Dikkat! Medyaya fazla bakmayın bağımlılık yapar! Oh çok tatlı😍
Araba yola çıktı. Burada ki tek arkadaşım geliyor. Mutluyum. Ama o yazar hep aklımda olacak. Kim olduğunu ora da güçlerimi öğrenince araştıracağım. Aşık olduğum adamı bulacağım. Gözler ve göz çevreleri benim yaşlarımda olduğunu gösteriyor.
Aklımda elementler konusunda sorular var. Neden diğer iki element sahibi kişiler çocuk yapıp benim gibi çift elementli birini daha dünyaya getiremiyor?
"Aklımda sorular var... beyefendi."
"Adım John, efendim. Sorularınızı aileniz size yanıtlayacak."
"Pekâlâ, John." Demek yabancılar da var. Bu da bir soru haline geliyor. Her ülkeden, her ırktan insan ya da her neyse,sarayda var mı? Düşüncelerimi sonraya sakladım ve Rabia'nın omzuna başımı yaslayıp uyku moduna geçtim. Biraz sonra da Rabia kafasını başıma yasladı. Uyku her zaman dostum olduğu için hemencecik yanıma gelip sarıldı. Mutlu mesut uyuyoruz. Eğer o yazarı bulamazsam onunla evleneceğime söz verdiğim bir rüya görüyorum...Uyandığımızda hala yol alıyorduk. İlerde bir garaja girip durduk. Tek bir arabanın sığabileceği küçük bir garaj. Dağlık bir arazide tek bir garajın olması garibime gidiyor. Ne mana? Amaç ne?
Bir kaç dakika sonra araba garajdan çıktı ama farklı bir yerdeyiz. Şimdi amaç ne anladım. Görünmeyen tenha bir yerde büyümsü bir şeyle başka bir yere geldik?
"Boyutlar arası geçiş yapıldı, Tanrıçamız. Yakında her şeyi öğreneceksiniz. On beş dakikalık bir süre sonra saraya varacağız. " İçimdeki heyecanla Rabia'ya baktım.Onun heyecanı da gözlerinden okunuyordu. Yüzümüze yerleşen gülümsemeyle toparlandık. On beş dakika bize on beş saat gibi gelirken sonunda saray tüm muhteşemliğiyle gözüktü. Beyaz rengiyle tam altı katlı bir yapı bu. Tarihi eseri andıran bu yapıyı koca bir koru kaplıyor dört çevreden. Ve biz de şuan korunun arasına yapılan düzlüğünden en ufak şüphe duymadığım asfalt yolda ilerliyoruz.
Koca bir topluluk bizi bekliyor. Yüzlerinde gülümseme yerleşmiş heykelleri andırıyorlar. Kusursuzluklarını miyop halimle bile görüyorum. Benim bu insanlardan olma olasılığım yüzde kaç?
" Tanrımız Anar sizi bu akşam ki balo da karşılayacaklar. Şuan gelişinizle bir sorun çıkmaması ve sizi korumak amaçlı askerlerle birlikte sarayın etrafını sarmış bulunmaktalar. " Başımı sallamakla yetindim. Lakin gördüğüm güzelliklerle dilim lal oldu, konuşamadım.Araba durdu ve kamuflaj giyimli yapılı bir adam kapımı açtı. Asker olduğunu düşündüğüm adam saygıyla önümde eğildi. Yüzünde ki gülümseme ile ;
"Hoş geldiniz Tanrıçam." Gülümseme ile arabadan kibarca indim. Ardından Rabia'da inip koluma girdi. Kalabalıktan benim on kat daha güzel halim ve yakışıklı bir adam çıktı. Aynı anda konuştular.
"Kızımız." Gözlerinde özlem var ve ağlamaya hazır yaşlı gözlerle bana bakıyorlardı. Ne dediklerini idrak ediyorum yavaş yavaş. Rabia nazikçe kolumdan çıktı. Gözlerimin dolmasına engel olamadan aileme doğru ilerledim. Kollarını açtılar ve ortalarında huzurla onlara sarıldım.Tam o anda yüksek bir alkış koptu. Üçümüz birden ağlarken huzuru hissettim. Babam gözlerini silip bizden ayrılırken biz de yavaşça ayrıldık. İçten gülümsemelerle birbirimize bakarken annemin gözleri Rabia'ya kaydı.
"Bir insan getirmişsin tatlım." Gülümsedim.
"Tek dostum o, anne." Anne derken hiç düşünmedim. Sanki bu yaşıma kadar ona anne demiş gibi rahatım. İç güdü denen şeye hep inanırım ve bu da bir iç güdü. Annem o. Dokuz ay onun vücudun da yaşadım, sesini duydum. Bana hiç uzak gelmiyor dokunuşları. Beni sevgi ile bedeninde misafir ettiğini o an anladım. Anne dememe o kadar sevindi ki yüzünde güller açtı.
"Tanıştırmak ister misin. Ah daha ismimizi bile bilmiyorsun tatlım. Ben Diana ve baban Harry. Biliyorum çok garip oldu ama her şeyi anlatacağız. Seni savaş olduğu ve yasalar çıkmadan doğan son çift kullacı olduğun için saklamak zorunda kaldık. İlklerini benimle yaşamanı o kadar isterdim ki..." hüzünlü bir gülümse yerleşti dudaklarına. Gözlerinden okunuyor ne kadar istediği.
"Anne, baba beni isteyerek bırakmadığızı gözlerinizden okuyorum ve size inanıyorum. Neticede yeteri olgunluğa eriştim ve sizi anlamakta zorlanmıyorum. Çocukça hareketler yapıp sizi daha fazla üzmek yerine sizi bir an önce tanıyıp sizinle vakit geçirmek istiyorum. Ve tarihe olan ilgimle bana saray tarihini anlatmanızı zevkle beklerim." Gülümsedim. Sözlerimle rahatladılar.
"Ayrıca bu tatlı kız Rabia. Pek arkadaş canlısı olmayan benim, tek arkadaşım olur kendisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AnKat
FanfictionKapak için teşekkürler; minik_penguen 'Sen muhteşem bir detay değilsin. Aksine, sen muhteşem kelimesinin sözlük anlamısın.' Sözlerime en mükenmelinden bir gülüşle karşılık veriyor. Mest oluyorum. Öncelikle zaman ayırdığınız için teşekk...