(eğer henüz yapmadıysanız, lütfen hikâyeye başlamadan önce tanıtımı okuyun. bu sayede nelerin olup bittiğini daha iyi anlarsınız.)
prolog
yoongi partilerden nefret ederdi.
bu arkadaşlarının başa çıkmak zorunda olduğu bir gerçekti. bütün kampüste 'keyif kaçırıcı' olarak tanınmasının sebebi de tam olarak buydu. arkadaşlarının devamlı olarak ısrar etmesine rağmen — özellikle de hoseok — yoongi yine de davet edildiği partilere katılmayı reddederdi. partilerden sadece nefret ediyor değildi — onlardan iğreniyordu. odasında battaniyesinin altına kıvrılarak haber akışındaki şeylere bakmayı tercih ederdi.
öyleyse neden? neden o anda bir partideydi? işte bu, cevabını bilmediği bir soruydu.
"birazcık rahatla, yoongi!" dedi partiyi veren hoseok yamukça gülümseyip yoongi'ye bir bardak içki uzatarak. "buraya huysuz huysuz oturmaya gelmedin!"
yoongi derin bir nefes verdi. hoseok kesinlikle sarhoştu ve bu kötü bir şeydi. sarhoş hobi direk bela anlamına geliyordu. sarhoş olduğunda normalde olduğundan iki kat daha fazla dokunmayı sever ve yüz kat daha yüksek sesle konuşurdu ki bu kötüydü. kendisine ikinci bir kez düşünmeden içkiyi iten hoseok'a baktı. arkadaşının sarhoşluk sonrası sersemliğiyle nasıl başa çıkacağını merak ediyordu.
hoseok'un kendisine uzattığı içkiyi kabul etmediğini açıkça belirtince sarhoş olan insansı olmayan bir ses çıkardı, sertçe bileklerini tuttu ve tanrı bilir nereye sürüklemeye başladı.
"hoseok," diye uyardı yoongi. "jung hoseok!"
hoseok itirazlarını görmezden geldi ve onu çekiştirmeye devam etti. sarhoş olanın sert tutuşundan bir süre daha kurtulmaya çalışmasının ardından, yoongi sonunda vazgeçti. hoseok'un buna sırıttığını gördü ve iç geçirdi. hoseok ellerinde içkiyle dolu bardaklarla çığlık atarak parti yapan bir grup arkadaşına doğru ilerliyormuş gibi görünüyordu. bunu görünce yoongi kafasını hemen hoseok'a çevirerek onu çaresizce iki yana sallamaya başladı.
yoongi'nin yüz ifadesini gören hoseok kıkırdadı.
"endişelenme, o gruba gitmiyoruz," dedi başını iki yana sallayarak. "şu gruba gidiyoruz."
yoongi başını hoseok'un parmağını işaret ettiği yere doğru çevirerek bir grup arkadaşın bir kart oyununa odaklanmış olduğunu gördü. aralarındaki mesafeden dolayı onların kim olduğunu göremiyordu, bu yüzden daha iyi görebilmek için gözlerini kıstı. onların kim olduğunu tam olarak anladığında hoseok'un koluna vurdu.
"aptal. bana onların da geleceğini söylememiştin. onların da partiye katılacağını bilseydim daha az mutsuz olurdum," dedi.
hoseok kıkırdadı. "üzgünüm yoongi. onların partide olduğunu öğrenirsen diğerleriyle iletişim kurmayacağını düşündük. jin-hyung yeni insanlarla tanışman için en iyi yolun bu olacağını düşündü ama işe yaramadı, yani artık önemi yok."
yoongi eliyle yüzünü kapattı.
"çocuklar!" diye seslendi hoseok elindeki içeceği sallayarak. arkalarına döndüler ve geri selam vermek üzereydiler, ama yoongi'yi gördüklerinde suçluluk ifadesi anında yüzlerini kapladı.
jimin gergince güldü. "işe yaramadı, ha?"
"tabii ki yaramadı ama çabanız için teşekkürler," dedi yoongi. jimin kenara kayarak yoongi'ye oturması için yer açtı. taehyung da hoseok için aynısını yaptı.
"ee, siz aptallar ne yapıyorsunuz?" diye sordu yoongi herkesin ellerinde tuttuğu kartlara gözleri ilişince. jungkook sırıtarak sadece tamamen siyah rengiyle kaplanmış olan kartın ön tarafını çevirdi. "killer killer oynuyoruz."
dairenin etrafındaki herkes ani bir nefes aldı.
"senin katil olduğunu biliyordum!" diye bağırdı namjoon parmağını suçlayıcı bir ifadeyle küçük olana doğrultarak. jungkook ona bilmiş bilmiş bakarak kollarını göğsünde bağladı.
"polis için yine şanssızlık sonucu ortaya çıkan bir başarısızlık," diye mırıldandı jin kırmızı kartını çevirerek. herkes gülmeye başlayınca jin şansına küfrederek başını önüne eğdi.
"bu artık neredeyse onuncu kez oluyor, hyung," dedi taehyung kahkahalarının arasından.
"on birinci," diye düzeltti onu jimin gülerek.
"killer killer?" diye tekrarladı yoongi. "bu oyun şu son birkaç haftadır durmadan oynadığınız oyun mu?"
"...evet."
"dersleri asmanızı sağlayacak kadar eğlenceli mi?" diye sordu yoongi meraklı bir ses tonuyla. jimin gözleri basit soruya parladığında şiddetle başını olumlu anlamda sallamaya başladı.
"evet, hem de çok!" dedi heyecanla ellerini çırparak. "sen de denemelisin, hyung!"
"hiç sanmıyorum—"
"jungkook! kartları karıştır!"
yoongi iç geçirdi ve herkesin yüzü aydınlandı. jungkook kartları toplayarak karıştırmaya başladı, arada bilerek kartları gösterip herkesi güldürüyordu. yoongi'nin dudaklarının kenarında küçük bir gülümseme belirdi. jungkook işini yaparken, namjoon yoongi'ye kuralları açıklamaya başladı.
"kartları şimdi dağıtmaya başlayacağım," dedi jungkook kartları ters tutarak. ardından onları hızlıca dağıtmaya başladı. yoongi kartını aldığında onu ters çevirerek mavi rengiyle karşılaştı. vatandaş.
oyunu bir süre oynamaya devam ettiler, gülüyor ve şakalaşıyorlardı. şaşırtıcı bir şekilde yoongi de eğleniyordu. birkaç saat geçtikten sonra etraflarındaki insanların sayısı gittikçe azalmıştı — artık tek kalanlar onlardı.
"artık oynamıyorum," dedi yoongi esneyerek. "yoruldum."
jin yüzünde yorgun bir ifadeyle başını yukarı aşağı salladı. "aynen. oyunu saatlerdir oynuyoruz."
"ah, hadi ama!" diyerek somurttu hoseok diğer arkadaşlarıyla beraber. jin kendisine oyunu son bir kez oynamaları gerekip gerekmediğini sorarmış gibi bir ifadeyle bakan yoongi'ye geri baktı. yoongi arkadaşlarının umutlu yüzlerini görene kadar tek kelime etmedi. iç geçirerek yorgun bir şekilde başını olumlu anlamda salladı. herkes mutlulukla bağırıp kartları jungkook'a savurdu.
"tamam, sakin olun. tanrım," dedi jungkook yerden bütün kartları toplayarak. o kartları karıştırırken herkes kendi muhabbetine dalmıştı ki bu da küçük olan için üzücüydü çünkü kendini birkaç numara öğrenmeye zorlamıştı. herkese kartlarını dağıttı. kartlarını alırken, her biri etki bırakmak için yüzlerine birkaç kez sahte bir şaşırmış ifade yerleştirdi.
yoongi kartını çevirdi. polis.
bu katili yakalamak için gözlerini istediği gibi herkesin üzerinde dolaştırabileceği anlamına geliyordu. herkese teker teker bakarak gözlerini kıstı. katili kandırabilmek için olabildiğince polis gibi gözükmemeye çalıştı. kimse pek şüpheli görünmüyordu—
"ben ölüyüm."
ışıklar kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer killer
Fanfictionbasit bir oyunun bir cinayet zincirine yol açmaması gerekirdi. bir bangtan hayran kurgusu. copyright; © NATSUUFT