Gece hafif yağmurlu yavaş yavaş yağıyor göz yaşlarımı anımsatan bir gece.Etrafım da insanlar kaçarken yağmurun altın da göz yaşı döküyorum ve kimse anlamıyor . Öyle bir gece şairin evine doğru yürüyorum .Şair de beni bekliyor.Bekletmemek gerek, hızlı adımlar atıyorum . Aklım da bir ton düşünce , çok değil bundan birkaç ay önce neleri dert ediyordum şimdi neleri , şair bütün hayatımı değiştirdi . Kafam da bu düşüncelerle şairin oturduğu binanın önüne vardım .Zile bastım kapı açıldı , merdivenleri hızlı adımlarla çıktım.Oturduğu dairenin önüne geldim ve zile bastım kapı açıldı .Şair hoşgeldin dedi ve sarıldı işte o kadar samimi sarıldı ki işte dost işte kardeş dedim en derin hissiyatımla.
İçeriye girdik , çayı demlemiş .Beni yönlendirdi ve Odaya girdik yani kütüphanesine dört duvarı da kitaplık ve kitaplar,neler yok ki kitaplıkta Necip fazıl ,Sezai karakoç ,Nazım hikmet, Can yücel, Abdurrahim karakoç,Sabahattin Ali vesair her türden herkesten kitaplar .Orta da eski tarz bir masa önün de iki sandalye ve şairin sandalyesi .Masanın önünde ki sağ tarafa bakan sandalyeye oturdum . Şair bardakları getirdi ve çayı koydu ve yerine geçti,sigara uzattı bir tane aldım o da aldı ve yaktı .
Şair sigarasından bir fırt çekti ve bana seslendi ;
-Müptezel derd-i maişet ne durum da.
Çaydan bir yudum alıyorum şairin gözlerine bakıyorum ve ;
-"Uzun zamandır çalışmıyorum , en son bir kitapçı da çalışmıştım biriktirdiğin para da bitmek üzere iyi diyelim iyi olsun"dedim.
Şair biraz durdu sigarasında birkaç nefes aldı .
-Sanma ki Dünya kalır müptezel dünya benim diyen kaç kervan geçti ,Dünya gözü boyayan bir güzellikte bunun görüntüsüne aldanan kaç yiğit , kaç zalim gitti Dünya benim diyen kaç kişi göçtü ve Dünya halen güzelliğini korumakta ve kaç kişi onun güzelliğine aldanmakta . Şu sigarayı bile içim de hapse demiyorum İçtiğim şu bedenim de kalmıyor yediğim yemeğin tadı dilimden geçip gidiyor.Evet Dünya güzel fakat biz ona sahip olamayacağız.Geçen kervanlar gibi bizim kervanımız da geçecek mühim olan bu değil asıl olan aslımız da özümüz de saklı .İçimize yolculuk yapmak gerek bazen yaşadığımız yerlerde yürümek hatırlamak geçmişi bilmek geleceğe hazırlanmak ölüme hazırlanmak.Pire midesini dolduruyor,fil de mesele karın doyurmaksa doyurmak sıkıntı değil bizim meselemiz ne müptezel ?
O kadar güzel konuşuyor ki hiç susmasını istemedim .Gözlerimi yere diktim çayımı içtim ve müsade istedim. Ah şair bizim meselemiz asıl mesele .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-HAYATA DAİR NOTLAR- Müptezel ve şair
SpiritualitéBazen karşınıza öyle insanlar çıkar ki nerden geldiğini anlamazsın .Şair benim hayatımı değiştiren yön veren yazmayı , okumayı öğreten kişi,bu defterim de onu anlatacağım .Kim bu şair ki müptezel bir hayatı tamamiyle değiştirsin sana anlatacağım kar...