-2-

293 12 0
                                    

Şoför 10 dakikaya istanbulda olacağımızı bildirince kulaklıklarımla telefonumu çantama koydum. Zaten bir valizimle elçantam vardı.

10 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadan şoför verdiğimizi söyledi.

Inşallah dayım gelmiştir. Otobüsten indimde etrafda Dayımı aradım ama yoktu. 10 dakika geçti ve hala gelmedi, benimle otobüste olan herkez gitmişlerdi. Ben valizimle ordaki bir banka oturup çantamdan telefonumu çıkardım. En iyisi Dayımı aramak, belki unutmuş olabilir, nasılsa iş adamı, okadar işinde beni düşüncek hali yok adamın. Telefonumu elime alıp, çantamı valizimin yanına koydum.

Okadar numaranın arasında dayımın'kini bulmaya çalışıyordum'ki, bir adamın benim el çantamı kapıp, kaçtığını görünce valizimi alıp arkasından koştum, millet'de 'bu salak elinde vaziyile' koşuyor diyip gülüceklerine hiç yardım etmek gelmiyormu? Ama yetişemedim adam benden çok daha hızlıydı.. off ben ne yapıcaktım şimdi? O çantanın içinde kimliğim vardı.. araba çarma sesi duyunca hemen Arkamı döndüm, inanamiyorum! Çantamı çalmaya çalışanı hafif araba vurmuş yerde yatıyordu. Ve yine valizimi elime alıp yine o pislik adama koşturdum. Arabadan genç, sportif, ayrı'dan bir hava kattan gözlüklü bir çocuk indi.

Ben hiç beklemeden çantamı o hırsızdan alınca yine millet bana bakıyordu. Ama adam çantamı resmen vermiyordu, bir yandan o bir yandan ben çekiştirirken. O çocuk araya girdi "kizin çantasını geri ver.",

Ayağa kalkan hırsız benim gibi çok şaşırmıştı "vermessem nolur lan?"

Hayır, lütfen. Yeterince olay olmuştu zaten birde bu gelmesin üstüne!

"Gel koçum gel" arabadan inen çocuğun hırsızın üstüne yürürken, o pislik zaten çantamı kendiliğinden bırakıp kaçmıştı, korkak.

Etrafda meraklı bakan insanlarda gidince içim rahatlamadı desem yalaj olur..

"Eee şey.. ben teşekkür ederim" ne diceğimi bilmeyince, teşekkür etmek en doğrusu olurdu sanırım.

"Adın ne senin?" Oha ya, noluyor? Buda hödüğün teki çıktı. Biz teşekkür edelim oda hemen adımı ismimi sorsun. Ablam haklıymış, bu istanbul erkeklerin bir gecelik ilişkileri çok olurmuş.

"Niye? Sonra istersen telefon numaramı felan verim? Hiç olmadı direk beni evine götür? Tövbe tövbe.!"

Sinirli bir halimle valizimi alıp yürümeye başlıcakken, kolumdan tuttu.

"Birdakika yaa, sen beni yanlış anladın. Ben 'Zeynep' isminde birini arıyorum" herhalde başka zeyneptir yaa.. ben değilim'dir.

"Peki benim Zeynep. Noldu?"

"Dayın beni yolladı, yani seni almak için". Hakklıydım, dayımın işi yoğundu beni anlamasdı, ama unutmamış buda güzel..

Çocuk elimden valizi alıp arabanın arkasına atınca bende sesimi çıkarmadan öne koltuğa oturdum.

Arabaya bak yaa, zengin olduğu belliydi.. ama dayım nerden tanıyordu'ki? Özel şoförü olduğunu pek sannetmem..

Yol boyunca ne o, nede ben birşey söyledik.

"Geldik." Ben o koskoca evin önünde o güzel eve hayran kalırken, beni getiren çocuk çoktan valiziyle elinde arabanın yanında bekliyordu.

"Artık insen hiç fena olmaz!"

Haklıydı, emniyet kemerimi açıp dışarı çıktım bende..

Zile basmadan zaten kapıyı melis açmıştı. Ama bana değil, yanımda'ki çocuk için..

"Kereeem.. hoşgeldin". Oha yaa, nasıl atladı çocuğun boynuna, yuh artık. Açıdım çocuğa.

"Merhaba melis" melis bana doğru döndü, yüzünü iğrenç birşey görmüş gibi buruşturup yine o çocuğa döndü..

Adı Keremmiş demek.. içeriden gelen hizmetçi benim valizimi eline alıp.

"Gelin zeynep hanım, ben size odanısı gösterim" ev koskocamandı. Banyosu bizim salonun iki katısı kadardı nerdeyse.

"Yardım etmemi istermisiniz?",

"Aa yok canım, ben hallederim." Hizmetçi hafif gülümseyip odadan çıkmıştı.

Odamda güzelmiş, yatağı kocaman'dı ve bu bana yetiyordu..

Valizimden kıyafetlerimi çıkartıp dolabıma yerleştirirken, kapıyı hızlıca açıp odaya giren Melis, sanki her an bana saldırcakmıš gibi duruyordu..

Sende Kendimi BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin