12- DEĞİŞİM SÜRECİ

6.4K 207 6
                                    

MULTİMEDYA: UMUT VE YENİ SAÇLARI.
&&&
UMUT SOYAL.
"Önce gitmem gereken bir yer var." dedim ve caddeye çıkıp taksi durdurdum. Kuaföre gelmiştim. Özgür sürekli saçlarımı okşardı. Saçlarımı çok severdi. "Nereye gidiyoruz?" diyen taksiciye döndüm. "En yakın kuaföre." dedim
&&&
ÖZGÜR FARAN.
Arabayla onları takip ediyordum. Bir kuaförün önünde durduklarında yutkundum. Umut'un telefonuna gizli numaradan mesaj attım. "Umarım düşündüğüm şeyi yapmazsın, güzelim."
yazıp gönderdim. Umarım yapmazdı. Saçlarına dokundurursa ortaya çıkmaktan çekinmezdim. İçeri girdiler. Yarım saat sonra çıktıklarında saçlarını açtırdığını görmüştüm. Zaten açık kahve olan saçları iyice sarıya dönmüştü. Hızla arabadan inerek yanlarına gittim. Umut beni gördüğünde gözlerime bomboş baktı. "Nasıl yaparsın, umurumda değil ama hemen saçlarını eski haline çevireceksin! Duydun mu? Ha? Duydun mu?" dediğimde gözlerime baktı. "Sana o mektubu yedirmediğime dua edeceğine gelmiş burada konuşuyorsun." deyip telefonunu çıkardı. Birisini aradı.
"Savaş. Arabamı getirir misin? Ben bugün gezeceğim biraz. Kafamı dağıtmam lazım. Sizin evinizde kalmıştı en son sanırım. Şeyy Uğur'u idare eder misin? Biliyorsun, araba sürmemi istemiyor." dedikten sonra bekledi ve karşı tarafı dinledi.
"Savaş, üzgünüm ama yapacağım. O arabayı siz isteseniz de istemeseniz de kullanacağım." dedi.
Karşı tarafı dinledi.
"Ahh! Hayır!" diye bağırdı. "Savaş duyuyor musun?! Hayır!" Telefonun ekranına baktı. Savaş denen çocuk telefonu kapatmıştı. "Tamam, Baran. Senin bana bakıcılık etmene gerek kalmadı. İstediğini yapabilirsin." dedi. "Sende benden uzak durduğun taktirde istediğini yap." dedi bana bakarak.
"Umut..." diyip belinden tuttum ve kendime çektim. "Henüz seni bırakalı beş buçuk saat oldu. Ve canımın nasıl acıdığını tahmin edemezsin, küçüğüm." dediğimde beni itmeye çalışıyordu. "Bırak," dedi. "sadece midemi bulandırıyorsun."
"Yapma." dedim.
"Giderken ne düşünüyordun? Döndüğünde kucağına atlayacağımı falan mı? Sen beni kaybettin, Özgür. Hani seni ismine muhtaç bırakıyordum ya, şimdi özgürsün. Cehennemin dibine kadar yolun var." diyip beni itti ve kaldırıma oturdu. Bir araba önümüzde durduğunda bir çocuk arabadan inip Umut'un yanına çöktü. Yüzünü avuçlarının içine aldı. "Saçların..." dedi yavaşça. "Değiştirmişsin." dedi saçlarına bakarak.
"Öyle gerekti. Savaş, beni affeder misin?" diyip ağlamaya başladı.
"Şşştt güzelim. Ne oldu?"
"Sen aşktan korun, aşk canını yakar derdin ya, ben aşkın en dibine düştüm." dediğinde çocuk hızla ona sarıldı.
"Affettim...affettim..." diye fısıldadı. "Umut, kalk gidelim eve. Üşüteceksin, kısacık şeylerle çıkmışsın." dediğinde üzerine baktım. Altındaki şort kalçasının biraz altında bitiyordu. Ve üzerinde askılı vardı. Yanına çöktüm. "Biliyorum, çok yaktım canını ama yine gel, bende ağla. Özür dilerim, güzelim. Anlatacağım her şeyi." dedim. "Bende uyandırdığın tek his, nefret." diyip ayağa kalktı ve Savaş'ın getirdiği arabaya bindi. Savaş bana döndü ve yüzüme sağlam bir yumruk geçirdi.
"Seni bir daha bu kızın etrafında görürsem, nefesini keserim!" diyip arabaya bindi ve hızla buradan uzaklaştı. Umut...affedeceksin beni...

&&&
Ya biliyorum, sınır çoktan geçildi de ben hiç evde duramadım ki...hep abimleydim dünden beri. Eve geldiğimde baya geçti. Bu sabahta altıda kalktık gittik. Daha yeni geldik, affola🌼

SINIR: 15 VOTE🌼

TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin