TUTSAK

6-AKLIM FİKRİM SEN

ÖZGÜR FARAN.
Uyanır uyanmaz bakışlarım tavanda sabitlenmişti.
Acaba Umut ne yapıyordu? Sahi uyanmış mıydı benim küçüğüm? Benim onda numaram yok zannediyordu ancak telefonuna numaramı çoktan kaydetmiştim. Onun da numarası bende vardı.
'Küçüğüm Aranıyor...'
"Efendim,Özgür?" dedi.
"Ne yapıyorsun?" dedim.
"Banyo edeceğim." dedi. Sırıttım. "Geleyim mi?" dediğimde karşı taraftan cırlama sesi geldi. "Seni öldürürüm!" diye bağırdı. "Öldürüyorsun zaten. Şu an altımda olmanı o kadar istiyorum ki." dedim. Yanaklarının kızardığını buradan hissedebiliyordum.
"Bel altından başka bir şey bilmez misin sen adam?" dedi. "Adam diyen o ağzını..." dediğimde "Sus!" diye bağırdı. "Öperim." diyip dudaklarımı yaladım. Siktir! Benim acilen Umut'u öpmem lazımdı. "Umut. Seni öpmem lazım." dedim. "Ne diyorsun sabah sabah? Abimler falan evde. Gelemem." dedi. Gülümsedim. "Ben gelirim." dedim. Tam o sırada karşı taraftan bir kapı sesi geldi.
"Olmaz,Öz-lem. Evet,Özlem. Hayır! Gelemezsin!" diye saçmalamaya başladı.
"Olur,güzelim. Senin için Özlem de olurum. Kapını kilitle. Yarım saate pencereni aç. Yanına geleceğim." dedim. "Olmaz canım arkadaşım. Niye zorluyorsun? Anneciğim Özlem şey diyor. Sınavlar yaklaşıyor bize gel diyor. Gidebilir miyim?" dedi. Annesi onay verdiğinde gülümsedim. "Geliyorum." dedi. "Duydum. Bekliyorum." dedim ve telefonu kapattım.
&&&
Geldiğinde saçlarının ıslak oluşu ayrı bir çekicilik katsa bile hasta olabilirdi.
"Niye saçların ıslak?" dedim.
"Banyo yaptım." dedi.
"Tamam." diye onayladım ve kucağıma çektim. "Şaka maka sınavlar yaklaşıyor. Senin yüzünden neredeyse bir aydır hiçbir derse giremedim öküzlerin efendisi." dedi. "Umut. Kötüyüm diyorum. Sikerim sınavını." dedim ve dudaklarımı boynuna bastırdım. Karşılık vermedi.
"Karşılık versene." dedim sinirle kendimi ona bastırarak. "Özgür." dedi huzursuzca. "Yine ne düşünüp kendine gereksiz dert ediyorsun?" dedim.
"Sına-" derken sözünü kestim. "Kalk üzerini düzelt." dedim. "Ne?" yüzündeki şaşkınlık kendini belli ederken yutkundum. Ulan şimdi o dudaklarını...öhöm.
"Dediğimi yap, küçüğüm." diyip kalktım. "Tamam." diyip üzerini düzeltti. Elinden tutup evden çıkardım. Ayakkabılarımızı giydikten sonra arabaya bindik. "Bana kırtasiyeye nasıl gideceğimizi tarif et." dediğimde anlamazca yüzüme baktı. "Bir süre özel öğretmenin olacağım." dedim. "Gerçekten mi? Oha! Özgür seni seviyorum!" diye bağırıp ellerini çırptı. "Biliyorum,küçüğüm. Şimdi tarif edecek misin?" dediğimde tarif etmeye başladı. Kırtasiye alışverişimizi yaptıktan sonra eve gelmiştik tekrar.
"Şimdi başlayalım bakalım." dedim ve kümeleri anlatmaya başladım. "Şunu nasıl bulduk?" diye sordu masumca. "X diyoruz biz ona." diye düzelttim. "Çok biliyorsun sen." dedi. Sinirlenmesine bayılıyordum. "Bildiğim için anlatıyorum, değil mi?" dedim. Kolumu cimcikledi. "Vahşi, küçük,huysuz bir kedicik." diye homurdanıp kaşlarımı çattım.
"Hödük,aptal,çok bilmiş bir öküzcük." dedi gülerek.
"Bu öküzcük neler istiyor bir bilsen." dedim muzipçe sırıtarak. "Bu kedicikte aynı şeyleri istiyor." dedi. "Hmm...bu kedicik çok mu seksi ne?" dediğimde muzipçe gülümsedi. "Kedicik derslerden sıkıldı." dedi. "O zaman bu öküzcük kediciği eğlendirecek bir şeyler yapmalı değil mi?" dedim. "Evet." dedi. "Bak,bu x'i sperm ola-" derken lafımı kesip koluma tırnaklarını geçirdi. "Ne oldu,kedicik? Yeterince eğlenceli gelmedi mi?" dedim gülerek. "Aklın fikrin bel altı." dedi. Umut'u koltuğa uzatıp üzerine uzandım. Ellerim yüzünün iki yanındaydı ve mekik çeker haldeydim. Burnunun ucuna bir öpücük kondurdum.
"Hayır,güzelim. Aklım fikrim sen."