Ben yine rüyalar alemine dalmışken annemin sesi daha fazlasına engel oldu''Asyaa,güzelim hadi kalk artık.Okula geç kalacaksın.''
Tamam okulu seviyorum ama erken kalkmayı hiç sevmiyorum.
''Hadi kızım kalk artık.''
Sesi gittikçe yaklaşıyordu.Aldırmadım,yatakta biraz daha pineklemeye karar verdim.En azından annem gelene kadar.
''Asyaa hadi ama kızmaya başlıyorum...''
Ve kapı açıldı.Yorganı kafama kadar çektim.
''Sen Asya Saral, eğer kalkmazsan az önce kargoyla gelen kitaplarına kavuşamadan veda edersin.''
Annemin cümlesini duyar duymaz yerimden fırladım.
''Bu yaptığın hiç adil değil...''
''Hangi anne kızını yataktan kaldırmak için kitaplarıyla tehdit ederkiii.''
''Eğer kızı yataktan kalkmıyosa tabii ki yapılır.Neyse hadi bakalım güzellik,kahvaltı hazıırlanıyor okula geç kalacaksın daha fazla oyalanma.Aşşağıda seni bekliyoruz.''
Diyerek odadan çıktı.Oflayarak yataktan kalktım,banyoda işlerimi hallettikten sonra üzerimi giyindim.Sanırım okulun en sevdiğim yanı formanın etek değilde pantolon ve lakos olmasıydı..
Üzerimi giyindikten sonra ayakkabılarımıda giyerek bağcıklarımı bağladım.Makyaj olmazsa olmazım değildi ama rimel sürmedende olmazdı.
Gözümü rimel sürdükten sonra dudaklarımıda parlatıcıyla renklendirdim.Saçlarım fönlü olduğu için tarak yardımıyla düzelttim.Çantama bir kaç defter 2 tanede kalem koyduktan sonra odadan çıktım ve yavaşca merdivenlerden inmeye başladım.Merdivenleri inmeye çalışırken telefonumada bakmaya çalışıyordum.Selin ve Ece'den mesaj gelmişti.Önemsemedim çünkü yarım saat sonra görüşecektik.Acil olsa ararlardı diye düşünerek yvaşça kahvaltı masasına doğru ilerledim.
Annem ve babm oturmuş beni bekliyorlardı.
''Günaydın Anne..''
''Günaydın Baba..''
İkiiside nazik bir şekilde günaydın derken çoktan kahvaltılarına başlamışlardı.Masa çok büyük olmasada 4 kişi için idealdi.Gözüm karşıdaki boş sandalyeye takılırken abimi çok özlediğimi farkettim.Özletmişti kendini bu sefer.
Benden 2 yaş büyük bir abim var.
Ege Saral...
Amerikada babamın yanında çalışmak için yani holdingi ayakta tutabilmek için mühendislik okuyor.Normalde ayda birde olsa bizi görmeye gelirdi.Ama bu sefer sınavlarından dolayı biraz gecikeceğini söylemiişti.
Abim bu duurmdan hiç şikayetçi değildi.Tam aksine bu işin sonunu düşünerek seviniyor,hırs yaparak ilerliyordu.Ama dersleri yaptığı şeylere engel değildi.Hem çalışıyor hem de eğleniyorddu.Tabi babam dersleri iyi olunca karışamıyordu.
Gözüm salondaki saate takıldı.Biraz daha geçikirsem okula geç kalacaktım.Arabamın anahtarını çantamdan çıkarıp garaja ilerledim.Arabının kumandasına basıp arabayı açtım yerleştikten sonra yavaşça ilerlemeye başladım.
Okula vardığımda boş park yeri bulup arabamı park ettim.
Okulun merdivenlerinden çıkıp okula girdim sınıfm 2. katta olduğu için merdivenlere ilerledim.Telefonum cebimde çalmaya başlayınca yavaşça cebimden çıkardım.
SELİN Arıyor...
Meşgule attım.Merdivenleri çıkmaya başladım.Tam merdivenleri yarılamıştım ki bi öküzümsüye çarpıp sendeledim.Resmen omuz atmıştı HAYVAN.
''Yuh ya !!! Napıyosun sen ?''
Bana tuhaf tuhaf baktı.
''Bana çarpan sensin yalnız, Hem ne bağrıyosun?''
''Sana çarpan benmiyim,bana çarpan pardon omuz atan sensin.''
Gözlerimi devirdim.
''Neyse seninle uğraşamayacağım,Görüşmemek üzere.''
Cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp ilerledim.Zaten şu okulda kavgasız bi
günüm geçmiyordu.Hayır yani anlamıyorum neden ben okulda o kadar insan varken.Evet arkadaşlar ilk bölüm böyle kısa olsun bilgisayarda düzenledikçe atmaya devam edeceğim. Oylarınızı bekliyorum 😊 Seviliyorsunuz. ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANKI
Teen Fiction"Boğazımda düğümleniyor kelimeler,nefes alamıyorum...Düşüncelerimde boğuluyorum bazen,Yardım et...son çıkışımsın."