TROUBLEMAKER LOVER

Birbirini tamamlamak.

Bayağı uzun bi aradan sonra voteler biraz artınca yazmaya karar verdim :D Victoria ve Niall artık tam bir çift. <3 ama işler karışacak çünkü bu hikayede  bir kötü kız da var; Perrie -,- Ve bu kız işleri karıştırıyor. iyi okumalar vote + yorrum please :D <3

Evet. Artık Niall ile sevgiliydik.Tanrım onu çok seviyorum. Her zaman pozitif, hep gülümsüyor ve o kadar içten bakıyor ki...Sarı civ civim, oburiksim. Sanki Tanrı onu boş zamanında yaratmış. O mavi gözlerini bana dikince bütün düşüncelerimden sıyrılıyorum ve uzayda sonsuz bir yolculuğa çıkıyorum.Ben ise.. Ben mi? İlkokuldan beri öğrencilerin dalga geçtiği, gözlüklü kız.. İnek öğrenci. Niall ben de ne buluyor ben başkası olsam kendime bakmam bile. Ama Niall bana aşık olmasaydı ben hergün ona bakarak acı çekiyor olacaktım. Ve şuan onun bana ait olması, benim sevgilim olması bir rüya gibi. Mac ve ben değişim programı ile Londra'ya gelmeseydik Niall ile tanışamayacaktım. Şimdi aynanın karşısına geçince farklı bir ben görüyorum.Evet Londra'ya ilk geldiğimdeki heyecanımı kaybetmedim ama değiştim. Ben artık güçlü bir kızım. İnsanların önyargılarına karşı savaş açtım ve bayağı da yol kat ettim. İnsanların önyargılarını umursamayan, ve sevdiği adam için herşeyi yapabilecek bir Victoria var. Bu derin düşüncelerden koptum ve ayağa kalktım. Kulaklıklarımı taktım ve Hannah Montana-vazgeçilmezim,kahramanım- Ordinary Girl açtım. O sırada Mac kapıyı delercesine çaldı ve içeri daldı.

-Telefon sana Niall arıyor!!

-Niye cebimi aramamış?Ay müzikten duymadım heralde.

-Tamam al.

-Alo? Niall

-Alo, Vicky neden açmadın?

-Üzgünüm müzik dinliyordum duymamışım.

-Peki, benimle yürüyüş yapmaya ne dersin?

-Tabii neden olmasın.

-Tamam ben seni almaya gelirim.Seni seviyoruum

-Ben de seni seviyorum. Çabuk gel. 

Telefonu kapadım ve yüzümde oluşan minnettar gülümsemeyle birlikte hazırlanmaya başladım. Askılı vans t-şhirt ümü, kot şortum giydim. Üzerine kırmızı kareli gömleğimi, ayağıma da kahverengi botlarımı geçirdim -media- ve aşağı indim. Kapı da o an da çaldı. 

-Woaw, yine harikasın.

-Sen de çok hızlısın Niall.

-Selam Mac!

-Merhaba Niall, Harry ortalıkta yok herhalde.

Mac'e kıkrdayarak baktım ve öpücük kondurdum. 

-Ayy Harry'sini de kıskanırmış.. dedim o da bana güldü ve hadi size iyi günler dedi kapıyı kapamak için itti. O sırada Niall kapıyı tuttu Mac'e baktı. Tek kaşını kaldırarak;

-O kadar emin olma, Harry ortalıkta yoksa iyi bir çıkış yapar.

Dedi ve kapıyı kapattı. Mac şaşkındı. Biz de yola çıktık. Niall'ın koluna girdim,yürümeye başladık.

-Beni özledin mi bakalım.

-Tabii ki Niall. Peki sen beni özledin mi?

-Yoo

Gözlerimi ona diktim, 

-İyi ya ben gidiyim o zaman

-Şaka yapıyorum Vicky, ben de seni çok özledim.

-Gel buraya benim salak sevgilim.

Ona kısa bir öpücük kondurdum.Dudaklarını büzüştürerek bana baktı,

-Bukadarcık mı?

-Bu kadar insan içinde?

-Burası Londra.

-Olsun, öyle şaka yaparsan cezasını çekersin. 

Göz kırptım ve tekrar koluna girdim. Yürümeye devam ettik. O sırada Zayn'i gördüm. Sanki biriyle tartışıyordu. Kim vardı ki yanında?Niall da fark etmiş olmalıydı ki o tarafa bakıyordu, şaşkınca.Sanki sarışın bir kız vardı.

Aman Tanrıım! Olamaz buu! Perrie. Okulda Mac ve bize sataşıp duran gerizekalı! Ve Zayn'le bağırarak kavga ediyorlardı.Bi saniye??! Yanlış mı görüyorum diye gözlerimi ovuşturdum ama doğruydu. Sarışın amigo kız Perrie, Zayn'in dudaklarına yapışmıştı. Niall ile birbirimize baktık. Gözlerinde endişe vardı.

-Noluyo Niall?

-Bilmiyorum ama iyi değil.