BEYZA ÖZCAN

890 55 20
                                    



Merhaba, sizinle röportaj yapabilir miyim?


Benimle mi? Olur güzelim. Klasik sorulardan başlayalım, kendinizden bahseder misiniz?

Yaşım on yedi. İstanbul'da yaşıyorum. Yay burcuna sahibim. Kitap yazmayı, tarih okumaları yapmayı seven birisiyim.

Hayalinin ülkesi var mı?

Nasıl yani? Birazcık cahil kaldım. *random*

Yaa. *random* Yani yaşamak istediğin bir ülke var mı? Gitmek istediğin?

Hayır, yok. Adı bile güzel bir ülkede yaşıyorum, onlar buraya gelmek için hayal kursunlar. Türkiye bayrağını asabilir miyiz?

Tabii, güzel ülkemiz. Bir portreye, bir şarkıya yada bir kitaba tutsak olsan bu ne olurdu?

Bir müzik? Aslında bu kaside. Dördüncü Murat'ın yazdığı, "Uyan gözlerim gafletten uyan." adlı bir kasidesi. Sözlerine o denli tutkuluyum ki. Nasıl yazmış diye hayretle okurum hâlâ.

Portre olarak açıkçası öyle çok bilgim yok, o yüzden ona bir şey diyemeyeceğim ama çok çok sevdiğim bir kitap var. Adını söyleyemiyorum, bu özelliğimi af edin, çok sevdiğim için o kitabın adını veremiyorum. O kitabın içine en derin duygularım ile tutkuluyum.


İnsan sevdiği şeyleri paylaşmak istemez, anlayabiliyorum. ^^
Sözlükten bir kelime silme şansınız olsa ve İnsanlar bu kelimeyi birdaha kullanamayacak olsa hangi kelimeyi silerdin?

Ya seni yerim! Çok teşekkür ederim. ❤️

Aslına bakılırsa sözlükte silmek istediğim bir değil, birden fazla kelime olurdu. "Zulüm." "Haksızlık." "Kıskançlık." Bu kelimelerin altında gözyaşı döken binlerce büyük küçük demeden yaş grupları var. Bu kelimenin nasıl bir his uyandırdığını öğrenmemelerini, bu duyguların altında ezilmemelerini o kadar çok isterdim ki. Diyorum ya, bir değil, birden fazla diye.

Çok doğru. Hangi yüzyılda yaşamak isterdin?

(Ekrana baktığı an kalbi hızlandı.) Aslında bir yüzyılda tıkalı kalmak istemiyorum. Hz. Nuh'un tufanında, Hz. Süleyman'ın başlı başında yanında olmak isterdim. Hz. Musa'da var. O denli farklı, o denli başka bir devir ki.


Tercihlerin çok güzel. ^^

Teşekkür ederim güzelim. ❤️

Sevdiğin şeyi paylaşmakta zorlanıyorsun ya kitap yazarken zorlanıyor musun? Karakterlerini bizimle paylaşıyorsun. Bazı insanlar karakterlerini paylaşmayı sevmediğini söyler ya sende de var mı öyle bir durum?

Her daim olmuyor ama arada sırada kalbimin duvarlarına saldıran bir his barındırmıyor değil. Peki neden her daim olmuyor? Her karakterimin içinde barındırdığı bir şifre var. O şifreyi sadece okurlar, kendi hayal dünyalarında başlattıkları bir fırtınanın içinde bulabilirler. Her okur, kendi farklı görüşleriyle onların ruh dünyalarını kalplerindeki duygularda arıyor. Kimisi için bir umut, kimisi için bir ölüm, kimisi için ise otuz altı bambaşka duygu. Benim gözümle bakmak isteyenler oluyor, bunu pek istemiyorum. Benim gözümle baktıkları zaman zorlanıyorum. Çünkü karakterlerim ile inanılmaz bir şekilde iç içeyim. Bu durum işte zorluk noktasına çıkarıyor beni.

Anlıyorum, haklısın. Enis denildiğinde aklına gelen ilk kelime?

Dost, oluyor.

Şansa inanır mısın?

Şans, tesadüf....Bunlara inanıyorum. Dünya üzerinde bizden önce ilerleyen bir çizgi var. Hiçbir şey, tesadüf değil. (: Seninle yaptığım röportaj bile tesadüf değil. Bir neden var ama biz göremiyoruz.

Mantıklı. ^^ Dünyayı bir renge boyasan hangi renge boyardın?

Tek renge neden boyuyoruz ki? Kocaman bir gökkuşağı oluşturalım! Ne dersin?❤️

Mükemmel olur. ^^ Yeni kitap yazmaya başlayan ve pes edip silenlere söylemek istediğin bir şey var mı?

Neye göre yazmayı pes etmişler? Popülarite kısmını ele almıyorum bile. Ama kurgunun eksikliği, karakterlerin oluşturduğu noksanlıktan dolayı kendisini yetersiz hissedip, bir umut oluşturacak kitabın ellerinden tutmayı bıraktılarsa, öncelikle bir sakin olmalarını ve beklemelerini rica ediyorum.

Okuma yaparak özgüvenlerini ele almaları beklemeleri gerekiyor. Biraz zaman, ruhlarına iyi gelebilir. Unutmamalılar ki bu yol; taşlı, yokuşlu, keskin, kanlı. Bu yolda yürürken habersiz bir duvara tosladığınız an, yazmayı bırakırsanız bu yolun satır aralarını usulca kapatın. O an, önemli olan, nereniz kanarsa kanasın, o yolun ilerisine bakmaktır. Korkmayın. Kalpleri buruk insanların kalemleri lezzetlidir. Acı, gülümsemeyi getirir. Psikolojik olarak iyi olmak önemlidir. Yazmak zahire değil, maneviye bakar.

Yazmak mucize gibidir; mücevherler kolay kazanılmaz, kazanıldığı zaman ise mutluluğu tarifsizdir. Durmayın! O lezzet için yazın.

Çok güzel açıkladın. Bize bir şarkı armağan eder misin?

Çok teşekkür ederim. Tabii ki. Çok sevdiğim bir müziktir kendisi.
Yiruma/ River Flows In You.

Asıl ben teşekkür ederim. Çok keyifli bir röportajdı. Okurlarına söylemek istediğin bir şey var mı?

Bu keyifli röportaj adına ben, çok teşekkür ederim. Seninle çok güzel keyifli anlar geçirdim.

Okurlarıma? Benim güzel Taçdar'larım...Bu yol üzerinde benim arkamda değil, her daim yanımda yürüyensiniz. Adımlarınızın sesini duyuyorum; bu zorlu yolu hep birlikte atlatıp, hep birlikte başaracağız. Biz yazar-okur profilinden daha derinde barınıyoruz. Ruhlarımızın buluştuğu yer bir satır arası, ama oluşturdukları deprem etkisi bizi etkileyecek kadar sarsılmaz. Güçlü kalın! Sizlere olan sevgim gerçekten çok güçlü; kusurlarımız ve güzelliklerimizle birlikteyiz. Yeterki bir olalım. Sağlıcakla kalın.

"Her umut, bir zihinde cinayete uğrar."

YAZARLARLA SOHBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin