Luhan, derinden gelen hırıltılı sesi duyduğunda önce tereddüt etti. Sehun daha bir kaç saat öncesinde bu kadar kararlıyken şimdi neden zinciri çözmesini istiyordu ki?
-"Emin misin Sehun?"
Sehun sert gözlerini Luhan'a dikti ve dudaklarını yaladı. Bu küçük bedeni istiyordu.
-"Evet." Kısa ve öz. Ne olursa olsun Sehun'a güveniyordu Luhan. Bu yüzden derin bir nefes aldı ve zincirin kilidini açtı. Zincir gürültüyle çözülüp yere düştü. Luhan yerinden kalkıp zinciri odanın herhangi bir yerine bırakırken Sehun'un da ayaklandığını fark etmemişti.
Önüne dönecekken ensesinde ve saçlarında hissettiği nefesle vücudundan bir titreme geçti. Yavaşça arkasını döndü ve Sehun'u gördü. İfadesiz yüzü ve buz gibi bakışları ,şu anki ürkütücü ama bir o kadar da seksi bedeniyle kusursuz bir uyum içerisindeydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yine de Luhan onun bu sabahki Sehun'la aynı - tam olarak aynı- Sehun olmadığını biliyordu.Görünüşünden çok düşünceleri onu korkutuyordu.
-"S-sen insan formundasın ama farklı görünüyorsun." Luhan iri ve öncekine göre biraz daha uzun olan bedeni inceledi.
-"Luhan." Sesi derinden ve hırıltılıydı bu Luhan'ı daha çok korkutuyordu.
-"Boyun da daha uzun tanrım Sehun zaten benden normalde uzunsun. Neden biraz daha uzadın?!" Luhan sitem eder gibi söylemişti sesinden espri yaptığı anlaşılıyordu ama bu pek Sehun'u etkilemiyordu.
Luhan şu an oldukça korkuyordu. Sehun da kesinlikle bir tuhaflık vardı. Hala Sehun'un karşısında dururken hızla yana bir adım attı ve odadan çıkmak için hareketlendi ama elini kapı koluna uzattığında Sehun hızla ince bileği kavrayıp Luhan'ın başı hizasında kapıya yasladı. Luhan bileğine tepki veremeden sırtı da kapıyla buluşmuştu. Kapı ve Sehun arasındayken başı hizasında olan bileğine baktı. Yüzünü yeniden karşısına çevirdiğinde ise başını eğmiş kendisine bakan ve derin nefesleriyle saçlarının havalanmasına neden olan Sehun'u görmüştü.
-"Sehun ne yapıyorsun?" Luhan endişeyle sordu. Artık korkusunu saklayamıyordu.
Sehun önündeki korkuyla titreyen küçük bedene baktı. Burnunu Luhan'ın burnuna sürttükten sonra korkuyla titreyen dudaklara saldırdı. Açlıkla ısırıyor emiyor Luhan'dan aldığı acı inlemelerle mest oluyordu. Luhan boştaki elini dudakları ve Sehun'un arasına getirip kalkan yapmaya çalıştığında Sehun diğer bileğini de kavrayıp kapıya sabitledi. Küçüğün alt dudağını sertçe dişlediğinde Luhan acıyla bağırmıştı ve ağzına kan tadı gelmişti. Luhan'ın göz yaşlarıysa yanaklarını ıslatmaya başlamıştı canı yanıyordu.
Luhan bağırınca Sehun dudaklardan ayrıldı ve göz yaşlarıyla ıslanmış ve daha da parlamış gözlere baktı. Luhan onun kendine geldiğini düşünüp bi an için umutlansa da bu Sehun şişmiş dudaklarına son bir öpücük kondurup başını beyaz boynuna gömene kadardı.
