7

533 31 26
                                    

  Odanın içi simsiyahtı ve her yer tanıdık aletlerle doluydu, kan kokusunu rahatlıkla alabiliyor olmam beni daha da korkuttu. Daha fazla dayanamayacaktım beni öldürmeden önce buradan çıkmalıydım, dün ne kadar bana iyi davranmış olsalarda bu bir tuzak olabilirdi o yüzden kimseye güvenmemeliydim ve acilen bir çıkış yolu bulmalıydım.

  Hızlıca çıkış kapısını bulabilme umuduyla koridorun en başındaki kapıyı açtım ancak açar açmaz pişman oldum. Dün tanıştığım oğlanlar tam karşımda gözleri fal taşı gibi açılmış bir halde bana bakıyorlardı. İlk fark ettiğim şey buranın çıkış olmadığıydı, ikincisi ise üzerimde iç çamaşırlarımı gösteren beyaz bir tişört olduğuydu. Geri geri yürüyüp kapıyı açtım ve hızlıca kendimi o odadan attım ama bir duvara çarptım.(Ne kadar klasik değil mi?) Aniden belimi tutan eller yere düşmemi engelledi.

   Sessiz bir biçimde özür dileyerek hemen uzaklaşmaya çalıştım ama birkaç adım bile atamadan kendimi Ateş'in kucağında buldum.
'Nereye prenses?'
Birden prenses demesiyle Poyraz gözümün önüne geldi ve gözlerim sulanmaya başladı.
    
'Lütfen beni bırakın ölmek istemiyorum.'
' O da nereden çıktı.' Herhalde iyi bir oyuncuydu çünkü sesi dediğimi anlamamış gibi çıkmıştı.
'Beni öldüreceğinizi biliyorum kanlı siyah odayı gördüm.'  Sesim hıçkırarak çıkmıştı.
'O odayı artık gerekmediği sürece kullanmıyoruz ayrıca sana asla öyle bir şey yapmayız. Seni biz kurtardık ve koruyacağız.'
'Beni nereden tanıyorsun?'
'Demek soru cevap kısmına geçtik küçük hanım.' gülerek beni diğer oğlanlarında olduğu odaya götürdü.

    Burası herhalde oturma odasıydı. Kocaman bir televizyonu çevreleyen pufidik görünüşlü koltuklar ve yerlere saçılmış patlamış mısırlar vardı. Dört çocukta koltuklara yayılmış bir biçimde film izliyordu ama biz gelince hemen dikkatleri dağılarak merakla bize baktılar. Hâla Ateş'in kucağındaydım, ona sıkıca sarılarak diğerlerinden yüzümü sakladım. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum.

   Hafifçe güldüklerini duyunca biraz daha kızardım herhalde artık bir domatestim. Hem ben neden Ateş'e bu kadar yakın hissediyordum. Neyseki bir süre sonra Ateş ben kucağındayken koltuğa oturdu.
'İstersen seni ilk çocuklarla tanıştırayım güzellik.' Ateş yüzündeki sırıtışla cevap vermemi bekliyordu. Hafifçe başımı salladım.

'Bu Onur.' Gösterdiği çocuğun kıvırcık kahverengi saçları ve tatlı bir yüz yapısı vardı.
'Merhaba ben Onur.'  Hafifçe gülümsedim.
'Görünüşüne kanma eşek şakalarında ustadır, dikkat et.' Bu Onur'un yanındaki çocuktu. Sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Oldukça yakışıklıydı ama sürekli vücuduma bakması beni rahatsız etmeye başlamıştı.

'Ben Deniz.' Göz kırptı ve 'yatağımda her zaman sana bir yer var.' Demesiyle ensesini Onur'dan bir şaplak yedi.
'Sağ ol Onur.' dememle Onur'un Deniz'e dil çıkarması bir oldu.

    Çocuk gibilerdi ama onları şimdiden çok sevmiştim sadece Deniz'e biraz gıcık olmuştum o da sapıklığındandı.

'Bu çok uzun sürdü hadi artık.' diye puflayan çocuğa baktım. Kahverengi saçları vardı ve oldukça sert duruyordu. Yüzünde sıkılmış bir ifadeyle 'Ben Mert güzel kızsın ama kaşarları sevmem.' dedi.

Şok oldum. Ben ve kaşar yok artık!
'Pardon ama sen kime kaşar diyorsun?' sesimden sinirlendiğim belliydi.
'Ateş'in kucağında falan ne hayaller kurduğunu biliyorum. Ayrıca o tişörtünden her yerinin gözükmesinin hoşuna gittiğini de biliyorum.'
İyice sinirim bozulmuştu. Ayağa kalkıp çocuğunu yüzüne yapıştırdım. 'İlk olarak hayal falan kurmuyorum ikincisi de bu tişört benim değil ve ben de her yerimin gözükmesinden memnun değilim diyip tekrar çocuğa bir yumruk attım.

Bir tane daha yumruk atacakken arkamdan birisi beni tuttu ve eski yerime tekrar oturttu.

    Bu sırada da Onur, Deniz ve Ateş, Mert'e bağırıp duruyorlardı. Sesleri o kadar yüksektiki irkilerek koltukta geriye gittim. Geriye gitmemle tek tanışmadığım çocukta kollarını etrafımda sararak kendini tanıttı.
'Ben Bora, Mert için özür dilerim bu aralar bazı sıkıntılar yaşıyorda.'
   Kafamı sallayarak Bora'nın kolların arasına girdim.
Ancak hiç beklemediğim bir şey oldu. Kafama bıçak girmişçesine bir ağrıyla çığlık attım ve her yer karardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Telapatik İkizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin