-Lütfen bana öyle bakmayı keser misin Tito'nun seni korkutabileceğini nereden bilebilirdim ki!
-O böceği nerden buldun sen?
-Tito!
-Tamam her neyse işte nerden buldun??
-Yarın görürüsün haha diye gülen Can'a gözlerimi devirerek:
-Neden güldün? dedim.
-Yarın okula kabul töreniniz yapılacak bu gün okula gelen tek kişi sen misin sanıyordun?
-Bunun Tito'yla ne alakası var ki?
-Gidince görürsün dediim aa bak Veronika geliyor o da Almanya'dan gelmişti iyi anlaşacağınıza eminim benim birkaç işim var dedikten sonra beni Veronika'nın yanına götürdü sonra da:
-Veronika Bilge,Bilge Veronika ikinize de iyi günler!
-Peki sen kimsin diyip Can'ın arkasından bakan Veronika ya şaşkınca bakarak:
-Can'ı tanımıyor musun?diye sordum
-Hayır ama senle tanıştığıma memnun oldum Bilge'ydi değil mi?
-Evet.
-Hadi gel sana birazcık okulu gezdireyim hem sohbet etmiş oluruz.
-Peki tamam derken Veronika'nın sağ tarafında duran mavi güvercini görünce biraz şaşırarak:
-Veronika bu hayvanları nerden alıyorsunuz herkeste var gördüğüm kadarıyla.
-Ahh onlar mı evet onları okulun giriş töreninde yavru olarak alıp büyütüyoruz yavruları almak için siyah bir kayanın içine elimizi koyuyoruz ve taş bize en uygun evcil hayvanı buluyor.Tam bu sırada Can'ın örümceği aklıma gelince gülmeden edemedim.
-Neden güldün?
-Sadece aklıma evcil hayvanı örümcek olan bir arkadaşaım geldi de haha.
-Daha kötülerini de gördüm bir keresinde Albert adındaki bir çoçuğa timsah kardeşine de yılan gelmişti.Aklıma korkunç düşünceler akın etmeye başlamıştı bile.Bir yılanın hayalini kurmak bile kötüyken onu elime almak zorunda olma düşüncesi ıyyyk!
-Korkma bunlar çok nadir olur genelde kedi,güvercin ya da tarantula falan çıkar.Dalga mı geçiyordu bu kız benimle tarantula ne yaa!!
-Gel senle markete gidelim alacak birkaç şeyim var.Veronika,nın söylediği şeyle aklıma okulla ilgili hiçbir eşyamın olmadığı geldi ama ne kadar utansam da sormak zorundaydım.
-Şeyy benim okulla ilgili hiçbir eşyam yok ne yapacağım.
-Ahh üzülme okuldaki tüm öğrencilere ilk gün malzemeleri verilir ve aylık düzenli olarak burs da var zaten sen endişe etme.
-Ahh çok içim rahatladı teşekkür ederim derken duyduğum çan sesiyle irkildim açıkçası çok şaşırmıştım.
-Veronika bu çan da ne?
-Kilise çanı benim gitmem gerek sana iyi günler!
-iyi günler! tam bu sırada duyduğum ezan sesi beni daha da çok şaşırttı demek ki burda herkesin özgür olarak ibadet edebilme hakkı vardı burayı şimdiden çok sevmiştim.
-Camiyi bulmam uzun sürse de namaza yetişmeyi başarmıştım.Ee sonuçta özel güçlerimiz olsa da halen müslümandık ve bu okulda da ibadet özgürlüğü vardı.
-Toplam sekiz kişiydik kızlar olarak ve namaz bittiğinde tam kalkmışken yedi tane kol beni tutup zorla yere oturtunca gülmeden edemedim.
-Merhaba ben Melis
-Ben de Büşra
-Benim adım da Yeşim
-Ben de Feyza
-Be...ben de Betül
-Ben irem
-Vee ben de Gül diyen Gül kıkır kıkır gülüyordu çok cana yakındı.Feyza'yla irem birbirlerine daha yakın görünüyordu.Betül ün utangaç biri olduğu her halinden belliydi adını bile zor söylemişti.Yeşim,Melis ve Büşra'da çok neşeli ve cana yakın insanlardı ama Feyza çok soğuk görünüyordu.Tam bunları düşünürken Gül'ün sorusuyla kendime geldim.
-Eee senin adın ne peki.
-Şeyy ben Bilge dedim utangaç utangaç.Aııhh ne zaman bu kadar çekingen olmuştum ben diye iç sesimle kavga ederken yedisi de aynı anda Tanıştığımıza memnun olduuk!! diye bağırınca biraz irkildim açıkçası.
-Aramıza utangaç biri daha katıldı galiba diyerek Betül'e manalı bakışlar atan irem'e hepimiz gülerek karşılık verdik.Camiden çıkıp şatonun bahçesinde yürümeye başladığımızda yeni arkadaşlarım aklımdaki soruları cevaplayabilir belki diye düşünerek ilk sorumu sordum.
-Şey bu okuldaki sistemi birazcık anlatabilir misiniz acaba? dediğimde Yeşim heyecanla konuşmaya başladı aramızda en büyük görünen de oydu zaten.
-ilk olarak içindeki karanlık güçlerin olgunlaştığı anlaşılan kişiler karanlık güçler yoluyla okula getirilir.
-Evet o kısmı hatırlıyorum ve inanın hiç hoş değildi diye söylenirken Yeşim anlatmaya devam etti.
-Daha sonra getirilen öğrenciler hazırlanıp okulun giriş avlusuna gönderilir ve okul müdürü yıllık konuşmasını yaptıktan sonra öğrencilerin evcil hayvan seçme merasimi başlar.daha sonra malzemeler verilerek temel eğitime geçilir.Temel eğitimi bitirenler üç ana daldan en yetenekli oldukları dalı seçerek ustalaşırlar ve eğitimleri bittiğinde alanlarına göre çalışmaya başlarlar.
-Nedir o üç ana dal? diye sordum merakla.
-Şifacılar,Savaşçılar ve Mimarlar.
-Peki sen hangi guruptasın? diye sordum bu sefer de.
-Daha temel eğitimi bitirmedim ama öğretmenlerim iyi bir Mimar olabileceğim konusunda hemfikir.
-Hmm anlıyorum peki aaa aoow ne oluyor Can sırtıma ne koydunn Caan!! diye bağırarak ellerim sırtımda arkama döndüğümde bir adet hunharca gülen Can'la karşılaştığıma hiç şaşırmadım ama ürkütücü olan arkamdaki Can'sa onun sırtıma koyduğu şey de yüksek ihtimallee aıhh olamaz Titoo.Can çıkar şunu çabuk diye ellerim sırtımda Can'ı kovalarken ilginç bir şey farkettim kızlar da gülüyordu!!
-Hainleeer ben sırtımda böcekle dolaşırken nasıl gülebiliyorsunuuuuz!! diye isyan ederken kızların bir yeri işareret ettiğini gördüm ve oraya baktığımda bana haince bakan bir adet Tito gördüm.Melis gelip sırtımdaki samanları çıkardığında derin bir oh çektim tabi kızların halen daha gülüyor olmaları sinirimi bozuyordu o ayrı.Tam ben bunları düşünürken Feyza gelip sırtımı sıvazlayarak konuşmaya başladı.
-Hadi bakalım küçük cadı yarın çok işimiz var seninle hahaha.
-Neyi kastediyorsun diye sorduğumda bana tuhaf bakışlar atarak konuşmaya devam etti.Tabi Can bu arada çoktan sıvışmıştı e tabi kimse sekiz tane kız tarafından dövülmek istemez di mi.
-Yarın okula kabul töreni var ve de hayvan seçme merasimi eğitime de yarın başlanıyor bir sorun çıkmazsa.yani çok işimiz var hadi gel de birazcık süsleyelim seni hadii! Ne kadar hayır böyle iyi desem de beni tutan altı tane kolun gücüne daha fazla dayanamadım.Yedinci kol ise çoktan makyaj çantasını kapmış önümüzde yürümeye başlamıştı bile!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Güçler Okulu
FantasyNeredeyim ben ne oldu bana?diye sorduğumda yeşil kadın evet bu isim hoşuma gitti ee nerde kalmıştık evet yeşil kadın benimle gel diyip arkasını dönüp yürümeye başlamıştı.Harika! büyük bir şatonun ortasında pembe pijamalarımla beraber tanımadığım bi...