1.6 | Mahkum Kraliçe

898 93 56
                                    

6. Bölüm

Mahkum Kraliçe


Karlisya İmparatorluğu

Taç Toprakları - Başkent: Karia

Soğuk parmaklıkların ardındaki zindan, artık onun yeni eviydi. Onu sürekli gözleyen iki muhafız dışında pek kötü sayılmazdı. Odada hepsi ahşap; rahat bir yatak, masa, dolap ve sandalye vardı. Belki zindan denemezdi.

Fakat o sırada ne demir, ne çelik, ne de altın ona yarardı. Altından bir oda bile verseler onun için zindan olacaktı. Ok atmasına ve kılıç kuşanmasına izin verseler bile bu topraklarda attığı her adım ona eziyet olacaktı.

Dağları, soğuğu, buzu ve çorak toprakları özlemişti. Ülkesini özlemişti. Kardeşlerini, sahip olduğu her şeyi. Ve kaybettiği her şeyi.

İki elini yumruk haline getirdiğini fark etmedi. Ellerini o kadar sıkmıştı ki tırnakları beyaz avuçlarında kırmızı lekeler bırakmıştı. 

Mavi gözleri ayak bileğindeki zincirden demir parmaklıkların ardında bekleyen muhafıza yöneldi. "Ne var, Aeron?"

Savaşı kaybettiği gün onunla konuşan asker, artık onun muhafızlarından biriydi. Annesinin bir Vit olduğunu hatırlıyordu, bu yüzden Aeron, Raetya dilini biliyordu ama o günden beri, her şeyini kaybettiği günden beri, onunla kendi dilinde konuşmamıştı. Çünkü İmparator buna izin vermemişti. Aeron'u da birkaç hafta önce saraya geldiği vakit görmüştü.

"Kendini yaralayacaksın, Raev." dedi asker yeşil gözlerini ona dikerek. "En azından bugün sakin ol. Misafirin var." Kelimeleri onun anlaması için yavaş yavaş söylemişti.

Raev buna hala şaşırıyordu. Altı yıldır bu ülkedeydi ve kaldığı kulelerde neredeyse kimse onunla konuşmamıştı. Sarayda ise misafirleri oluyordu.

Raev derin bir nefes alarak bakışlarını ondan uzaklaştırdı. İnce bir kilimin serildiği taş zeminde oturuyordu. Bacaklarını karnına çekip sırtını duvara dayayarak mavi gözlerini kapattı. Dakikalar sonra yeniden konuştu. "Getirdiğin kitap yatağın altında." dedi sessizce. Bir süre sessiz kaldı. "Başka getirecek misin?"

Onu görmese de gülümsediğini hissetti. "Onu bitirdin mi?"

Raev yavaşça başını salladı.

"Getireceğim. Bu kez ne okumak istediğine karar verdin mi?"

Raev kollarını bacaklarına doladı. Düşünceli birkaç dakikasının ardından yeniden konuştu. "Kayıp Kral olmasın da... mesela... geçmişi anlatan bir kitabın var mı? Tercihen ilk zamanları-"

Bir kapının açılma sesiyle sustu. Aeron parmaklıkların önünden çekilirken Raev neredeyse fısıldadı. "Aeron?"

"Tamam." dedi Aeron sadece dudaklarını oynatarak. Ardından gözden kayboldu.

Dakikalar içinde Raev'in kaldığı odanın kapısı açıldı ve içeri prenses girdi.

Raev'in her zaman misafirleri olurdu. İmparatoru birkaç kez görmüştü. İmparatoriçeyle de konuşmuştu. Onunla en çok ilgilenen ise prensti.

Fakat prenses?

Bunu pek beklemiyordu işte.

Ayağa kalktı. Deri pantolonu ve beyaz bol gömleği karşısındaki prensesin sırmalı mor elbisesinden çok farklıydı. Prenses Ariana'nın örülü sarı saçlarının ve aynı renkteki keyifsiz bakan gözlerinin altın parıltısı zindana girmesiyle sönmüş gibiydi. Raev'in siyah saçları uzun ve dağınıktı. Mavi gözleri fazla parlak, ten rengi fazla beyazdı.

Güz Hükümranlığı (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin