-1- "Bağımlı"

155 8 4
                                    

Yeni bir hikayeye başlamış bulunmaktayız canlarım. Konusu diğer hikayelerden çok farklı ve beğeneceğinizi düşünüyorum. İlk bölüm için bir sınır koyacağım. +20 vote. Bu sınır geçildiğinde ikinci bölüm de gelecek. Yorumlarınızı esirgemeyin. Çok çok öptüüm :D

Ayrıca hikaye üzerinde kurgu yaparken bana fazlasıyla yardımcı olan canım arkadaşım Derya Uçar'a burdan el sallıyorum .s :D

Keyifli okumalar 

*

Sabah güneşi sidikliye vururmuş! Büyük bir kahkaha kopardım. Yanı başımda kıçını devirip uyumakta olan Göktuğ'u ittirdim. Her sabah şu beton zeminde uyanmak rahatsız ediciydi. 

"Beni rahat bırak Nesa!" 

Beni siklememişti bile. Tanrım! Sırf uyuşturucu için şu herife katlanmaktan sıkılmıştım. Sadece birazcık uyuşturucu için. Kahrolasıca bir kaç saatlik mutluluk için. 

Kafasına kadar çektiği örtüyü sertçe kaldırdım. "O iğrenç kıçını kaldır piç herif! Açım ben" Sinirle oflayarak doğruldu. Kötü bakışlarını yüzüme sabitleyerek korkmamı bekliyordu. Aptal bakışlarına karşılık vermemem onu sinirlendirmişti. Çenesi seyirmeye başladığında yüzüme doğru yaklaştı.

"Açsan git zıkkımlan kaltak! Ha! ama eğer seni doyurmamı istiyorsan benim acayip zevkli yöntemlerim var Menesa'm" 

Nasıl damarıma basacağını çok iyi biliyordu. Oruspu çocuğu! İğrenç bakışlarını vücudumda gezdirmeye başladığında onu ittirerek ayağı kalktım. "Siktir git Göktuğ!"

Hızlı adımlarla merdivenlerden inip bu harebeye dönmüş evden çıktım. Çünkü gitmem gereken bir okulum vardı. Okula gitmeyi çok seviyorum. Ah! Birbirinden mükemmel, iyi kalpli ve namuslu kızlarla dolu bir üniversitede farkedilmeniz çok kolay. 

Hah! Benim tek yaptığım Göktuğ ile gezmekti. Adımı çıkarmıştı piç. O yavşaktan kurtulacaktım. Yeni bir uyuşturucu bankası bulunca! Bulabilirsem tabi..

BORAN ;

Gözlerim sinirle aralandığında uyanmama sebep olan şeyin çalar saat olduğunu farkettim. Başımın altındaki yastığı alıp, başımın üzerine yerleştirdiğimde kenarlarını kulaklarıma kapatarak tekrar uyumayı diledim. Sesin yok olduğunu hissettiğimde üzerimdeki pikede açılmıştı. Rüzgar bacaklarıma çarptığında titreyerek doğruldum. 

Annemin sesini işittim "Boran okula geç kalacaksın!" Ona cevap vermeden banyoya girip yüzümü yıkadım. Tekrar odama geçtiğimde dağınıklığın arasında giyeceğim kıyafetleri bulmaya çalıştım. 

Kot pantolonumu çıkarıp yatağın üzerine bıraktıktan sonra dolaptan mavi bir gömlek alıp üzerime geçirdim. Pantolonumu da giydikten sonra siyah sırt çantamla telefonumu alıp odadan çıktım. 

Salona girdiğimde masada gazetesini okuyan babam ve kahvaltısını yapan anneme selam verip oturdum. 

"Gece uyumadın mı Boran ?" Çiğnediğim peynir dilimini yutup anneme cevap verdim. "Dergi için yazı yazdım annecim"  Tekrar yemeğime dönecektim ki babamın onaylamaz bakışlarını farkettim. Sorarcasına ona baktığımda gazetesini bıraktı.

"Boran sen burslu okuyan bir öğrencisin. Dergi için yazı yazarken okulunu aksatmandan korkuyorum!" Bu açıkça bursunu kaybedersen ağzına sıçarım demek oluyordu herhalde. "Merak etme baba! Sorumluluklarımın farkındayım." 

Serseri RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin