İnsanlar... Bir avuç kum kadar olan ömrümde anlayamadığım varlıklar. Hatta o kadar yabancıyım ki onlara ömür sahilinde bir avucumdaki kum bitmeden diğerini doldursam da sonsuza kadar yine alışamam onlara. Empati kuramazsan sempati de olmaz çünkü. Tahmin edeyim içinizden "Hadi oradan edebiyat parçalama bize sende insan değil misin ki bizim kadar ?!" cümlesi geçti ya da türevleri. Siz dile getirmeden ben cevap vereyim. Hayır ben insan değilim, ben Sasori ve Gitsune'yim. Ben Akrep ve Tilki'yim. Dilim ve kalemim bir akrep kadar gururlu ve zehirli, davranış ve düşüncelerim ise bir tilki kadar kurnaz ve sinsidir. Ben akrep ve tilkinin bir insan bedeninde vücut bulmuş haliyim. Bir ismim yok bunlar sadece hoşuma giden birkaç lakap isimler fazla boğucu kalıplar bizi sınırlayan o yüzden istediğiniz şekilde hitap edebilirsiniz bana çünkü o an size neyi çağrıştırıyorsam oyumdur. İnsanlar konusuna gelecek olursak tekrar. İnsanlar karmaşıklar, hayatlarının amacı sorulduğunda çoğu tereddüt etmeden mutlu olmak cevabını veriyor. Tamam buraya kadar her şey çok normal ama sonrasında işler biraz karışıyor. Hayatlarının amacı mutluluk olsa da o kadar fırsatı ellerinin tersiyle itmekle kalmayıp bu fırsatlarda bile "mutlu olunamayacak şeyleri" görüp üzerine bu "şeyler" le kalplerindeki ve beyinlerindeki mutsuzluk ağaçlarını gözyaşlarıyla suçluyorlar. Halbuki sadece etrafına bakmakla bile hayatlarının amacına ulaşabilecekken aralardaki küçük ayrıntıları büyüterek kendileri ve amaçları arasına her seferinde daha güçlü birer set örüyorlar. En basitinden bir aşk şarkısı dinlerken bile akıllarına gelen mutlu anıların verdiği hisle yeniden mutlu yerine o anıları hatırladığı için ağlıyor. Anda özgürleşmek yerine uçsuz bucaksız zaman çizelgesinde hapsolmayı seçiyorlar. Lafa geldiği zaman herkes mutlu olmak istiyor ama çoğu o kadar yüzeysel görüyor ki mutluluğu, gördüğü en ufak kusuru dünya barışının önündeki engel olarak görebiliyor. Anlayamadıkları şey ise ömür sahilinde olmadığımız, savrulan hiçbir kumun yerini dolduramayacağımız, kısaca ölümsüz olmadığımız. Mutsuzluk kumları insafsızca savurur, hiçbirini yakalayamayacağınız şekilde ama mutluluk savrulan her kum tanesini tek tek yaşamanızı sağlar. Ne güzel yazmış Hikmet Yurdaer şiirinde mutluluğu;
"Mutluluğu arıyorsan baktığın her yerde
Mutluluk, kendi güler yüzünde
Mutluluk, seni sevenin gözlerinde
Mutluluk, nefes almanın ötesinde."
Mutluluğu sadece bakarak bulamazsınız, baktığınız yerde mutluluğu görmeniz gerekir. Umarım bakar kör olan sizlerin gözlerini biraz olsun açabilirim. Sonsuz mutluluk dilemeyeceğim çünkü başı olan bir şeyin sonu olması gerekir ki doğuştan nankör olan insan sıkılmasın, sonuçta sürekli sadakat size göre değil.
Kalpten istediğiniz hayatı yaşamanız dileğiyle.
Sasori Gitsune
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...Öylesine...
Randomİki anlamı vardır bu kelimenin, iki farklı yüzü... Biri aşırı derecede çok der diğeri ise yapmış olmak için yaptım der. Yazdıklarım kendi dünyamdan kesitler yani iki yüzden hangisinde kendinizi bulursanız oradasınız...