1. Bölüm

13 4 1
                                    


başımdaki ağrı inanılmaz derece de çekilmez olduğunda sonunda başımı yataktan kaldırdım yavaş hareketlerle ayağa kalktığımda sanki başımda filler alem yapıyormuş gibi hissediyordum .

gözlerimi sıkıca yumup açtım ve çevremdeki nesneleri kavramaya çalıştım bir adım attığımda ayağım soğuk bir şeye deyince gözlerimi aşağı indirdiğimde boş bir içki şişesi gördüm. Ayağımla kenara ittikten sonra eskimiş komidinin çekmecesini açıp ağrı kesici bulmaya çalıştım sonunda alışkın olduğum ilacı elime alıp su almadan içtim artık o kadar çok ilaç kullanıyordum suya gerek kalmıyordu artık .

odamda biraz göz gezdirdiğimde hala her şeyin aynı olduğunu gördüm ; eskimiş bir çift kişilik yatak 9-10 senedir aynı yataktı yanında yer alan iki adet eski oldukları her halinden belli olan komidinler karşısında yataktan bile daha eski olan ahşap bir gardırop vardı yerde daim olan içki şişeleri ya devrilmiş ya da rastgele bir haldeydiler bazıları kırılmıştı bile , belki bu evdeki en yeni şey olan halıya baktım 5 sene önce çok beğenerek almıştım oysaki şimdiki hali içler acısıydı...

annem sürekli eve yeni şeyler almanın hayali kurardı babam da ona alacağı yeni şeylerden bahsederdi ben babamın kucağında yatarken babam anneme sarılır evi nasıl değiştireceği hayallerinden bahsediyordu .

ne kadar mutluyduk o zamanlar kimseler umrumuzda değildi oysa bir de şimdiye bakın ; annem hayata gözlerini yummuş babam geçirdikleri kaza sonucu ve annemi kaybettiğimiz için delirmiş ve kısa süre sonra her şeyi unutmuştu artık evde bile değildi hastanenin bir odasında öylece sonunu bekliyordu unutmadığı tek şey annemdi ona olan bağlılığı ve sevgisi ve bana dair hiçbir şey 

sevgi ne denli kutsal bir şeydir ki her şey unutulsa dahi unutulmayacak ilebet daim olacak bir nimettir ...

25 senelik hayatımda saygı duyduğum ve saygı duymaktan vazgeçmediğim tek şey ' sevgi ve aşk ' olmuştu ailemin bana en iyi anlattıkları şeydi bu

'sevgi ve aşk daim olursa onları hiçbirşey yıkamaz'

oysaki bir de şimdiki halime bakın 5 senedir sevgi kırıntısı ile dahi tanışmamış içimde tek bir umut bile kalmamıştı .

benim hayatım da annemin bizi terk etmesiyle bitmişti bütün umutlarım o hastane koridorunda beklerken bitmişti .

ne umut ne ümit ne hayaller annemi bana geri getirirdi o artık yoktu, gitmişti.beni, kızını ve kocasını bu haşin dünyaya bırakarak gitmişti . asıl üzülmemi sağlayan şey ise annemin çok iyi kalpli olmasıydı ahh elbet ki bu güzel bir şey annem cenneti en çok hakkeden kadındı ama küçükken bir hocamla geçen diyoluğum yüzünden babam ve beni hatırlamaması düşüncesi akıl sağlığımı bozuyordu bu yüzden içiyordum yaa gerçi .

eski hocam bana ' cennet öylesine bir yerdir ki kimseler üzülmez herkes güler mutlu olur kavgayı dahi geç insanlar küçük bir kötülüğü dahi aklından geçirmezler '

demişti bunun üzerine çocukluk aklıma rağmen bir soru sormuştum

- hocam ya dünyadaki yakınları üzülürse acı çekerse yine de üzülmezler mi ? ya da mesela aşık olduğu adam cehenneme gitse yine üzülmeyecek mi ?

- kızım yaratıcımız o kadar iyidir ki seni üzecek şeyleri görmene dahi izin vermez sana unuturur ki 'cennete gelen kulum üzülmesin' der

belki bu çok güzel bir şey ama babamın hayata küsmesi annemi üzeceği için annem babamı göremiyor ve ben her gün ağladığım, ağlamadığım da dahi içtiğim için beni görmesi düşünülemez bile .

belki annem uğraşmadan bizi unutabiliyordu peki ya biz, biz nasıl unutcaktık ? unutamazdık ki bakın babam alzheimer oldu 2 günde ne yaptığını unutuyor ama kaç senelik karısını ona olan sevgisin hala unutmuyor !

Peki ya ben çok mu farklıyım aklıma gelmesin diye her gün aklımı uyuşturacak şekilde içiyorum ve bu nedenden annemin de beni unutmasını sağlıyorum kısa süreliğine de olsa bende onu aklımdan çıkarabiliyorum .

hayatım o kadar yoksun ki heyecandan sevgiden yapabileceği tek şey olarak sürekli düşünüyorum ve artık düşünebileceğim tek şey yıllar önceki mutlu ailemizdi .

bazen zamanla geçer diyorum, geçmiyor kanıyor sarmaya çalışırken akan kanlar sarmamı engelliyor tam saracağım diyorum unutacağım ya da aklımdan çıkaracağım en azından diyorum aklıma bana gülerken ki halleri geliyor sarmayı falan bırakıyor açıyorum dolabı içiyorum sızana kadar eh sonuç olarak büyük bir baş ağrısı oluyor ama yavaş yavaş alışıyorsun ona da

herşeye alışılıyor bu hayatta bi annemin yokluğuna tam alışamadım 5 sene sonra da ona da alışmaya basladım artık kendime zarar vermiyorum sadece içiyorum kendimi kesip hayattan kopmaya çalışmıyorum .

hayat bana sevdiklerimi, unuturdu hayata olan sevgimi unuturdu ;

bende onu yaşamayı unuuttum sorsan ayaktayım yaşıyorum yanılıyorsunuz ben bedeni yaşayan ruhu ölü biryim .

bedenim de bulunan yaralar kabuk bağlayıp iyileşirken ruhumda açılan yaralar hergün yeniden kanıyor .

şişeyi dudaklarımın arasından çektiğimde üstüme 1-2 damla damladı sonra şişeyi yeniden ağzıma dayadım dibine gelene kadar da çekmedim dudaklarımın arasındn artık ağzıma bir şey gelmediğinde alıp sertçe yere vurdum parçalara ayrıldı o an parçalara ayrılan ruhum gibi...

ilk sol gözümden bir yaş intihar etti sonra ardı arkası gelmeden ilkine özenerek intihar eden birçok gözyaşı daha .

ruhum ölü ...

gözyaşlarım intihar ediyor...

duygularım işlevini yitirmiş...

ama sorsan yaşıyoruz işte !

hıçkırarak ağlamaya başladım dizleirmin üstüne çökerek içimdekileri haykırmaya başladım ' BU MU LAN YAŞAMAK ?? HERGÜN BEDENİNİN ÖLMESİNİ BEKLEMEK Mİ ?- diyerek yumruk yaptığım sağ elimi sol göğsüme vurdum-YAZIK DEĞİL Mİ BANADA HERGÜN RUHUMU YENİDEN KANATARAK ONA BEDENİMİN HALA YAŞADIĞINI SÖYLEMEK KOLAY MI LANN !!! ruhum dahi bedenimin ölmesini arzularken bedenim hala nasıl ayakta!!

sesimsona doğru kısılarak bir fısıltı haline geldiğinde bayılacağım belliydi ama o an ölsem gram umrumda değildi ...

zaten çok geçmeden gözlerim bu acının yorgunluğuna dayanamayıp kısa süreliğinede olsa işlevlerini yitirdiler beynim onlara ayak uydurup bütün duygulaarımın da işlevlerini kapadı.

RUHU KIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin