Okulda herşey çok ilginç gelişiyordu. Ensarın hayranı Seda, kız bana kafayı takmış. Pardon takmışlar diyecektim dilim sürştü. Kız grubu ve o. Başımdan tebeşir yağmasına mı yanmalıydım yoksa çikolata yağışına mı haykırmalıydım? İki düşmandık artık. Gırgır olsun diye beste yapalım dedik kızlarla. (Kıza şarkı bile yapıyoruz suçlu oluyoruz bende anlamadım.) Of iç ses rica ediyorum karışma ya. Hocanın eline geçmişti kağıt.Bence ben buna yanmalıydım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Uğur Hoca yani okulun korkulan hocası bizi çağırdı. Disipline gitmemize ramak kalmıştı. Evet ilk kez bu kadar yakındık yanyanaydık. Kokusu burnuma geldi be. O an ki psikoloji umrumda değildi aslında korkuyordum tabi ama Ensarı yakından incelemekle meşguldüm.93 gün hiç yüzyüze bakmayan konuşmayan ses tonlarını bilmeyen biz kötü bi olaydan dolayı da olsa konuştuk. Suçlu olduğum için boğazımı temizleyip konuştum.
- Ya çok özür dilerim benim suçum.
- Saçmalama.
Tebessümünü yerim çocuk senin. O anda bile kalbimi yerinden çıkarmak için uğraşıyor. Yorucu ve zor bi okul gününü atlattık, disiplin yerine uyarı alarak.-Anne çok yorgunum kimse odama gelmesin uyumak istiyorum sadece.
Dedikten sonra telefonumu açmıştım müzik dinlemek için ama bildirim çubuğunda
-Dilara ben ayrılmak istiyorum bak ben mezun olucam ama senin için böylesi dah...Gerisi gözükmüyordu. Tıklamadım da zaten. Uyuyayım dedim uyuyamadım. Ve yine yenik düştüm kendime yazdım.
-O zaman bizim birlikte olduğumuzu kimse bilmeyecek söz mü?
- Söz.
Beni düşünerek ayrılık kararı alsa da geri dönmüştü. Yine aynı şeyi yapıyordu kırdıktan saniyeler sonra toparlıyordu."Galiba aşkın en hoş yanıydı. Hem yara, hemde yarabandı oluşu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temmuzda Kar
ChickLit"En büyük aşklar nefretle başlar." Çok klişe değil mi? Bencede. Hayatımın bu klişe cümleyi doğrulayacağını hiç sanmazdım. Ve bu farklı bişeydi.Nefretin aşka dönüşmüş en güzel haliydi...