Ne İstersem O Olur Mu?

176 8 4
                                    

Şimdi hayal edip hayal ettiklerini defalarca söylemek çok moda; televizyona çıkıp konuşan,hafta sonu gazetelerin verdiği eklerde yazı yazan bir sürü amca, teyze " isterseniz olur" diyor.Hayal edin filan.

     Ben yeniliklere açık bir insan olduğumdan,üstelik de isteklerinin ardı arkası kesilmediğinden bu tekniği çok tuttum. Geçen haftaki sınavlarda ders çalışmak yerine yatağıma uzanıp notlarının nasıl da değiştiğini, sonuçları öğrendiğimde nasıl da şaşırdığını hayal ettim.Artık kesin harika notlar alırım derken aldığım notların bir öncekinden çok daha düşük olması beni alışveriş merkezinde deve görmüş kız gibi şaşırttı.Aslında sonuca bakarsak hayal  ettiklerini gerçekleşmiş,yani notlarında değişiklik olmuş,ben de şaşırmıştım;ama benim istediğim yönde değil.Bundan sonra hayal kurarken daha çok ayrıntı üzerinde çalışmalıydım.Yalnız bu kadar ayrıntılı hayal kurmak da yorucuydu.Sonuçta yorucu hayaller kurmaktansa daha az yorucu şekilde ders çalışmaya karar verdim.

    Ama bazen çalışmakla elde edilemeyecek istekler oluyor.Bu günlerde öyle bir isteğin tam ortasındaydım.Kendime bir arkadaş,hep yanımda olacak bir dost istiyorum.Akşam olunca evine gitmeyecek,beni fazlasıyla sevecek hatta kucağımda uyuyacak akıllı bir dost.Annemle babama isteğimi söylediğimde yani bir kedi almazsanız sizinle bir daha asla konuşmam dediğimde beni pek ciddiye almadılar.Hatta o gece onlarla konuşmayıp odamda oturmam sanki hoşlarına bile gitti.

    Yalnız ben isteklerinden kolayca vazgeçerek bir kız değilim.Gerekirse kafa yer,dır dır eder ne kadar üzüldüğümü ağlayarak etrafıma yansıtırım.Eskilerden bir şarkı da buldum.Bir teyze en üzgün sesiyle yeni bir film görmek istediğini ve bir kedisi bile olmadığını söylüyordu avaz avaz.Duygularımı dışa dışa vuran bu şarkıyı evin fon müziği yaptım.Sanatçı teyze,

  "Bir kedim bile yok, anlıyor musun,hadi gülümse."
dedikçe ben en acılı gülümsememle annemin gözlerinin içine baktım.

    Bir hafta kadar süren ve annem tarafından kafa ütülemek olarak tabir edilen direnişin mutlu sona bağlanınca ben bile şaşırdım.Bizim apartman görevlisi Yavuz amca akşam kapımızı çaldı ve apartmanımızda fare görüldüğünü söyledi.O anda annemin suratı görülmeye değerdi.Dehşet,şaşkınlık,iğrenme hepsi bir aradaydı.Hemen araya girip "Bir kedimiz"olsa dedim,"fareler kaçacak delik arar." Yavuz amca da beni onayladı.İlaçlama şirketine haber vermişler ama yine de dikkatli olmamız gerekiyormuş.

     Annem gece lavabo deliklerini tıkadı, klozet kapağını kapatıp üzerine ağır vazoyu koydu.Tuvaletlerimuz acayip bir dekorasyona sahip oldu.Babam gece kalkıp yarı kapalı gözlerle üzerinde en az "5 kilo"çeken ağır vazoyu unutup klozet kapağını kaldırınca yalnız biz değil alt kattaki komşular bile uyandı.Vazonun çıkardığı sesten değil,babamın parmağına düşen vazo yüzünden avaz avaz bağırmasından.Zaten vazo çatlaması bile.Çatlayan tek şey babamın ayak baş parmağıydı.İşte o çatlak annemin bir haftadır çatlamayı bırak çizik bile almayan direncini tuz buz etti.Babamı doktora götürürken hemen kedi almamız gerektiğini söyledi.Keşke babamın parmağına çatlamadan bu kararı alsalardı.Ama büyükler böyle işte,bir felaket olmadan karar alamıyorlar.Her neyse çooook heyecanlıyım!

       BİR SONRAKİ BÖLÜM YARIN YAZABİLİRSEM (yazamayada bilirim) GELECEK.YILDIZA BASMAYI EKSİK ETMEYİN!😘😃

Şirin Gizemli Küpün PeşindeyizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin