Başlangıç

43 5 0
                                    

Kaçıncı tünelden geçtiğimi bilmiyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım benden başka kimse gözükmüyordu acaba yanlış yola mı sapmıştım?
Yoldan geçerken gördüğüm tabelaları tekrar tekrar geçirdim gözümün önünden, Ama hep işaretler bu yolu gösteriyordu, tünelin sonunu görmek için daha fazla bastım gaza ama bir türlü sonu gelmiyordu. Yarım saaten fazladır bu tünelde olduğumu varsayarsak okula geç kalmıştım...
.
Bir süre sonra tünelde bir ışık belirmeye başlamıştı, tünelin sonunu görünce derin bir oh çektim nefesimi dışarıya verirken.
Kazı çalışmaları yüzünden okul yolunu değiştirmek zorunda kalmıştım ve buda bana baya bir zaman kaybına neden olmuştu, son yokuştan indikten sonra okula varmıştım güvenliğìn demir korkulugu kaldırmasıyla okul bahcesine giris yaptım gözlerim hemen bahçede arabaya zarar gelmeyecek bir yer aramaya koyuldu çünkü her seferinde arabam, kendini bilmez zengin bebeler yüzünden çiziliyordu. gözüne kestirdiğim ilk yere arabayı park edip çantasını da alıp arabadan indim koşar adımlarla ana binaya giriş yaptım.
Dersliğin önüne geldiğimde hocanın çoktan içeriye girdiğini fark ederek usulca kapıyı çalıp özür diledim ve sessizce yerime oturdum. Derslikler genelde çok kalabalık oluyordu, bütünlemeye kalmış öğrenciler, hocalarla tartıştığından yıllardır o dersten geçmeye çalışan eski öğrenciler ve tabiki bölümün öğrencileriyle dolup taşıyordu her zamanki gibi.
laptopumu çantamdan çıkarıp masaya bıraktım ekranı açıp ders için gerekli olan tüm sayfaları ana ekrana dizdikten sonra dersi dinlemeye başladım.

2 saat sonra sonunda ders bitmişti acıktığımı fark ederek elimi karnıma götürdüm kalkıp yemekhaneden birşeyler yesem fena olmazdı. Sabah okula yetişmek uğruna hiçbirşey yemeden çıkmıştım ama yinede geç kalmıştım.

Tam ayaklanmıştım ki en yakın arkadaşım beliz karşımda öylece sırıtıyordu

- "Güzellik naber"

-"iyiyim canım senden ne haber"

- "Iyiyim ya senden bir ricam olacaktı
selin sizin derslikteki hakanın numarasını alırmısın?"

Bu sorusuna karşın yüzüm düşsede belli etmemeye özen göstererek

-" neden? " diye sordum.

- " birşey yok ya ders için konuşucaktım"

Gözlerimi devirerek koridorda yürümeye başladım. Arkamdan gelip

- "kızım birşey yok cidden sadece ders için"

-" ben tanımıyorum ki" diyip sırıttım.

- "kızım o zaman niye uğraştırıyorsun baştan desene"

- " bana sorma sende "

Üzüldüğünü belirtmeye çalışır şekilde dudaklarını büktü bende uzaktan ellerimle öpücük yollayıp yemekhaneye koştum, daha fazla açlığa dayanamazdı bünyem.

Sıkıcı bir yemek merasiminden sonra en sonunda yemeğimi yiyebilecek bir yer bulmuştum.
Mimar sinan fakültesinde Grafik tasarım bölümünü okuyordum. Bu okulda 2. Yılım oluyordu yıllarca kendimi karakaleme vurmuş olsam da herzaman aklımda dijital çizim ile ilgili bir mesleğe sahip olmak vardı, çizim yapmak benim için herşey sanırım bugüne kadar yapmış olduğum veya yapacağım her hayalimi, çizimlerimde topladım.

Bu okul için çok fazla fedakarlık yapmıştım, ailemi karşıma aldım dostlarımı geride bıraktım eski hayatımdan tamamıyla vazgeçtim.
Sorunlu bir yaşantım var benim çok fazla ezildim çok fazla hakarete uğradım, bu hayatta girebileceğim tüm sokaklar beni çıkmazda bıraktı. Sorun degil hala ayaktayım cesur olup buralara kadar gelmiştim. Devamı cok da zor olamaz, bence olmamalı...

" Yeniden Başla "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin