Sonsuzluk B2

1 1 0
                                    

 BÖLÜM MÜZİĞİ-ALL I NEED.

Bu birden canımı yakmıştı çünkü yavşak kelimesini vurgulayarak demişti. Benim bir yavşak olduğumu düşündüğünü düşünerek "Hey,burda kime vurgu yapmaya çalışıyorsun sen?!"dediğimde omuz silkerek "Üstüne alınan alınsın."dediğinde 'Ne yani 4. Sınıf bebesi lafı mı?'diyesim gelsede gururum için gitmeye yelkendiğimde beni durdurmasını ummuştum. Bi kaç adım attığımda dönüp ona baktığımda kılını dâhi kıpratmamıştı. "Ben gidiyorum."dedim umursamaz ve ne diyeceğini merak eden bir ses tonuyla. "Eee?"dedi ve iyice morelimi bozdu.
"Sana yavşaklık yapıyorum herhalde. Neyse seni meşgul etmiyim."diyip birşey demesini bekledim. "Niçin ortaokul çocuğu gibi davranmayı bırakıp yanıma gelmiyorsun küçük?"dediğinde 'sen üstüne alınan alınsın derken neydin ya lan!'diye bağırmak istesemde oflayarak yanına gittim. Cöbünden sigara paketini eline alıp içinden sigara çıkarıp ağzına götürdü. Farkettimde dudakları,elleri..en az yüzü kadar kusursuzdu. "Tam 5dakika 12 saniye!"diye bağırınca birden sıcradım. "N-ne?"dedim korkuyla kekeleyerek. "Tam 5 dakika 12 saniye boyunca daldın."derken sigarasından bir fırt çekerek yüzüme doğru eğilip üfledikten sonra geri çekildi. Ben onun etkisinden çıkmaya çalışrken zamanın geçtiğini yani akşam olduğunu farkedip "evime gitsem artık."diyip üşüdüğümü belli eder bir şekilde kollarımı sıvazladım. "Sen değil miydin,gitme yanımda kal diyen? Şimdi neden gidiyorsun?"dedi kalın ses tonuyla. "Senin gelmeyeceğini sanıyordum."dedim heycanla. "Senin evine değil."dediğinde "Hı?"dedim. Bileğimden tutarak koşmaya başladı. Bende ona yapışmamak için peşinden koştum.
 Nerdeyse yarım saat koşuşumuzun ardından bir evin önünde durduk. Ev,kırık döküktü. Yüzümü buruşturdum ve "Hadi gel."diyen dağınık saça bakarak onun gittiği yerden eve girdim. Beni salona yönlendirirken tekli koltuğa geçerek onu izlemeye başladım. "Bekle beni."dedikten 2 dakika sonra elinde bira şişesiyle geri geldi.
Bana vereceğini sanarak "eeee?"dedim. O da "Ne eeesi?" Dedi ve "Bana yok mu?"dediğimde beklemiyor olacaktı ki içtiği birayı yere doğru püskürttü. Bu komikti,kıkırdadıktan sonra elindeki bira şişesini alarak salonun etrafında koşmaya başladım. O da arkamdan "Siktim belanı kızım. Ya sen nasıl bir kızsın böyle! Seni eve alanda kâbahât!"diye bağırarak peşimden koşmaya başladı. Ayağım birşeye takıldığı için yere düştüm ve o da üzerime düştü.
Tanrım,bu gözler,bu bakış için canımı veririm. 10 dakikalık bakışmamızın ardından. Öksürerek ayağa kalkan dağınık saça baktım ve bende yerden kalktıktan sonra "Senin adın ne?" Dediğimde ters ters bakarak "Bu seni ilgilendirir mi?"dediğinde göz devirerek "Sana dağınık saç demekten bıktım ve adını öğrenmek istiyorum." Dedikten sonra kısa bi bakış attı. "Alp."dedi. Alp,ne kadar güzel bir isim,kendisi gibi..
"Benimki de Özge."dedim tebessüm ederek. Göz devirerek bana baktığında. "Of tamam be!" Diyip odaları gezmeye başladım. Her yer her taraftaydı bildiğin. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulmak için Alp'in gardrobuna ilerledim. Beyaz tişörtle gri bi eşofman çıkarıp yatağın üzerine bıraktım. Üstümü giyindikten sonra odadaki aynanın önüne durup kendime baktım. Zayıf ve bücür birşey olduğum için tişört dizime kadar gelebiliyordu. Eşofmanı ise katlayarak giymiştim. Belimi ise bir kemerle bağladım.
Salona geçtiğimde Alp'in sinirle telefonla konuştuğunu gördüm ve tekli koltuğa geçip onları dinlemeye çalıştım.
"Ulan halletmeniz gerekiyordu o herifi!! Ya onu siz halledersiniz ya da onunla birlikte sizide gömerim. Hemde yerin dibine!! Anlaşldı mı?"diye bağırdıktan sonra telefonu kapatıp masanın üzerine fırlattı. Ona bön bön bakarken "Ne oldu?" Dediğimde 'sanane' der gibi baktı. Önüne döndükten 5 saniye sonra tekrar bana baktı. Üzerime bakıyordu. Kaşları çatılınca "Onlar benim,neden giydin!"dedi. "Üstümdekiler çok kirliydi yaa sakin."dedim yumuşak sesle. "Herneyse."dedi televizyona bakarak. "Senden birşey isteyebilir miyim,eğer kızmayacaksan?" Dedim ve Alp'e bakmaya başladım. Ne diyeceğimi tahmin etmeye çalışır gibi olduktan sonra "İste."diyip televizyonuna geri döndü.
 "Saçımı kesebilir misin,acılarımı tazeliyorlar?" Dediğimde bir anda olsa gözlerindeki duyguyu anlamaya çalıştım. Hüzünlenmiş gibi oldu bir an. "Birşey mi oldu?"diye sorduğunda kaşlarını çatıp "Sanane."dediğinde sustum. Sanki geçmişine dayalı şeyler hatırladı,kim bilir?! Elindeki bira şişesini sehpanın üzerine koyduktan sonra ayaklanıp odaların birine girdi. 5 dakika sonra "Banyoya gel."diye seslendiğinde banyoyu bulmaya çalışarak Alp'i buldum.
 Yerdeki örtünün üzerine oturttu. Daha sonra ilk olarak saçlarımı yumuşak tavırlarla taradı. Kızacağınî sanmıştım,korkmuştum. Daha sonra eline aldığı makas ile "Nereye kadar keseyim?"dedi. "Acılarımın bittiği yere kadar."dediğimde bir an duraksadı. Sanki bana acımıştı o an. "Peki."dedikten sonra saçlarımı omuzumun üzerindeki boyutta kesti.
                                         ***
 Gece uyku tutmadığı için balkona hava almaya çıktım. Alp'in de balkonda olduğunu görünce kapıyı örtüp Alp'in yanına beton zemine oturdum. Gözleri kapalıydı,elinde de sigarası vardı. Belki ailesini,belki sevdiğini düşünüyordu. Bir an uyuduğunu sandığımda yüzünü incelemeye başladım,tekrar..Kusursuz çenesi yüzüne bi hâyli hava katıyordu,elmacık kemikleri keskindi,saçları hatta 'perçemleri' dağınık olsada onda çok güzel durmuştu.
 "Ne zamandan beri beni böyle hayranlıkla süzüyorsun küçük?" Dediğinde bir an irkildim. "Hi-hiç bi za-zaman."dediğimde gülmesini beklerken,sigarasını beton zeminde söndürüp içeri girmişti.
                                       ****
 Telefonuma baktığımda gece saat 3.27 idi.Gözkapaklarım benden habersiz kapanırken belimde bir el beni kaldırdı. Bunun Alp olabileceğini tahmin ederek omzuna kafamı koyup kendimi uykunun kollarına bıraktım.

ALP OKATAR
 Aklımda biri vardı..O sarı saçları,mavi büyük gözleri,küçük çenesi. Her şeyi ile mükemmeldi. Kalbi,benim kalbimin aksine bembeyaz bir perde gibiydi. Bense,kirli,kömür tutmuş kalbimle yaşıyordum. Düşüncelerime bi son verip uykuya daldım. 
 "Alp kurtar beni. Yalvarırım kurtar! Ne olur."diye çığlık atıyordu. Bense hiçbir şey yapamadan sadece onu izleyebiliyordum. "Siktiğimin beyinlisi bırak kızı! Eğer buradan sağ sağlim kurtulursam senin ölümün benim elimden olur.!!"dedikten sonra ağlayan Arya'ya baktım. Canı yanıyordu. Bense siktiğimin dünyasında yine bi bok yapamıyordum. "Ağlama Arya! Çıkacağız burdan!"dediğimde sesimi kesen o orospu çocuğu olmuştu. "Kesin,çok bile zaman verdim size!!"dedikten sonra kapıyı çarpıp evden çıktı. Belli zaman sonra kilitleme sesi geldi. Arya "Yapma Aras! Yalvarırım yapma!!" Dediğinde artık çok geçti. Adam evi ateşe vermişti. Arya öksürürken elimdeki ipleri çözüp onunkileride çözmeye başladım. Ateş gitgide evi sarıyordu. İplerden kurtulduktan sonra "Çabuk benimle gel!"diye Arya'ya seslendim. Arkamdan gelirken kapıdaki ateşli parçalardan biri  Arya'nın üzerine düştü. "Arya,duyuyor musun beni Aryaaaa!!!"dediğimde kısık sesi ile "Sen,kendini kurtar Alp."dedikten sonra göz kapağı kapandı. 5 dakika bakıştan sonra kendimi pencereden dışarı attım. Hayır,ölmedi o,ölemezdi! Kayıp gidemezdi ellerimden gökyüzüne doğru. Kanayan ellerime bakıp saçlarımdan geçirdim. "Lanet olsun! Lanet olsun lan!"
    "Arya!!"diye bağırdımda terin suyun içinde kaldığımda ayağa kalkıp pencereden dışarı baktım. Gözlerim dolmuştu ama ağlamayacaktım,ağlamamalıydım. Söz vermiştim Arya'ya.. Gözüm balkonda uykuya dalan Özge'yi bulduğunda birkaç dakika yüzüne baktım. Daha sonra balkonun kapısını açıp Özge'yi kollarıma alıp yatağına götürdüm. Yatağa geldiğimizde yüzünü hiç incelemediğim için dikkatimi çekmişti. Kahverengi eskiden uzun ama şimdi kısa olan saçları,zayıf bedeni,minik çenesi,zayıf dudakları rengi normalde kırmızıydı sanırım ama soğuktan mosmor olmuştu. Gözüm tekrar bileklerine kaydı. Ne yaşamıştı Allah bilir,ne kadar zor günlerden geçmişti. O sırada birşeyler söyledi uykusunun arasında. "Anne,baba!! Nolur gitmeyin. Bilmiyorum bu sokakları."

YİNE BEN 💕 YA EĞER KİTAP KAPAĞI TASARLAYABİLEN VARSA BANA ULAŞTIRIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. EĞER HİKAYEM TUTARSA WP GRUBU AÇMAYI DÜŞÜNMÜYORDA DEĞİLİM.
SİZLERİ SEVİYORUM. SONSUZCUKLARIM ❤

SONSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin