K.A. ~2

104 16 10
                                    

İlk bölüm için çok mutlu oldum hepinize çok teşekkür ederim.. desteğiniz için çok ama çok teşekkür ederim.. LanaChris ablama çok teşekkür ediyorum kapağı o ayarladı saolsun <3.. hepinizi seviyorum.. böyle devam ?

Yüzüme çarpan güneş ışınlarıyla uykumdan sıyrıldım.. Yüzümü buruşturup uykuma tekrar dönebilme umuduyla yorganı kafama geçirdim.. Yatağımın sabahları güneşe boğulmasından bazı sabahları nefret ediyorum. Mesela bu sabah olduğu gibi..

Ne yazık ki uyandıktan sonra bir daha uyuyamama gibi bir hastalığım var.. Oflayarak kafamdan yorganı attım ve yan dönerek camdan dışarıyı seyretmeye başladım.. Hava güneşliydi ve kuşların söylediği şarkıları duyabiliyordum.. Bir süre daha dışarıyı seyrettikten sonra yataktan kalktım.. Hazırlandıktan sonra Çınar'ın odasına gidip yanağından öptüm. 'Seni seviyorum tatlım..' diye fısıldadım. Yavaşça odadan çıkıp aşağı indim. Yürürken ayak bileğim hafif sızlıyordu. Unutturmamıştı kendini saolsun..

Babam salonda koltuğa oturmuş sabah haberlerini izliyordu.

"Günaydın baba.. Nasılsın?"

"Günaydın kızım. İyiyim sen nasılsın? Erken kalkmışsın."

"Evet.. Yürüyerek gideceğim okula.. Hem boşuna para vermemiş olurum hem de spor yapmış olurum. Ben bir şeyler atıştırıp çıkacağım."

"Tamam kızım.. Dikkatli ol ama.. Peki böyle davranmanı neye borçluyuz? Okula başladın başlayalı daha iyi ve sıcak davranıyorsun?"

"Hiç baba.. Öyle işte.. Neyse ben bir şeyler atıştırıp çıkıcam baba.. İyi günler sana da.."

"Peki.. Tamam kızım.. İyi dersler sana da.."

'Sana da.. Sana da..' kafiyeli oldu be ahaa işte baba kız diyaloğu.. Ya o değil de benim değişme planım iyi gidiyor gibi..

Babamın yanından ayrılıp mutfağa doğru yol almaya başladım. Mutfağa geldiğimde çantamı sandalyenin üstüne koydum. Aslında kahvaltı yapmayı pek sevmiyorum ama okulda acıkınca kantinden bir şeyler almak zorunda kalıyorum.. Ve ben kantinden bir şey yiyemiyorum.. Iyk kim bilir nasıl yapılıyor! Tabi kantincilere laf yok.. Onlara hazır geliyor, onlar sadece pişiriyor bir.de satıyorlar.. Sebepsiz yere savunma kalkanı ON..

Dolapları karıştırıken çok güzel bir şey buldum.. Sekiz harf, dört hece.. ÇİKOLATAAA!! Alıp hemen çantamın içine attım.. Sonra tekrar dolaba döndüm.. Hiçbir şey yeme isteği yoktu içimde o yüzden ekmeğin poccuğunu (yani ucunu ben böyle diyorum daaa:)) kopartıp ağzıma attım.. Çantamı alıp dış kapıya geldim..

Siyah converselerimi giydikten sonra "Gidiyoruum beenn!" diye bağırdım. Cevabı beklemeden kapıyı kapattım. Evimiz bahçeliydi. Çıkmadan bir tane büyük papatyalardan kopartıp kulağıma sıkıştırdım. Bahçeden çıkarken kulaklığımı cebimden çıkartıp kulaklarıma taktım.

Biraz ilerledikten sonra içime garip bir his doğdu. Bir şey yapmayı mı unutmuştum yoksa almayı mı unutmuştum bilmiyorum. Ama bu her ne lanet bir şeyse moralimi fena halde bozmuştu. Sonra aklıma mutfaktan arakladığım çikolata geldi. Çikolatayı çantamdan çıkardım, tam açacakken yanıma sarı saçlı, mavi gözlü yakışıklı bir minik prens geldi. Ayy ne kadar tatlıydı. Minik yakışıklının yüzünde kocaman gülümsemeyle bir bana bir de elimdeki çikolataya bakıyordu. Kulaklığımı çıkarıp minik prensin önüne eğildim.

"Bir öpücük verirsen bu çikolatayı sana veririm yakışıklı." dedim gülerek. Yakışıklı prens kafasını sallayarak "Tammam." demez mi? Bir de yanağını uzatıyor Allah'ım sana geliyorum.. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Sonra "Hani öbür yanak?" dedikten sonra diğer yanağına da bir öpücük kondurdum. "Hadi al bakalım yakışıklı bu senindir artık." dedikten sonra çikolatayı ona verdim. Kocaman bir gülümsedikten sonra yanımdan gitti. Çömeldiğim yerden kalktım ve yürümeye başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIKTAN AYDINLIĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin