Revival (2nd chapter)

41 6 66
                                    

*hikayeyi Louis'nin ağzından anlatmayı uygun görüyorum, eğer Harry'nin ağzından isterseniz yazabilirim. xx*

*medya'da Harry'nin nasıl göründüğü var. Şöyle düşünün albümünü çıkartmış ama saçları hala uzun, yine yüksek bel pantolon giyiyor ama skinny pantolonlar da giyiyor ve renkli gömleklerle ojeleri unutmamak lazım ~.~*

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aşağıya Zayn'in yanına indiğimde çoktan hazırlandığını gördüm. Üstünde siyah deri ceket, içinde siyah tişört ve altında yine siyah pantolon vardı. Siyah asilliğin ve Zayn'in rengiydi sanırım. Mükemmel duruyordu.

Gözlerimle saçlarından başlayarak onu süzmeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimle saçlarından başlayarak onu süzmeye başladım. Vücudu gayet fitti. Giydiğini her şey üzerinde ilah gibi duruyordu. Zayn'i en yakın arkadaşım hatta kardeşim olarak görmesem şuan kalçamı çoktan onun kasıklarına sürtmeye başlamıştım.

"Louis kasıklarıma bakmayı kesecek misin?" oraya baktığımı düşünmüyordum ama yüzüne de bakmıyordum.

"Hayır?" dedim bakışlarımı yüzüne çıkararak.

"O zaman direk yatağa geçelim? Bakalım penisimin üzerinde zıplarken de böyle gülebilecek misin?" ilişkimiz olsa altta olan ben olurdum kesinlikle ama kabullenmek istemiyordum.

"Çeneni kapa da şu lanet evden çıkalım artık."

"Hoşuna gitmedi mi yoksa?" şu lanet çocuk beni mutlu ettiği kadar da sinir ediyordu.

"Ben gidiyorum gel ya da burda sik gibi kal." ona orta parmak çekerek kapıdan çıktım. Arabaya doğru ilerleyip arabaya bindim ve Zayn'i beklemeye başladım. İki dakika içinde burda olması gerekiyordu ama siktiğimin Malik'i yoktu. Muhtelemen ergen liseliler gibi trip atıyordu ve bana üstte olmaktan bahsediyordu.

Sinirlenip arabamı çalıştırdım ve yola koyuldum. Müzik çalardan sevdiğim şarkıyı açtım. Kulağımı The Fray'in sesi doldurdu ve eşlik etmeye başladım.

Happiness is just outside my window
Mutluluk işte pencerimin dışında

Would it crash blowing 80-miles an hour?
Saatte 80 mil esmeyi keser mi?

Or is happiness a little more like knocking
Yoksa mutluluk biraz kapını
On your door, and you just let it in?
Tıklayan, ve senin içeri aldığın gibi mi daha çok?

Happiness feels a lot like sorrow
Mutluluk daha çok hüzün gibi hissettiyor

Let it be, you can't make it come or go
Bırak onu, ne gelmesini nede gitmesini sağlayabilirsin

But you are gone- not for good but for now
Ama sen gittin - ne sonsuza dek ne de şimdilik

Gone for now feels a lot like gone for good
Şimdilik gitmiş olman daha çok sonsuza kadar gitmiş gibi hissettiyor

Rose And Dagger | l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin