Rapunzel az gitti uz gitti, biraz koşarak biraz yürüyerek biraz da yoldan geçen arabanın arkasına atlayarak gitti, gitti de bu hastahaneye nasıl gideceğini hiç düşünmedi. Etrafına baktı, biraz düşündü,az bir şey taşındı-iki adım sağa kaydı-, kafasını gökyüzüne kaldırdı ve güneşin tam tepesine tepesine vurduğunu görünce aklına o anda bir şey geldi. Navigasyon cihazını kullanmak için telefonunu cebinden çıkarttığında, bir an kendi telefonun taş devrinden kaldığını tekrar hatırladı ve Nokıa 3310 telefonunu tekrar cebine koydu. Sağa döndü, Sola döndü sonra tam karşıdan gelen yaşlı bir dedenin yanına koşarak elindeki poşetleri aldı ve
- Dedecim, ben .... Hastanesi'ne gitmek istiyorum buradan nasıl giderim acaba? Diye sorduğunda yaşlı adam 'Hırsız var' diye bağırdı.
Ah, sevgili Rapunzel. Hiç bir açıklama yapmadan bir insanın elindeki poşetleri çat diye çekmenin günümüz toplumunda hırsızlık ile itham edildiğini unutmuştu.
Yaşlı dedenin bağırışına yetişen Halk, Rapunzel'in ağzını burnunu kırmıştı.
Hal böyle olunca Rapunzel, yirmibeş yerinden kırıkla hastahaneye kaldırıdı.
Üzerine bir de polis gelince işler iyicene karışmıştı.
Rapunzel hastahaneye kaldırıldı ve 2 gün müşade altında kaldıktan sonra odaya alınmıştı.Ancak polislerin üvey halaya Rapunzel'in haberi gidince üvey hala hastahaneye gelip Rapunzel'in yirmi beş yerinden kırılmış kemik sayısını otuz beşe çıkarttığı için Rapunzel 4 gün müşade altında kaldı.
Şimdi Rapunzel biraz daha rahattı. Odasına alınmış, bir yandan çekirdek yiyip bir yandan askıdaki bacağının ipinin görmesini engellediği izdivaç programını izlemekle uğraşıyordu ama olsundu. Ancak Rapunzel'in bilmediği bir şey vardı ki o da yan tarafta Buğracan'ın yatıyor olduğuydu.
Rapunzel, ziyaretçi olarak gitmek istediği hastahaneye, Tutuklu Hasta olarak gitmeyi başarmıştı. Kapıda Rapunzel'in ifade vermesini bekleyen polisleri nasıl atlatacağını düşünen ve bir yandan da izdivaç programındaki son gelişmeleri takip eden ve tavandan sarkan ipin görüş alanını etkilemesinden dolayı bir sağa bir sola eğilerek programı izlemeye devam ediyordu. Ancak yine de Rapunzel'in rahatını engelleyen büyük bir sorun vardı ki o da odasını beş kişi ile paylaşıyor olmasıydı.
Bir oda iki perde ile bölünmüş, Rapunzelin kaldığı bölümde beş kişi daha kalırken, perdenin arkasındaki bölümde yatan tek kişiydi ki Rapunzel bu kişiye şimdiden uyuz olmaya başlamıştı. Oraya gidip ağzını burnunu kırmak istiyor ancak vücudundaki kırıklar buna izin vermiyordu.
Ne demek oluyordu bu ? Biz burda altı kişi bir odanın yarısına sığışırken, diğer şahıs tek kişilik sefa sürüyordu. Rapunzel bunu sindiremedi. Ama gerçekten sindiremedi ve......
DEVAM EDECEK..
TAKİPTE KALIN VE YORUMLARINIZI, DÜŞÜNCELERİNİZİ VE OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN... :) :) :) :)
:) :) :) :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEL RAPUNZEL
ComédieBu zamana kadar Rapunzel'i hep metrelerce uzun saçlarıyla tanıdık. O güzel uzun saçlarını yakışıklı beyaz atlı prense kuleden aşağıya sarkıtırdı. Ama hiç düşünmedik o prens o saçlara tırmanırken Rapunzel'in hiç mi canı acımıyordu ? Ya da günümüz k...