2.Bölüm: Başbelası İş Başında

2.3K 50 3
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım bu fikri twiterda gördüm Herşeyin tersine dönmesini bende elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum. Vote verseniz daha da süper olacak ben yine dua edeyim Vote veren sevdiceğine 3 vakte kadar kavuşur Kerem Bürsinle tanışır foto çekilir inşallah hadi yine iyisiniz sadece vote verin bide yorum yaparsanız sevinirim Çok konuştum neyse sizi seviyorum.

Bu çocuk tam başbelası yemin ediyorum hep bi triplerde. 1 hafta boyunca sataştı bana. Ankaradanda iki tane arkadaşı gelmiş. Barışla Can. Bunlarda sürekli bizim yanımızda. Melisle Yağmur 2 dk yanlarından ayrılmıyorlar. Kaldım mı ben tek başıma bizim çakma azraille.

Yine sakin sessiz bi sabah okula geldim. Çantamı sınıfa fırlattığım gibi eşorfmanlarımın olduğu çantayı alıp spor salonuna gittim. Üstüme değiştim. Üstümde siyah tayt beyaz askılı body vardı. Saçlarımda at kuyruğuydu. Spor salonunda ısınmaya başladım.

Sabah saat daha erken olduğu için bu saatte burda kimse olmazdı. Spor yaparken kendimi keşvedip okuldaki asi kız kimliğimden çıkıp kendi normal kimliğime bürünüyordum.

Okulda kötü davranmak zorundaydım çünkü herkes züppe olduğumu düşünüyordu. Oda babamın durumundan dolayı. Babam Cihan okulun sahibi olabilir ama bunun benim hayatım üzerinde etkisi çok kötü olarak yansıyor.

Isınmamı bitirdikten sonra çevreyi koşmaya başladım. Koştukça rahatlıyordum. Bi anda kapıdan gelen alkış seslerini duydum.

“Vay vay vay bizim bad girl koşu da yaparmış. Çok şaşırttınız beni Zeynep hanım.”

“Koşarsam koşarım hem sana ne karışamazsın bana.”

“Karışan yok ki sabah sabah hiç çekemiycem senin gibi mızmızı zaten.”

“Mızmız diyene bak.”

“Ben mızmız. Hahahha güldürme beni Zeynep.”

“Neyse sen niye burdasın bu saatte?”

“Gelemez miyim benimde okulum sonuçta. Spor yapıcam kondüsyonum çok düştü. Aslında sahilde koşardım ama hava yağmurlu şansına küs güzelim bu gün birlikte koşucaz.”

“Bende hayatım boyunca bu anı bekliyordum zaten. Kerem gelsede birlikte koşsak diye. Rüyalarımı süslüyordu.”

“Sende mi koşucusun bakalım.”

“Tabiki ne sandın.”

“Okulda hiç öyle durmuyorsun ama.”

“Çünkü öyle olması gerekiyor.”

“Neden?”

“Çünkü Zeynep Yılmaz öyle istiyor.”

Bu günlük sataşmamızdan sonra oda ısınmaya başladı. Üzerine yapışmış siyah sporcu atletiyle tüm kasları kusursuz görünüyordu. Off Zeynep ne saçmalıyorsun sen. Kendine gel. O senin ezeli düşmanın. Ben bunları düşünürken koşuyordum ve Keremde arkamdan koşmaya başlamıştı. Benden hızlı olmasada iyi koşuyordu.

“Boşuna uğraşma Kerem Efendi beni geçemezsin.”

“Sen öyle san kıvırcık cadı.”

“Bak hala kıvırcık cadı diyor.”

“Nasıl geçiliyor bak bakalım.”

“Hayatta geçemezsin.”

“Büyük konuşma kıvırcık.”

“Bidaha bana kıvırcık dem-“

Cümle bitirmeden Kerem bana takılmış birlikte yere yuvarlanmıştık. Sanırım Keremin üstündeydim.

“Ya dikkat etsene off ayağımı burtum senin yüzünden pis kas yığını.”

“Üstümden insende öyle konuşsak.”

“Off bide üstüne çekiyor beni pis sapık.”

“Aaa üstüne üstüme düşen sen sapık olan ben.”

“Off ukalalığın tuttu yine kalkamıyorum işte ayağım burkuldu.”

“Gel başımın belası gel.”

Keremin cümlesi bitince kendimi Keremin kollarında buldum aynı zamanda yumrukluyordum.

“Bıraksana beni indir ya off sapık ahh ayağım indir ben giderim ahh yavaş be kaslarında çok sert elim ya off bıtrak beni imdattt.”

İçimdeki kezbana merhaba diyebilirsiniz sayın seyirciler.

“Sendede ne çene varmış be kızım geldik işte otur şuraya buz koyalım ayağına.”

“İstemem buz bi sabah sporum  vardı içine ettin çok saol.”

“Kesin dışarıda yağmur yağmasıda benim suçumdur.”

“Senin suçun tabi kimin olcak. Ne saçmalıyorum ben ya.”

“Sonunda ağazından doğru bişey çıktı.Ne saçmalıyorsun sen ya.”

“Of kes be buz verde koyalım şunu şişecek şimdi tüm spor hayatım bitti saol ya.”

“Kızım kırılma dı ki burkuldu geçer bir haftaya.”

“Bir hafta mı oha ben sporsuz oksijensiz yaşayamam onun yerine boğazımı kesin daha iyi.”

“Şu an bunu gerçekten yapabilirim biliyorsun dimi.”

“Biliyorum canım çakma azrailim.”

“Güzel o zaman.”

“Tamam şimdi giyinmem lazım çekil bakalım kalkayım.”

“Yürüyemiyorsun ki.”

“Yoo bal gibi yürürüm bak aynen böyle ahhh.”

Çok şanssızım ben ya o kadar hava atıyorsun bi yürüyeceğim onuda başaramıyorum. Helal super ya. Devam.

“Dedim ben sana baş belası. Gel bakalım.”

“Alma kucağına sakın bak ya yine mi.”

“Geldik işte giyin bende giyinip geliyorum hadi.”

“Tamam be gitme ama bak yürüyemiyorum.”

“Gitmem canısı merak etme.”

“Güzel.”

Hemen üzerimi değiştim ve Kerme seslendim.

“Kereeemmmm. Gelebilirsin.”

“Geldim noldu”

“Yardım ette yürüyeyim.”

“Hımm bilmem yardım etsem mi ki?”

“Etmezsen etme be çokta fifi.”

 “Fifi mi. iyice gerçek yüzünü görüyoruz Zeynep hanım.”

“Evet Kerem bey yardım ediyormusunuz etmiyormusunuz.”

“Tek bi şartım var.”

“Neymiş.”

“İşte bu.”

“Ya indirsene beni off rezil olucam gidemem sınıfa ben böyle.”

“Hiçbirşey olmaz ve koridora giriyoruz. Are you ready?”

“Hayırrr.”

Koridora girer girmez herkes bize bakmaya başlamıştı doğal olarak. Çok sinirliydim ama Keremin kollarında kendimi güvende hissediyordum. Neden böyle hissettiğim hakkında gerçekten en ufak bir fikrim bile yok yani. Bütün koridor bize bakarken herkese bad girl bakışımı attım  ve hepsi kendi işine geri döndü. Ve Kerem kulağıma fisildadı.

“Bad girl bakışını sevdim güzelim bakıyorum da cidden tüm okul seni önemsiyor.”

“Hııhı öyle dir canım hadi sınıfa.”

“Emredersiniz.”

Sınıfta beni kızlar bekliyordu. Tabi böyle görünce şok oldular.

Y-M: Zeyneppp!

Zeyker BaşbelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin