2 HAFTA ÖNCE....
Yağmur sabah 8'de başlayıp,bir daha durmamıştı.Ormanın içinde gözleri doğaüstü yeşil olan bir adam yanındaki gecenin karanlığına sahip saçları olan kadına dönüp,ciddi bir ifadeyle ''Vakti geldi''dedi. ''Evet,sonunda''dedi gözlerini baktığı yerden ayırmadan.
Sanki siyah bir sis bulutu onları yutmuşçasına karanlıkta birden ortadan kayboldular...
GÜNÜMÜZ
Sabah saat 6'da oturmuş yağan yağmuru izliyordum.Sadece dört saat uyuyabilmiştim, ki bu da son günlerde benim için bir başarı sayılır.Bir haftadır yağmur durmak bilmiyor.Yağmuru seviyorum.Beni rahatlatıyor.Sıklıkla gördüğüm o rüyayı yine gördüm.Kendimi kırmızı-siyah opal'e benzeyen bir kayaya çarparken görüyorum.Tüm kaburgalarım kırılmışçasına bir acı hissediyorum ve çorbaya dönmüş bir beyinle uyanıyorum.Aynı rüyayı bu hafta 3.görüşüm.Bu rüya beni rahatsız ediyor...
Bir bardak kahve içtikten sonra yarım saat uzaklıktaki alışveriş merkezine gittim.Fantastik bir filme bilet aldıktan sonra seans saati gelene kadar gezecektim ki onu gördüm.Siyah saçlı bir kadın kitapçının girişinin yan tarafında arkası dönük duruyordu.Bana doğru döndü ve bana uzun uzun baktı.Normalde insanlar kaşımdaki piercinge aval aval baktıkları için önemsemezdim ama sanki onu bir yerlerde görmüş gibiydim.Onu tanıyordum.Ne biliyim işte bazen biriyle sanki çok önceden tanışıyormuş gibi hissedersiniz ya belki de öyledir.Bana tanıdık geliyordu ama nerden olduğunu bir türlü hatırlayamadım.Yanından geçip gittim ama arkamdan bana bakmaya devam etiğine neredeyse emindim.
Filmden çıktıktan sonra biraz daha oyalandım.Eve gitmeye pek niyetim yoktu.İki saat daha alışveriş merkezinde gezdikten sonra durağa doğru yürüdüm.Durağın önünde siyah saçlı bir kadın vardı.Kitapçıdaki kadın sanmıştım ama o değildi.Saat daha 3 olmasına rağmen hava akşam olmuş gibi karanlıktı.Yağmur şiddetini arttırmıştı ve şimşekler çakmaya başlamıştı.Nisan ayındaydık ama nisandan çok aralık ayındaymışız gibiydi.O anda benden 50 metre ötedeki ağaca yıldırım çarptı.
*
Dün olanlardan sonra bugün de karşıma elinde bıçakla çığlık maskeli birisi çıksa veya evde sesler duymaya falan başlarsam hiç şaşırmam doğrusu.Çünkü olanlar tıpkı basit bir korku filmi başlangıcı gibiydi.Neyse ki yıldırımdan kimse zarar görmemişti.Bu da korku filminde olmadığımızı gösterir sanırım.Zil çaldı.Gelen Elisa'ydı.
''Elinde testereyle uşağı bekliyordum.Seni görmek pek heyecan verici olmadı''dedim.Şaşkın bir ifadeyle''Ne?'' diye sordu.
''Geç içeri anlatırım''
''Ee n'oldu''diye sordu salonda koltuğa oturduktan sonra.
''Dün bir kadın gördüm,bana uzun uzun baktı.Kadını bir yerlerden hatırlıyor gibiydim ama bir türlü nereden tanıdığımı hatırlayamadım.Ne biliyim garipti.Sonra durakta beklerken yağmur yağıyordu,yakındaki bir ağaca yıldırım düştü.Ondan dedim.''
''Dejavu gibi yani.''
''Sanırım.''
''Neyse,onu bırakta ben açım.''
''Bok ye''
''Ciddiyim acıktım''
''Ben de ciddiyim bok ye''
''Tuvalet gibi ağzın sürekli bok çıkıyor''
''Annem gibi konuşuyorsun''
''Kadın haklı.Neyse yemek ne var'' dedi gülerek.
''Bu kadar çok demek istemiyorum ama bok var.Lan bir dur geldiğinden beri yemek diyorsun,bir beş dakika dinlen.''
''Napıyım,kahvaltı yapmadım kanka.Patates mi kızartsak ?''
''Evde patates yok,gidelim alalım o zaman.Beni de acıktırdın''
*
Yolda ''Bir-iki saat sonra Burak'la buluşcam sen de gelsene'' dedi.
Burak'ı severim,iyi çocuktur ama etrafında bin bir çeşit gerizekalı arkadaşı vardı ve ben ne zaman onların buluşmalarına gelsem o gerizekalılardan biri mutlaka yanında olurdu.
''Kesin yanında geri zekalı arkadaşları da gelecek değil mi ?''
''Evet kanka,yanında Ali'de gelecek.Sen de gelsene iste hem Ali baya yakışıklı çocuk aslında.Burak'a seni soruyormuş.''
''O abazayı görmek istemiyorum.Yakışıklı olup olmaması umrumda değil.Aptallığına tahammül edemiyorum.''
Marketten dondurulmuş pizza,patates ve kola aldıktan sonra eve dönüyorduk.Yolun karşısında siyah pelerinli birini gördüğümü sandım.Onu yandan görüyordum.Hala hareket etmiyordu.Birini beklese orada öylece dikilmezdi.Tuhaftı...Bir şey hissediyordum ama bunun ne olduğunu bilmiyordum.Sanki varlığı beni kendine çekiyordu.Kollarımdaki tüyler diken diken olmuştu.Sonra birden ortadan kayboldu,etrafa bakındım.Hayır,kalabalığın arasında değildi.Hiçbir yerde yoktu.Sanki yer yarılmış içine girmişti.
''Ne oldu ?'' diye sordu Elisa.
''Hiçbir şey,birini gördüm sandım''
Daha fazla uyumam gerekiyordu.Bu kesinlikle gerçek olamazdı.Birden ortadan kaybolamaz.Az uykudan dolayı halüsinasyon görüldüğünü okumuştum.Her ne kadar halüsinasyonmuş gibi hissetmesem de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİS
Fantasy''Bir hafıza kaybı yaşadığınızdan haberiniz yoksa? Ve beyninizin içindeki tüm gerçekler bir sisle örtülüyse karmaşa sizi içine çeker. Kabuslarımdan uyandığımda dipsiz karanlıkta kimse yoktu.Ta ki o hayatıma girene dek...'' Bugüne kadar her ş...