Bölüm 4 - Çatlayan Ampul

738 57 8
                                    

    Bu  bölümde düğümler çözülüyor arkadaşlar ^^ Iyi okumalar ^^

   Umarım yeni kapağımı beğenmişsinizdir ^^

   Artık siyah-beyaz yapıp, hikayeyi baya bir hüzünleştirdim TT.TT

   .

   .

   .
            * ~~~ * ~~~ * ~~~ *

   .

   .

   .

   Kendimi eve geldiğim gibi yatağa attım. Dolabımın kapağına asmış olduğum geleneksel kıyafete baktım. Eteği vişne rengiydi, üstü ise buz yeşili. Kumaşı ipekti, bu yüzden parlayışını görebiliyordum. Derin bir nefes aldım. Seollal'a 3 hafta kalmıştı.

   Hızlıca geçip gitmesini istediğim 3 hafta...

   Gözlerimi yumdum ve o gün onunla olduğumu hayal ettim. Kapımı çalacaktı. Sonra, bana elini uzatıp "Gitmek için hazır mısın diyecekti?" Aynı filmlerdeki prensler gibi yakışıklı gülümseyişi ile yapacaktı bunları tabiki.

   Ahhh!! Çok utanç verici!! Ilk kez bir randevuya çıkacaktım. Ilk kez kendimi gerçek bir kız gibi hissedecektim. Kidoh ile bütün ilklelerimi yaşadım sanırım. Yada sadece önemli olanları...

   Ilk aşk gibi...

   Çok yorgundum, göz kapaklarım sanki üstünde tonlarca yük varmış gibiydi. Artık açamıyordum. Yavaşça rüyalar alemine daldım...

   Iki belirsiz kişi gördüm rüyamda...

   Biri koşmaya basladı. O giderken onun gitmesini hiç istemedim onu yakalamaya çalıştım. O sırada arkamda kalan diğer kişide bana bağırdı.

   "Bende buradayım! Artık beni farket!"

   Dediklerini duydum ama benim istediğim kaybolan kişiydi.

   Dediğim gibi... Kayboldu...

   Tamamen kaybettim onu...

   Gözlerimden yaşlar boşalırken arkamda kalan kişinin sözlerini tekrar kulaklarımda duydum...
    
                ~~ 3 Hafta Sonra~~

   Herşey hazırdı ertesi gün buluşacaktık. Kalbim deli gibi atıyordu... Bütün bu haftalar boyunca hiç konuşmamıştık. Onu görmek bile beni deli etmeye yetiyordu. Böylece ilk 2 haftayı atlattık, zaten üçüncü hafta tatildi. Ama tatilde onu görememek daha da zordu. Bunların dışında daha önemli olan bir şey vardı, abime henüz söylemedim. Ahh ne yapacağım ben? Bana böyle bir şey için asla izin vermeyeceğini biliyordum. Kapının zilinin çalması ile salonda uzandığım koltuktan kalktım.

   Kapıyı açtığımda gördüğüm kişi yara bere içinde olan Suga abimdi. Kollarıma düştü, hiç gücü kalmamıştı. Onu hemen koltuğa kadar zar zor taşıdım. Gidip ilk yardım çantasını alıp abimin yanına çöktüm. Yüzündeki şişmiş yere ilk yardım yapıp güzelce sargıladım. Patlamış olan dudağının kenarına bant yapıştırdım. Başka küçük kesiklerlede ilgilendikten sonra, başında onun uyanmasını bekledim.

   Yarım saati biraz geçmişti ki abim uyandı. Etrafına bakıp nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı. Sonra bana "neredeyim ben?" gibisinden baktı.

   "Yine çok kötü dayak yemişsin. Eve kendi başına geldin. Yanında diğerlerini görmedim."

   "Tek başımaydım, öyle mi?" Ona kafa salladım. "Bu işte bir terslik var... Ben tek başıma kavgalara karışmam."

Siyahın Renkleri - Colors of Black (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin