ㄴBir dev keklerimize göz dikiyorㄱ

738 30 5
                                    

Selamlar ^^.Bu benim ilk fanfic

denemem.Bu yüzden biraz.heyecanlıyım.Biliyorum aramızda  "üşengeç" arkadaşlar olacak.(Bknz: me) bunun için yalvarıyorum yorumlarınızı eksik etmeyin, hatalarımı bilmek istiyorum.Neyse fazla konuştum iyi okumalar demigods^^

°

Yazdığım nota bir kez daha baktıktan sonra kutunun kapağını kapatıp makineyi hafifçe ittirdim.Tepkiyi alan motor karşı binaya doğru süzüldü.Erkeklerin binası.Bana karşı pencereden bakan Caleb'e sırıtarak el salladım.

Bu çocuğu seviyorum.

Koskoca yetimhanedeki tek arkadaşım. Elinden her iş gelir,mesela bu küçük icat onun. Şeyde tanıştık.. Iı burayı es geçebiliriz.

Becerikli çocuk Caleb'e son bir kez daha el salladıktan sonra kendimi yatağıma attım.

"Of!"

Konforlu olmayan yatağa sert  düşüşüm belime pek de iyi gelmemişti. Tavana bakarken obsidyen kolyemi dudaklarımın üzerine bıraktım. Bu kolye benim için özledi. Bunu da şeyde.... Iı tamam millet burayı da es geçiyorum.

Koridordan gelen zil sesi beni ayağa kaldırdı. Yemek vakti gelmiş olmalı.

Yemek salonuna girip Caleb in yanına oturdum ve ağzıma bir kaşık bezelye tıkıştırdımYüzüm istemsizce buruştu. İğrenç . Kafamı sağa çevirdiğimde bana pencereden işaret yapan Maştu'yu gördüm. Yutkundum,

"Maştu ön bahçede, nereden çıkacağız?"

Caleb görevli girişini işaret etti .Ayağa kalktık. Bizimle göz göze gelen Kelly sırıttı. Ona sert bir bakış attık. İşaret parmaklarımızı boynumuza getirip sertçe çektik. Bunun anlamı 'Sıcak yerinde mutluysan ağzını açmayı deneme bile.' idi.

Yüzündeki sırıtış yavaşça soldu ve başını öne eğdi. Eh elimizde fena kozları da yoktu hani.

Kimseye çaktırmadan kapıdan çıktık ve ön bahçeye ,Maştu'nun yanına gittik.

Maştu'm

Benim annem kadar sevdiğim tek kişi. Burada bizi seven tek yetimhane annesi. Mavi gözleri hep sevecen bakar. Özellikle de bize.

Boynuna sarıldım ve yanağından öptüm.

"Bugün neyimiz var Maştu?" dedi Caleb Maştu'dan bir makas alarak.

Maştu arkasındaki poşetin içini açtı ve iki puding kutusu, birer  elma, birer dilim de kek çıkardı.

Bize uzatılanları aldım ve ona baktım.

"Seni çok seviyoruz biliyorsun değil mi?"

Gözleri parladı ve kafasını salladı.

"Evet. Bu benim görevim gibi bir şey."

Kaşlarım çatıldı,

"Ne görevi yahu?"

Sorumu es geçip el sallayarak  yanımızdan ayrıldı. Omuz silktim. Her zamanki Maştu işte.

Caleb ile gizli yere, ön bahçeyle arka bahçenin kesişimindeki duvarın tepesine çıktık. Kimseye fark ettirmeden -zaten birkaç çocuk- pudingleri mideye indirdik.Emin olun bu yemekhanenin kokmuş bezelyelerinden daha iyi.

Caleb bitmiş puding kutusunu yanına koydu. Keke bakıp yüzünü buruşturdu. Caleb muz sevmezdi.

"Seninki de mi muzlu?"

Kafamı salladım.

"Evet ama-"

Cümlem bölündü

"İMDAAT!"

"TANRIM BU DA NE!"

"OLEY! TATLI İNSANLAR!"

Kaşlarımı çattım.Tatlı insanlar mı?

'AAAA! BU ŞEY KOCAMAN!'

Caleb ile koşarak bağrışların geldiği yere gittik. Küçük sayılabilecek Lastirgonyalı deve  bakıp gözlerimi devirdim. Artık bunu da ne olarak  görüyorlarsa. Ben cehennem tazısının kafasını okşamaya çalışan insanlar gördüm.

Her gün tüm zamanımızı bunlarla geçiriyorduk yandaki korlukta ,nadiren çıktığımız (Maştu sayesinde) gezilerde, büyük terk edilmiş binada -evet nadiren biz de kuralları unutabiliyoruz canım Ama bu seferki saldırı yetimhanenin önündeydi.İşte beni endişelendiren şey.

"Ah hadi ama bu hafta 3. oluyor bu!"

diye sitem ettim.

"Yiyecek?"

Küçük bir kamyon büyüklüğündeki ufaklık nedense hala elimizde olan muzlu kekleri işaret etti.Sonra nihayet bizi farkedip  ellerini çırptı.

"Ve melezler?"

Gözlerini kıstı.Sanki aramızda seçim yapamıyormuş gibi bir keklere bir bize bakıyordu.Ben bir dev olsam tercihim iki dilim muzlu kek olmazdı.

"Hey Zeus kızı!"

diye seslendi iki adım arkamdaki Caleb.

Hançerini çıkardı ve saldırı pozisyonuna geçti.Ben de mesajı alıp kolyemi kopardım. Elimde büyüyen bir metrelik obsidyen kılıca baktım. Kabzasına altın renkli zarif bir 'L' harfi kazınmıştı. Linda'nın 'L' si.

Bu kılıç annemindi.

Zeus'un KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin