-Evet kızlar hazır olun maç için son dakikalar.Bu maçı alıyoruz size güveniyorum.
Futsal maçına çıkmıştık artık olan olacaktı. Takımca yükselecektik ve o kupayı alacaktık. Düdük çaldı ve sonsuz tezahüratlarıma başladım.
-Haydi Rana! Haydi kaptan!
Çok seviyordum onu hem çok iyi arkadaşım hemde çok iyi bir kaptandı. Harika da futsal oynuyordu.Hepimiz onu hayran hayran izledikten sonra ilk yarı düdüğü çaldı.
-Harikaydınız kızlar hadi lütfen biraz daha çabalayın size güveniyorum alıcaz bu maçı.
Derken, Rana ile izleyenlere göz atarken bana bi çocuk gösterdi:
-Çok yakışıklı değil mi Dilara?
- Bu mu? Maçtayken karşı takım için tribünü ayağa kaldıran çocuk. Yakışıklı falan değil be baksana tam Arıza!
Ve düdük çaldı, yepyeni bir yarıya başladılar. O çocukla sürekli gözlerimiz buluşup durdu. Ölümcül bakışlarımdan da fırlatsam olmuyordu işte. Ağır bi mağlubiyetle maçın sonuna geldik. Spor kompleksinden çıkarken son kez gözlerimiz değdi birbirine. Ensarmış adı neyse ne gıcığın biriydi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temmuzda Kar
ChickLit"En büyük aşklar nefretle başlar." Çok klişe değil mi? Bencede. Hayatımın bu klişe cümleyi doğrulayacağını hiç sanmazdım. Ve bu farklı bişeydi.Nefretin aşka dönüşmüş en güzel haliydi...