Bölüm 1: Kayıp

648 62 308
                                    

Multi: FurkanGksoy5
Özenle ve severek başladığım bu güzel macera dolu hikayem sizler için ,
Quenslove aynur_m-va yinebenim Phoenix145689 KardelenSmeyyeSevdar coolreckless
❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤⭐❤

18 Haziran 1994

''Ve kaşif, nefes nefese, son bir gücüyle yumurta şeklinde ki dev kayanın üstünden atlayarak koşmaya başladı. Arkasında onu kovalayan yerlilerin, çalı çırpıya takılma seslerini, bağırışlarını duyabiliyordu ve izinsiz aldığı şeyi almak için ellerinden gelecek her şeyi yapacaklarını biliyordu.

Kaşif ağaçların arasına atlayarak nehre doğru koşmaya devam etti ve nehirde duran küçük işlemeleri sandalına atlayarak akıntıya doğru kürek çekmeye başladı. Akıntıyla beraber sandal hızlanmaya başladığında, yerlilerin attığı mızraklardan bir tanesi sandalına çarpmış ve mızrak kırılmıştı.

Kaşif o günden sonra aldığı o gizli eşyayı sakladı ve mızrağın kırık ucunu da bir sandığa koyup, bir gün onu bulacak sıradaki kişi için saklamaya başladı.''

Dedem bunu deyince hemen hayranlıkla ''Sandığı bulacak kişi de bir kaşif mi olacak?'' dediğimde dedem güldü ve başıyla onayladı. Dedemin gözlerine bakarak ''O kaşif ben olacağım! Bende bir kaşif olacağım!'' dediğimde dedemin cevabı ile güzel bir uyku çekmek için yana dönüp gözlerimi kapadım. Uyumadan hemen önce dedemin ''Sen hikayede ki kaşiften çok daha iyi bir kaşif olacaksın.'' dediğini duydum.

Günümüz

Kapının çalmasıyla beraber elimde tuttuğum ansiklopediyi masaya bıraktım ve ayağa kalkıp, çalan kapıyı açmak için ilerlemeye başladım. Salondan çıkıp, sağa döndüm ve kapıyı açmak için kilidi kaldırıp açtım. Karşımda yağmurdan sırılsıklam olmuş, aramızın pekte iyi olmadığı kuzenim Mehmet'i görmemle suratına baktım.

Elinde tuttuğu şemsiyesine rağmen kıyafetleri saçları tamamen ıslanmıştı. Gözleri belli ki uykusuzluktan şişmişti ve bir şeye öfkelenmiş gibi duruyordu. Muhtemelen işle ilgili bir problemi vardı ve bu sorunu çözemiyordu.

Elimi kapı kirişine koyup ağırlığımı elime verdim ve gözlerinin içine bakarak ''Seni buraya getirmeyi başaran sebebi öğrenmeyi çok isterim.'' dedim. Sanki bir espri yapmışım gibi sırıttı ve hemen ardından yine somurtarak ''Dedem. Dedem öldü.'' dediğinde kitlenip kalmıştım. Daha dedemle beş gün önce görüşmüştüm ve sesi bana çok iyi gelmişti.

''Ne? Neyden bahsediyorsun sen?'' diyerek kapıyı sonuna kadar açtığımda Mehmet şemsiyesini bağlamaya çalışarak ''Kalp krizinden ölmüş. Üç gün önce. Komşuları akşam evin ışıkları yanmayınca içeri girmişler ve dedemin ölüsünü bulmuşlar.'' dedi. Ses tonu pek umursuyor gibi gelmiyordu fakat ben tamamen yıkılmıştım. Dedeme bu hafta sonu üstünde çalıştığım taslakları gösterecektim ve fikirlerini alacaktım. Dedem de bu taslaklara bakacak, her zaman ki gibi beğenecek ve bana yardım edecekti.

Elimle gözümü silip ''Ne zaman öldü?'' dediğimde soğuk bir ses tonuyla ''İki gün önce. Cenaze işlemlerini yaptık ve çoktan dedemizi defnettik.'' dedi ve şemsiyesini iki eliyle tutup bana baktı. Bir anda öfkelenmiştim. ''Bana neden haber vermediniz!'' diye bağırdığımda Mehmet omuz silkip ''Senin işlerin çok yoğundu ve seni meşgul etmemek için aramadık.'' diyerek apartmanın merdivenlerinden iki basamak inerek ''Mezarlığa seni götürebilirim, onu son bir kez daha görmen için. Sonuçta sen onun en sevdiği torunuydun.'' dedi.

Kayıp Kıtaya YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin