Sehun; siz onunla birlikte olmadığınız için sizden ayrılacağını söylüyor çünkü onu sevmediğinizi ve ona güvenmediğinizi düşünüyor.. Siz onu kaybetmeyi göze alamadığınız için kabul ediyorsunuz. O gece birlikte oluyorsunuz. Olayın üstünden geçen 1 hafta sonunda sürekli kusuyorsunuz, başınız dönüyor. Sehun sizi zorla hastaneye götürüyor ve hamile olduğunuzu öğreniyorsunuz. Siz çok seviniyorsunuz fakat Sehun suratını asıyor. Hastaneden çıktığınızda size bebeği aldırmanızı söylüyor. Kabul etmiyorsunuz çünkü daha doğmamış bebeğe kıyamıyorsunuz. Bunu da böylece Sehun'a söylüyorsunuz. Size bağırmaya başlıyor 'Biz evlenemeyiz anladın mı, ben sana sahip oldum diye sonsuza dek seninle olamam. Ben seninle evlenemem sadece gelip geçici bi sevgilisin sen! O bebeği aldırmak zorundasın!!' diyor. Gözünüzden düşen o küçük damlayı Sehun görmesin diye hemen yakalıyorsunuz. Onun bu kadar acımasız olabileceğini daha önce hiç düşünmediğiniz için hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Sehun arabasına binip camı açıyor ve 'Bitti (adın) bitti! Bebeğin ve sana mutluluklar!!' diyor. Sizi oracıkta bırakıp gidiyor. Siz eve gidiyorsunuz, teniniz solmuş ve rimeliniz akmış, çok bitik görünüyorsunuz. Eve girip kapıyı kapatıyorsunuz ve yere çöküp ağlamaya başlıyorsunuz. Hemen en yakın arkadaşınızı (erkek) arayıp gelmesini istiyorsunuz. O geldiğinde olayları anlatıyorsunuz ve bir süre sonra gitmesi gerektiğini söyleyip çıkıyor. Sehun'un her zaman gittiği barı bildiği için oraya gidip Sehun'un yakasına yapışıyo. Demediği şeyi bırakmıyor, Sehun'u bayılana kadar dövüyor. Sehun da alkol aldığı için ve üzerindeki ağır pişmanlık duygusundan dolayı tepki vermiyor. Ardından hiçbişey olmamış gibi bardan çıkıp evinize geliyor. Kapıyı yumrukluyor ve siz üst kattaki odanızdan aşağı inip açıyorsunuz. İçeri hızla girip dudaklarınıza yapışıyor. Geri itip tokat atıyorsunuz ve 'Ne halin varsa gör sonra çek git!' diye bağırıp odanıza çıkıyorsunuz. Peşinizden geliyor ve siz yatakta ağlayarak yatarken gelip üstünüze çıkıyor, tekrar öpmeye çalışıyor zorla. Siz zar zor altından kalkıp hıçkırıklarınızı arttırıyorsunuz ve 'Senden iğreniyorum!' diye çığlık atıyorsunuz. Merdivenden inerken 'oranıza' dokunduğunda sabrınız taşıyor. Ona doğru hızla döndüğünüzde ayağınız kayıyor ve merdivenden yuvarlanıyorsunuz. Son duyduğunuz şey Sehun'un size 'Seni seviyorum lütfen beni nefessiz bırakma. Özür dilerim hiçbişeyi bilerek yapmadım. Hiçbiri ben değildim lütfen affet lütfen..' diyişi olur.
Gözlerinizi açtığınızda hastanedesinizdir. Başınızda Sehun vardır. Uyandığınızı gördüğünde gözünden bir damla yaş süzülür ve tekrar özür diler. Bu kez sebebi farklıdır. Size bebeğinizi kaybettiğinizi söyler. Gözlerinizden yaşlar süzülür ve kolunuzdaki serumu söküp atarsınız ve Sehun'un göğsüne yumruklar atmaya başlarsınız. Yerinden kımıldamadaz. Vücudu değil kalbi acıyordur onun. Bir süre sonra dayanamayıp bileklerinizden tutar ve o da ağlamaya başlar. 'Yapma lütfen dayanamıyorum yapma..' der ve defalarca özür diler..
TEPKİNİZ NE OLURDU?