-2-

1K 55 70
                                    

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle uyandım. Vampir Okulu'na yeni bölüm gelmiş! Ah, güne mutlu başladım. Tuvalete girdim, mutfağa inip su içtim ve odama geri döndüm. Canım yemek yemek istemiyordu. Tam yatağıma yatmış ve telefonumdan Wattpad'e girmiştim ki kapı çaldı. Hemen ayağı kalkıp hafif makyajımı yaptım. Kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda Ömercan'ı gördüm.

Wow! Güneş gözlüğü ona cidden çok yakışıyordu.
"Selam" dedi gülümseyerek. Aynı şekilde yanıtladım. Fakat evimi nereden bulmuştu ki? Gelmiş olması güzeldi tabiki. Ama biraz şüphelendim.

"Evi nasıl buldun ya" dedim ve güldüm. Şeyma Subaşı gibi cümlenin sonuna "ya" getirmeden konuşamıyordum.

"Ben Büşra'ya geldim aslında. Siz nereden tanışıyorsunuz?" dedi. Pardon?! Büşra bizi niye tanıştırmamıştı ki. Yumurta gibi oğlan yahu.
"Büşra benim çocukluk arkadaşım. Siz nereden tanıştıyorsunuz?" dedim ve cevabı nefesimi tutarak bekledim. Wattpad kitaplarından görmüştüm bunu, sanırım ortamı biraz yumuşatıyor. Ayrıca fazlasıyla cool bir şey.

"Bizi CS tanıştırdı. Sanırım onlarda barda tanışmışlar. Steven Moffat'ın arkadaşı olduğunu söylemiş, bende tanışmaya geldim. Moffat'ı programa konuk etmek istiyorum. O konuyu konuşmaya geldim." dedi. Moffat'ın babası İstanbul'da doğmuş. Bu yüzden Moffat doğduktan sonra İstanbul'a bizim oturduğumuz mahalleye taşınmışlardı. Büşra, ben ve Moffat beraber büyüdük. Fakat Moffat 15 yaşına geldiğinde Amerika'ya taşındılar. O zamandan beri iletişimimizi koparmadık.

Fakat ilgimi çeken bir şey daha var. CS kim? İnsan olduğunu yeni anlamış olmamla birlikte kim olduğunu merak ediyordum. Fakat artık Ömercan'ı içeri davet etmeliydim.

"Büşra'nın sesi hiç çıkmadı bu sabah. Evde olmayabilir. Sen içeri geç, bende bir Büşra'nın odasına bakıp geleyim. Sonra istersen bir şeyler içeriz?" dedim ve salona geçmesini bekledim. Gitmeden önce nezaketen;
"Ben hemen geliyorum." dedim. Büşra'nın odasına girdim fakat sadece dağınık bir yatakla karşılaştım. Sabah erkenden çıkmış olmalı. Odadan çıkmadan önce onu aradım. Telefonu kapalıydı. Biraz kaygılandım ama bu hep olan bir şeydi. Önemsemedim ve salona yöneldim.

"Büşra evde yok, telefonuda kapalı. İstersen yarım saat falan oturup bekleyebilirsin. Bir şeyler içer misin?" derken bir yandan da kalması için dua ediyordum.

"Hayır, teşekkür ederim. O kadar zamanım yok. Belki başka zaman. Büşra gelince beni aramasını isteyebilir misin?" dedi. Lanet olsun! Bu seferde olmadı. Fakat bozuntuya vermemeliydim.

"Tamam o zaman. Görüşürüz." dedim ve kapıya kadar geçirdim.
Ömercan gittikten sonra mutfağa gittim ve kendime bir kahvaltı hazırladım. Saat 12:23 olmuştu. Ne kadar kahvaltı denilebilirse artık. Tam kahvaltımı bitirmiş odama geri gidecektim ki kapı çaldı. Ömercan'ın geri geldiğini düşünerek makyajımı tazeledim ve kapıyı açtım. Fakat karşımda, bütün yakışıklılığıyla Can Sungur duruyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yakışıklı Playboy Can SungurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin