrının ona bakarken,"Choi Seung Hyun benim en güzel eserim,onu ete,kemiğe bürümek yerine bir tabloya çizseydim siz de bunu fark ederdiniz. Choi Seung Hyun o çirkin Mona Lisa'dan binlerce kat daha güzel ve hayran olunası." dediğinden emin oldu. O güzeldi,her molekülüne,hücresine hatta karaciğerine kadar güzeldi. En önemlisi bir elma şekeri değildi. Dışında pırılpırıl bir şeker kaplaması vardı,içinde ise asla çürük bir elma yoktu,tamamıyla mükemmeldi.
"Yani yapmam gerekenin babamın karşısına geçip gay olduğumu açıkça söylemem olduğunu mu söylüyorsun?"
Kaldırıma,arabaların camlarına ve çatılara düşerek kendini belli eden yağmurla uzun olan sigarasından bir nefes daha çekip yere attı ve ayakkabısının ucuyla ezdi.
"O kadar aceleci olma,bir ev inşaa etmeye duvarları boyayarak başlayamazsın önce duvarları dikmen gerekir.Sadece bu durumu kabullen ve platonik olmayan bir ilişki yaşa."
Daesung bir süre Seung Hyun'un yüzünü inceledi.
"Artık içeriye girsem iyi olacak,bilmediğim bir ülkede hastalanmak beni hep korkutmuştur."
Daesung bir şey söylememişti,pembe gökyüzünü, bulutların arkasına saklanan ayı ve yağmur damlarlarının sokakları pislikten arındırma çabasını izledi.
İçinde de fırtınalar kopuyordu ve katranlaşmış kalbinin çözüdüğünü hissetti. O an için sapığı bile aklından çıkmıştı.

pornblogHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin