iki (yazar ağzından)

9 0 0
                                    

Bazen hayattan tamamen soğur ve kendinizi bulutların ötesinde olan bir uçurumdan atmak istersiniz ya öyle bir durumdaydı genç kız. İçindekileri gözlerinden okuyabilirdiniz. O küçük bir kızken tanışmıştı hayatının dostuyla. Tabi bu kendi açısından bir tanımdı. Uraz seviyordu onu. Bıkmadan,usanmadan,vazgeçmeden,unutmaya çalışmadan. 7 sene belki dile kolaydı ama Uraz yıllarca bu anı beklemiş aynı zamanda vazgeçmemişti sevdiğinden. Deren'i bırakmamış,her daim yanında olmuştu. Deren ise onu bir kardeş,yoldaş olarak görüyordu. Haklıydı kendince. Uraz ile 5 yaşında tanışmıştı. O kadar senenin hatırı vardı,kimse kaldıramazdı. Genç kızı uykusunda izleyen genç adam aynı zamanda ne kadar da kusursuz ve masum bir yüze sahip olduğunu geçiriyordu içinden. Gerçekten seviyordu onu. Karşılık beklemeden seviyordu. Her haliyle,her zamanki güzelliğiyle. Yüzünün güzelliği kalbine de vurmuş sözünün canlı haliydi Deren. Uraz'ın ilk aşkı,annesi,babası,herşeyi olmuştu. O kadar sene dile kolay,kalbe değil diye düşündü genç ve aşık adam. Deren'in uyanmasını bekliyordu,duvara yaslanmış bir şekilde.
Bekledi...
Bekledi...
Hep bekleyecekti.
☁☁
Genç kız nihayet uyanmıştı. Uzun süre uyanmaması her ne kadar genç adamı endişelendirse de bunu belli etmemeye çalışmıştı.

"Güzelim,uyanmışsın farkedemedim."

"Uyandım Uraz, beni ne zaman rahat bırakacaksınız. Bir ailem var hatırlatayım istedim."

"Ayça teyze ve Okan amca ile konuştum kısa süreli bir izci kampına gideceğimizi söyledim."  Genç kız kızgınlıkla şaşkınlıkla genç adama baktı. Aklı almıyordu. Nasıl yalan söyleyebilirdi ki?! Sinirli ses tonu ile konuştu "Sen nasıl böyle birşey yapabilirsin ya?! Bakıyorum yalan söyler de olmuşsun." Genç adam kızın yüzüne üzüntüyle bakarak karanlık odadan ayrıldı. Genç kız fırsattan istifade biraz düşünmek istedi. Deren'in de bir sevdiği vardı. Onu düşünmek mantıklı olabilirdi.
Ayaz...
Düşünmek için belki de mantıklı bir yer değildi burası ama yapacak herhangi birşeyi yoktu. Bu karanlık ve aynı zamanda sessiz odada yapabilecek herhangi birşey bulamadı ve Uraz'ı çağırıp onunla konuşmaya karar verdi. "Hey kapının önündeki şahıs! Uraz ile konuşmak istiyorum ona iletir misin?" Kapı bir anda açıldı. İçeri Uraz girdi. "Selam Uraz" genç kız dostuna öylece bakakaldı.
Ağlamıştı...
"Selam,sevdiğim" Deren kafasını eğdi,gözleri dolmuştu,ağlıyordu. Uraz yavaşça sevdiği kadına yaklaştı. Yanağını okşadı yavaşça ellerini çözdü. Deren kafasını kaldırıp onu seven adama baktı.(buradan sonra Pera'nın Kimseler şarkısını dinlemenizi öneriyorum buraya koyamadım. Zahmet olmazsa siz şeyedersiniz)
Uraz genç kızı karanlık odadan çıkarmaya nihayet karar verebilmişti. Bazen nefes almanın bile zor olduğu bir odaydı orası. Büyük kapıdan geçip bir gölete vardılar. Uraz'ın en büyük sığınağıydı burası. Kaçıp kaçıp gelirdi buralara. Küçük bir iskele vardı orada,oturur saatlerce dertlerini bu küçük gölete anlatırdı,bir tek o anlardı derdini. En yakın arkadaşlarına anlatmış,onlar da gülüp sana kız mı yok kardeşim! demişlerdi.Uraz bulmuştu burayı. Küçükken buraya yakın bir yazlıkları vardı. Babası ile üvey annesinden bıktığında buraya kaçar ağlar,yine dertlerini gölete dökerdi. İlk olarak sevdiği kıza gösteriyordu. İskeleye oturduktan sonra Uraz, " Söyle bakalım ne konuşacaksın bu belalı aşığınla"  Uraz sırıtarak söylemişti. Sırıtmasına karşılık veren Deren,"Anlat bakalım belalı aşığım nasıl aşık oldun bu salak kıza?"  Uraz derin bir iç çekmesinden sonra anlatmaya başladı
"Çok sevdim ben bu salak kızı. Şimdi salak diyorum ama alınmasın o. Dünyanın en zeki kızıdır kendisi. Tanısan sende seversin aslında. Erik topluyorduk. Ben onunla yan yana olmayı severdim o ise erik topluyoruz diye sevinirdi. Ağaç,erik herşey bahaneydi belki de. Bazen sadece yüzünü göreyim bize gelsin diye hasta numarası yapardım. Annem bile bilirdi bu salak kızı. Ben onun yüzüne bakar,kaybolurdum. Yine bir gün erik topluyorduk. Ağaca çıkmıştı. Bir anda düştü. Beni kardeşi ile aynı derece gördüğünden ağlamamı sevmez,istemezdi. Onu yere düşerken gördüm ya içim cız etti ağlayarak yanına koştum. Benim ağladığımı görünce koşmaya başladı" gülmeye başlamıştı ama gözleri dolu doluydu anılarla...
"Pansuman yaptım ona o gün anladım seviyordum ben bu salak kızı dedim kendi kendime. O zamanlar ortaokuldaydık. Hatırlar belki bilmiyorum ama papatyadan taç yapmıştım ona. Papatyayı sevmediğini biliyordum. Bu yüzden sevdiği çiçek olan gülden de bir tane taç yapmıştık annemle. O zamanlar başka birini seviyordu o. Onun yanında vermiştim tacı. Bana kızmıştı "bilmiyor musun sevdiğim var!" diye. Eve gidip ağlamıştım annemin dizinde. O bilmese de tüm gece uyuyamamıştım. Annem o günden sonra o kızdan nefret etti. Haklıydı kendince belki ama hiçbir zaman bana sevme o kızı demedi kendi içindeydi nefreti,sitemi. Sonradan alıştı bu ağlamalarıma. Bir süre sonra ağlayamaz oldum. Liseye geçmiştik. Onunla aynı lisede olayım diye deli gibi çalışmıştım sınava. Dedim ya çok zekiydi benim sevdiğim. Hâlâ Ayaz itini seviyordu ama. Ona bakışlarını gördükçe deli olurdum. Bazen sadece o herifin yerinde olmak isterdim ya ona üzülüyorum..." Burnunu çekerek devam etti. "Ben çok sevdim seni Deren. Kimseler anlamaz,kimseler saramaz,kimseler sevemez benim gibi seni. Yüzüne ne kadar baksamda doyamadım. Sizde kaldığım o gece var ya salonda yatmıştım hani. Gece gelip kaç kere kokladım kim bilir. Nasıl yüreğim yanıyor bir bilsen be güzelim..." Deren gözleri dolmuş bir şekilde onu seven adama baktı. Kendini kötü hissediyordu. Bir insana bu kadar ağır şeyler hissettirdiği için... Sarıldı karşısındaki adama. Karşılık verdi Uraz biliyordu onu hâlâ kardeş gibi görüyordu ama karşılık verdi çünkü buna ihtiyacı vardı.
☁   
Uraz ile Deren iskelede oturuyorlardı. Sarıldıktan sonra Deren ağlayarak uzaklaşmıştı Uraz'dan. Uraz her ne kadar onu çok sevse de bir şey söyleyememişti. Uraz cebinden telefonunu çıkararak Pera- Ne Ala şarkısını açmıştı. Deren söylemişti bu şarkıyı. Onu çok seviyor,dinlediklerini,okuduklarını, yaptıklarını takip ediyordu. Uzun uzun baktı sevdiği kızın kusursuz yüzüne. Deren ise uzaklara dalmış,izliyordu sessizliği. Şarkıyı mırıldanmaya başlamıştı. "Deren"
"Efendim Uraz" dedi Deren ona dönerek.
"Seni çok seviyorum Deren. Beni unut bunu unutma olur mu?"
Deren onu seven adamın gözlerine baktı koşarak uzaklaşmasını izledi. Uraz gidiyordu. Deren'in herşeyi,ailesi,onu seven tek erkek gidiyordu ve Deren durdurmamıştı onu. Biliyordu yalnız kalması gerekiyordu ama kendine birşey yapabileceğinden çok korkuyordu.

Gitmişti dostu,herşeyi ailesi. Deren'i bırakmıştı. Belki haklıydı kendince. Çok beklemişti sevdiği kızı,Derenini. Kendisini yoldaş olarak gören birini sevmek hayatın sana gösterdiği ikinci yüzü kadar kötüydü. Deren yapamazdı onsuz. Arkasından gitmeye başladı.           Uraz'ı gördüğü an duraksadı.
Deren'i getirdiği evin ilerisinde denizin olduğunu bilmiyordu.
Kayalıklara oturmuştu. Belkide beklemekten bitap düştüğü içindir bu halleri. Deren yanına oturdu. Onu sevmek istiyordu. Bir yoldaş olarak değil,sevdiği olsun istiyordu. Yapamazdı ama,bunu yapamazdı kalbine. Ayaz'ı vardı onun. Lisenin ilk senelerinde anonimden yazmış olduğu sevdiği Ayaz.
Birde Uraz vardı tabi. Çocukluk aşkı. Şimdi ise yoldaşı olan Uraz.
    
   Uraz bir anda ayağa kalkmış,Deren'in yüzüne bakıyordu. "Git buradan Deren yalnız kalacağım" Deren şaşırmış gözlerle Uraz'a bakıyordu. Tam birşey söyleyecekken;
"SANA GİT BURADAN DEDİM!"  Bağırmıştı ona. Deren ağlayarak Uraz'ın getirdiği eve koştu.
  Uraz'ın ağzından;
"SANA GİT BURADAN DEDİM!"  evet lanet olsun ki bağırmıştım ona. Kıyamadığım,kızamadığım o masum yüzüne karşı bağırmıştım. Ben yaşamasamda olurdu. Sevdiğiniz masum kız gözünüzün önünde başka bir adam için nefes alıyorsa yaşamasanız da olur. Bu kayalıklar ölmem için mükemmel bir yerdi. Öncelikle adamlarımdan birine Deren'e  benim uzaklaştığımı yalnız kalmak istediğimi söylemelerini söyledim. Onun acı çekmesini istemiyordum. Beni görmese de olurdu. Sevdiği birisi vardı ve ona kavuşmasını istiyordum. Bugüne kadar bir şekilde engel olmuştum ona. Eğer ben gidersem hiçbir türlü engel olacak kimse yoktu yanında. Kendimi kayalıklara bıraktım...
Deren'in ağzından;
Vazgeçti belkide benden diye düşünürken içeri bir adam girdi. Uraz'ın bir süre burada olmayacağını söyledi. Nasıl ya?! Beni bırakmazdı o. Koşarak adamın yanından geçtim. Önce iskelenin oraya baktım,orada yoktu. Kendine bir zarar vermemiş olması için dua ediyordum. Uraz bu yapardı herşeyi. Kayalıklara doğru koştuğumda kimseyi göremedim. Biraz daha aşağıya baktığımda da kimse yoktu. En azından kendimi böyle teselli edebilirdim. İlerilere iyice baktığımda Uraz'ı gördüm. Kayalıkların arasında yatıyordu. Yerler kan olmuştu. Ağlayarak koştum yanına. Bana nasıl yapar bunu?! Onsuz yapamayacağımı biliyordu. Kalbim ölüyor,nefes alamıyordum.
"Kimse yok mu ya birisi yardım etsin! Uraz kalk lü-lütfen bırakma beni. Ba-bak bana bir ş-şans ver sevmeye ça-çalışayım seni. Ya bı-bırakma beni bak yalvarırım birisi yardım etsin"  diye bağırıyordum. Yakınlardan bir adam koşarak yanımıza geldi. Bir araba vardı yukarıda. Deli gibi ağlıyor,saçını okşuyordum sevmeye çalıştığım adamın. Deneyecektim onu sevmeyi deneyecektim. Yavaşca Uraz'ı kaldırdım. Yüzü kan içerisindeydi. Kolunu omzuma koydum.Adam arabanın kapısını açtı. Hızlıca oturdum ve Uraz'ın kafasını dizime koyup kapıyı kapattım. Hâlâ ağlıyordum ve kalbim acıyordu. Benim yüzümden kendini öldürmeye çalışmıştı.
                       
Ay ben resmen ağlıyordum bu bölümdee alskdmfeöşji . Hani bir de Pera dinleyerek yazınca daha ayrı bişey oldu kötü hissettim. Sormak istediğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz. Ha bir de şunu söyleyeyim kitabın ikincisi de var onu da bitince yazmaya başlayacağım. Bir de şey düşünüyorum Deren'in lise senelerinde Ayaz'a anonimden yazmış olabileceği geldi eğer fikri beğenirseniz bir de Deren ile Ayaz'ın textingini yapacağım.
Sağlıcakla,esenle kalın seviliyorsunuz.😻
-SİZİ SEVEN CEMRE


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin