Melez Kampı

316 8 0
                                    

Bir bulut üzerinde dakika başı düşme tehlikesi yaşayarak yolculuk yapmaktan daha kötü ne olabilir diye düşünmeyin. Biz sinirli nimfalarla dolu bir bulutun üzerinde düşme tehlikesi yaşayarak yolculuk yapıyorduk. Maştu tüm bu karışıklığın sebebini anlayabilecekleri şekilde yetimhane görevlilerine anlattıktan sonra istifa dilekçesini basmıştı.

Ben ise kampa gitme zamanımın çoktan geldiğini yerimi tespit eden bütün bu canavarlardan dolayı biliyordum fakat Maştu'nun bir nimfa olduğu ve bizi korumak için kamptan gönderildiği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi doğrusu.

Endişeli bir şekilde buluta tutunmuş olan Caleb'e ve onun yanındaki bize heyecanlı bir şekilde hikayesini anlatan Maştu'ya baktım. Bize tanrıların varlığını ve melez kampını açıklamaya çalışıyordu ama konu öyle yerlere gelmişti ki en son Poseidon'un yeni ilişkisi hakkındaki detayları anlatmak üzereyken lafını bölüverdim.
"Hey, Maştu bize bunları açıklamana gerek yok yahu biz zaten her şeyi biliyoruz." dedim. Caleb de onaylarcasına kafasını salladı. Uzun zamandır tek bilmediğim şey Caleb'in babasının kim olduğuydu.

Maştu kafasını salladı. "Bu devi gördüğünüz an neden kaçmak yerine ona saldırdığınızı açıklıyor."dedi aylarca kaç kere canavarlarla savaştığımızı bilmeden. "Ama tanrı ebeveyninin Zeus olduğunu nereden biliyorsun, bunu Kheiron bile tahmin etmemişti."

Önümde birleştirdiğim ellerime odaklandım. "Annem bana her şeyi çok küçükken açıkladı. Tüm detayları anlattı ve beni buna göre yetiştirdi. Yani ölümüne kadar..." Caleb'e baktım "Caleb ise doğduğundan beri yetimhane olduğu için ona tüm bu hikayeyi anlatmak bana düştü, eğer onun da bir melez olduğunu fark etmeseydim başına kötü şeyler gelebilirdi."

"Gelmezdi" dedi kaşlarını çatarak Maştu. "Ben zaten yanınızdaydım."

Ona aylarca başımıza gelen onun farkında olmadığı felaketlerden bahsedecektim ki Caleb sözümü böldü.

"Önemli olan sağ sağlim burada olmamız, geçmişin artık pek bir anlamı kalmadı." dedi alttaki tanıdık manzarayı seyrederken. Annemin fotoğraflarında sıkça gördüğüm melez kampı hemen aşağıdaydı. Ben ağzım kulaklarımda kampı seyrederken keyfimi kaçıracak bir ses geldi arkadan.

"Maştu, değerli arkadaşım maalesef daha ileriye gidersek rotamızdan sapacağız bu yüzden sizi burada bırakmak durumundayız."

"Ne yani buraya mı?" dedim havayı işaret ederken. Alttaki koy nereden baksan 30 metre aşağıdaydı.

"Evet." diye cevap verdi Maseline "Üzgünüm."

Maştu sıkıntı ile kafasını salladı "Her şey için teşekkürler, hadi o zaman bırakın da gidelim."

Bir şey söylememe fırsat kalmadan altımızda açılan delik hepimizi yuttu. Caleb ve Ben tiz çığlıklar atarak, Maştu ise sanki bunu her gün yapıyormuş gibi bir yüz ifadesiyle suyu boyladı.

Düşüşümüzün yumuşak olmasını kafamı sudan çıkardıktan sonra gördüğüm bir kıza borçlu olduğumuzu gördüm. Su kıza itaat ediyor ve altımızda kıvrılarak bizi yüzeyde tutuyordu. Biz sudan çıkarken kampçılar sanki her gün sularına zoraki iniş yapan insanlar görüyormuş gibi ellerinde havlularla heyecanla bizi kuruladılar.

"Hey, adınız nedir?"

"Nereden geldiniz?"

"Az önce kız gibi çığlık atan sen miydin?"

Soruları toynak sesleriyle bölündü.
Herkes öne çıkan Kheiron'a yol verdi.
*
Devamı çok yakında




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zeus'un KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin