*****18*****

3.1K 54 5
                                    

CEYHUN

Uykuya dalan Tuna'yı izliyordum benim yüzümden canı yanmıştı onunla ilgili en küçük konuda öfkemi kontrol edemiyordum. Beni değiştiriyordu kontrolümü kaybediyordum dokunduğumda öptüğümde kendimi dizginleyemiyordum. Tuna'ya aşıktım seviyordum ama değişiyordum ona bağımlı hale geliyordum onunda bana bağımlı olmasını istiyordum. Tuna benim uyuşturucumdu onunlayken mutlu huzurluydum yokluğundaysa endişeliydim şimdi ne yapıyor kiminle konuşuyor bunları düşündüğümde başım ağrıyordu. Benim olmuştu olmasına bedeni kalbi her şeyi benimdi bunlarla yetinemiyordum içtiği su aldığı nefes olmak istiyordum. Bensiz nefes alamasın istiyordum.

Şu iki günü hiç yaşamamak isterdim ona dokunamıyor sarılamıyordum ölümün kıyısından dönmüştü yine de üzüyordum. Urla'dan döndüğümüzde bunların olacağını bilseydim asla geri dönmezdim yirmi altı yılımı boşuna yaşamış gibiyim. Onunla geçirdiğim iki günde mutluluğu aşkı sevgiyi sevişmeyi yirmi altı yıllık hayatımda yaşamamıştım.

Tuna'yı arayıp ulaşamayınca delirmiştim benimle oynadığını düşünmüştüm onu yatakta görünce kendimden utanmıştım. Telefonu Murat açıp olayları anlattığında uzun süre kendime gelememiştim ameliyathanenin kapısında ölüp dirilmiştim. Bir insan kendi kardeşine nasıl kıyabilirdi avukat olduğum halde sarsılmıştım Tuna'nın elini tutana kadar yaşadığına inanmamıştım.

Ona bunu yapanı asla affetmeyeceğim yakalandığında en ağır cezayı almasını sağlayacağım bir daha gökyüzünü göremeyecek. Tuna şikâyetçi olmasa da peşini bırakmayacağım çoktan yakalanma emri verilmişti evi gözetleniyordu. Ne Tuna'nın nede ailesinin haberi vardı bundan Deniz hariç ailesi aramızda hallederiz derdindeydi. Babası ablasıyla tanışmıştım ikisine de insan denmezdi ablası içime düşüyordu neredeyse zavallı kadın arada kalıyordu. Tuna'yla, Deniz bu aileden değildi sanki kardeşi cana yakın meraklı konuşkandı abisinin bazı huylarını almıştı.

Yalan söylediğinde tırnaklarıyla oynuyordu bunu hastanenin ilk günü öğrenmiştim abini ihbar et dediğimde istemiyorum demişti. Yalandı tabi evde ne duyduysa kararı Tuna'ya bırakmıştı.

"Tartıştınız mı?."

"Hayır." Her şeyi bilmesi gerekmiyordu onu kıskandığımı söyleyemezdim.

"Hımm bana hiç öyle gelmedi odaya girdiğim andan beri sana bakmadı yarası acımış olsa bile bu kadar çok ağlamazdı."

"Nereden biliyorsun belki acısı çoktur."

"Tuna benim arkadaşım onun her şeyini bilirim üzülmediği sürece ağlamaz çocukken ayağına çivi girdiğinde ağlamadı. Ayağı sarılana kadar sessizce bekledi önüne neden bakmıyorsun salak dedim diye acıdığını hüngür hüngür ağlamıştı. Acısını bahane etmişti cevabın mantıklı gelmiyor." Ayağa kalkıp karşıma geçtiğinde tüm kuşkularımdan kurtulmaya karar verdim Tuna'yı üzmek istemiyordum tüm cevaplarda Murat'taydı.

"Dışarı çıkalım." Tuna'nın üstünü örtüp alnından öptüm.

"Kavgaya davet mi bu?."

"Konuşmanın gidişatına bağlı."

"Her zaman hazırım." Kantine indiğimizde en uçta duvar dibindeki masaya geçtik kantin görevlisinden cay istedik. Önümüzdeki çayı çay kaşığıyla karıştırırken birbirimize bakıyorduk kaşığı bıraktığımda sığara uzattı alıp dudaklarıma sıkıştırdığımda çakmağıyla yaktı. Tiryaki olmasam da sığara içen biriydim Tuna'yla tanışınca tamamiyle bırakmıştım şu iki güne kadar.

*****ALTI ÜSTÜ AŞK*****Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin