Bölüm IV - KAZA

23 5 0
                                    

Yaz kıştan seni korumaya kalkışsa bile elbet sonbahar yapraklarını dökünce üşüyeceksin!

....
- Selin sen Emre beyi seviyor musun?
- A-a şey yok sevmiyorum yani şey başarılı o yüzden.
- Beni kandıramazsın Selin hanımmm.

Ikimizde guluyorduk , Selin hâyli utanmıştı ama çok yakışıyorlardı ne yapabilirdim ! Ben Emre beyi gerçekten sevmiyordum Selin ile Emre bey sanki birbirleri için yaratılmıştı.

- Selin bana numaranı versene!

- Tamam

- Kaydettim gülüm !

- Beste birşey sormak istiyorum sana

- Sor canım?

- Sen tek mi yaşıyorsun yani tek yaşıyorsan bende senle yaşabilir miyim merak etme kirasını öderiz!

- Öncelikle tek yaşıyorum ve tabiki birlikte yaşayabiliriz amaa benim evin satılık' kahkaha attım.

- O zaman bir ay mutfak alışverişi benden !

- Yarın eve gelirsin sana konumu atarım bugün nöbetin var değil mi ?

- Evet.

Bu şekilde konuştuktan sonra ben odama geçtim bana gelen hastaların raporlarına bakıyordum. Dosyalar raporlar derken çok yorulmuştum. İşimi bitirdim hastaneden ayrıldım ve evin yolunu tuttum. Eve gelmiştim, çok yorulmuştu dev ayaklarım bir duş fena olmazdı. Duşumu aldıktan sonra bugün olanları düşünmeye başladım.

Televizyon açık önünde birkaç dergi vardı. Kapının zili çalınca irkildim koşarak kapıyı açmaya gittim. Karşımda şuan bir yaşlı teyze vardı .
''Buyrun'' dedim. ''Merhaba kızım biz yan villada oturuyoruz da mangal yapmıştık kokusu gelmiştir canın çekmiştir diye sanada vermek istedim buyur kızım '' . ''Çok teşekkür ederim buyrun kahve içelim teyzecim'' . ''Yok kızım teşekkür ederim bizim torunlar geldi de daha müsait zamanda seni rahatsız ederim.'' . ''Peki görüşmek üzere ...''. Ne iyi insanlar var ama. Karnım kurt gibi açtı teyzenin getirdiği mangal ve pilavı yiyip. Yatmaya gittim.

°•°•°•°•
Sabah olmuştu telefonumun alarmı deli gibi çalışıyordu. Hemen kalktım elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım aşağıya indim kahvaltımı yapıp evden çıktım. Selini gördüm formalarımı giyip yanına gittim resmen ayakta uyuyordu ben onu dürtmeye kalmadan ambulansın sesi ile irkildi. Hemen acil kapısına koştum.

- Nesi var?

- Deniz bey kafasını direksiyona çarpmış ve nasıl olduğunu bilmediğimiz bir şekilde sol böbreğinden hasar almış buda iç kanamaya neden olmuş şuan ağır bir travma geçiriyor.

- Selin üçüncü ameliyathaneye alalım hastamızı.

Ameliyat hâla devam ediyordu hasta çok kan kaybetmişti bu yüzden acil kana ihtiyacımız vardı B rh+ kana ihtiyaç vardı sonra aklıma benim kanımında uygun olduğu geldi hemen kan verdim ve ameliyatı bitirdim. Hastanın yakınları dışarda perişan olmuş ağlıyorlardı o an aklıma ağabeyimin ölümü geldi benim gözümden bir damla yaş süzüldü bedenime . Hastanın yakınlarından yaşlı bir kadın yanıma geldi ;

- Ne oldu oğluma neden ağlıyorsun anlat ! '' diye yakama yapıştı.

- ' Tebessüm ederek ' sizi bırakmadı kanım sayesinde !

- Ne oğluma kan mı verdin kızım çok özür dilerim yeniden size teşekkür ederim!

- Önemli değil bu bizim görevimiz geçmiş olsun!

Ah başım çatlıyor ne zormuş bu ameliyat uf ayrıca şu ameliyata girmeden önce bilekliğimi çıkartmıştım bulamıyorum nerde bu bileklik diye düşünnürken kan verme odasında unuttuğumu hatırladım ve gittim aldım. Yarım saat önce konuştuğum hastanın annesi bana doğru geliyordu .
'' Buyrun! ''
'' Şey doktor hanım kızım oğlum ne zaman taburcu olur ''
'' Aa şey hanımefendi biz en az bir hafta hastayı burda tutmamız gerek ''
'' Hı peki kuzum ''
Gülümsedim ne bu kadın az önce bana kuzum mu demişti yok artık Selinle yemeğe çıktık çok acıktım bu ameliyattan önce 5 saat kanlı ortamda durmak pek iç açıcı değildi. Sonra bir hemşire gelip Dursun beyin beni odasına çağırdığını söyledi bende vakit kaybetmeden yanına gittim. Kapıyı çaldım içerden ''Gir'' komutu verildi .
- Oo Beste bu ne samimiyet hastalara kan vermeler falan ! '' Ay gıcık adam .
- Evet hastama kan verdim bunda ne var !
- Bizim doktorlarımız hastalarına kan vermez Doktor hanım !
- Ben veriyorum çünkü kimsenin ölmesini istemem işten kovacaksanız buyrun !
- Yok Beste hanım yanlış anladınız ben hani bu kadar samimi olmayın diye söylüyorum siz bilirsiniz sizin gibi bir doktoru kaybetmek istemeyiz !
- Ha demek öyle iyi günler ! '' Bu adam hastalarının ölmesini istiyor herhalde diye iç geçirdim ve hastanın yanına gittim .
°•°•°•°•
Hastanın ailesine
uyandıracağımızı söyledim ama uyanmazsa bitkisel hayata geçiş yaptığını yani komada olduğunu bildireceğim. Tabi inşallah hastam iyileşir.

''Deniz bey bizi duyuyormusunuz''
Hafifçe yanağına vurdum evet kendine geliyordu.
''Hıhh''
''Merhaba Deniz bey araba kazası geçirdiğiniz için şuan hastanedesiniz aileniz dışarıda haber vereyim''

Tam arkamı döndüm kapıya giderken elimde bir ağırlık hissettim önüme döndüm Deniz bey elimi tutuyordu.
''Bana kan veren sen misin? ''
''E-evet de siz nerden biliyorsunuz''
''Ben bilirim teşekkürler ne zaman çıkarırsın?''
''E-en az bir kaç gün daha kalmanız gerek dikişleriniz patlayabilir!''
''Gerek yok yarın çıkar beni''
''A-ama D-deniz bey dikiş....''
''Çıkar dediysem çıkaracaksın doktor ''
''A-a ş-şey tamam''

Bu adamda neyin nesiydi ayrıca uyurken nasıl bildiki ona kan verdiğimi...

Merhaba benim güzel okuyucularım nasılsınız bugün size bomba gibi bir bölümle geldim inşallah beğenirsiniz iyi okumalar !

Yanlış DoğrularımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin