Son kez soruyorum Bay Bela. Topmu kalemi?" duraksadı. Gözlerini etrafta gezdirip gülümsedi. "Aahh bilemedim. Sence ne demeliyim. Topmu yoksa kalemi?" son sözlerinde sesini kısıp yüzüme yaklaştı. Sinirlerim artık hat safaya çıkmıştı. Suratına yumruk atmamak için kendimi zor tuttum ve derin bir nefes aldım. İkinci aydan kovulmak istemiyordum. "Bakın bay, adın hernehaltsa. İşimi yapıyorum. Ve kovulmamam gerek. Şimdi dediğimi yap ve nalet iki seçenekten birini seç!" diye haykırdım. Kahkaha attı ve kafasını geri çekti. Sağa sola bakıp top diye cevapladı. Bukadar zormuydu yoksa inadımamı yapıyordu. Burnumdan solur vaziyette yanından ayrıldım. Barakalara gidip oturdum. Su getiren Egeye gülümsedim. " Sanırım bunu seviyor" diye söylendi. "Bi insan bukadar itici olabilir gözümde. Tahmin edemezsin(!) Benimle neden Bukadar çok uğraşıyor?" arka arkaya söylediğim kelimelerden sonra mavimsi gözlerini devirdi. Nasıl bukadar güzel gülümseyebiliyor du ? Okadar dalmışımki yüzüne ne bana baktığını nede söylediği sözleri farkedememiştim. "İlaydaaaaaa. Heeeeeyy. Burdayıııımmm. Beni dinliyormusun sen?" Kendimi toparlayıp gülümsedim. "Aaa şey evet tabiki. Dalmışım da " Gülümsedi ve surat ifadesi bir anda değişti. Buruk bir hal aldı. " İlayda acaba o... yani şey. Hani belki eskiden onu tanıyor olabilirmisin?" Güzel moralim altüst olmuştu. "Bidaha bu konuyu açma. Lütfen. O kazayı yada eskisen yaşadıklarımı hatırlamıyor olabilirim. Ama hislerim hala taze. Ona karşı birşey hissetmem imkansız. Hafızamı kaybetmiş olabilirim ama Anıların bir kısmı benimle. Buyüzden annem ve babamı hatırlıyorum ya. Onuda hatırlardım elbet. Buyüzden konuyu kapat Lütfen." peki tamam klasik cevabımdı. Aynı cevabı verip soyunma odasına ilerledim. Çıkmalı ve hastaneye gitmeliydim. O beni bekliyordu. Yine ve yine. Kazadan sonra hep kendini suçlamış annemler öyle diyor. Ama ben onun suçlu oldmadığını biliyordum en azından Hissedebiliyordum. Mini bebeğime -siz mini couperda diyebilirsiniz- bindim. Uzun bir yol beni bekliyordu radyoyu açtım ve yeni başlayan yağmura baktım. Yavaş yavaş camdan süzülüyordu. Sanırım bunu seviyordum. Yağmuru. Oysa o saçları bozulduğu için yağmurdan nefret ediyormuş. Annem öyle söyledi. Hasteneye yaklaşmıştım. Arabamı park edip yavaş adımlarla içeri girdim. Asansöre binip tuşlara bastım. 654. Bu numarayı görünce hep garip hissediyordum. Dingggg sesini duyup indim. Oda numarasıda 654. Neden böyle ? Yavaşça kapıyı açtım. İçeri girdiğimde o burdaydı. "Senmi geldin İlayda. Gel otur. O uyuyor. İyiki geldin özlemişti seni. Nasılsın ?" gülümsedim. "Teşekkür ederim. Sen Diidi-lan? Sanırım adını yanlış söyledim diye telaşlanırken konuştu. " Korkma doğru söyledin. Adım Dilan. Bana hep gevezem derdi onun biran önce iyileşmesini istiyorum. Ve de senin." gülümsedim ve yatağa doğru ilerledim. Bi kenara oturup yatan kişiye baktım. En çokta onu hatırlamak istiyordum. Yakın olduğumuza eminim. Çünkü beni her gördüğünde ağlıyordu. Dilana döndüm. "Sana birşey sorabilirmiyim?" kafasıyla beni onayladı. " O ve ben yani biz nasıldık?" Gülümsedi. " Nasıl başlasam ki. Biz yeryüzündeki en iyi üç arkadaştık. Hergün birlikteydik. Güler eylenir gezer tozardık. En neşelimiz oydu. Bizi hep teselli ederdi. Kendi dertlerini asla dışarıya yansıtmazdı. Yani o en yakın arkadaşımızdı. Nası bu hale geldik. Nasıl böyle olduk... Ben... bilmiyorum." Suratına baktığımda ağlıyordu siyah çekik gözlerinden yaşlar damlıyordu incecik dizlerine. Ağlarken dahada güzel görünüyordu. Düz siyah saçları gözlerini kapadı. Yataktan kalkıp yanına gittim. Saçlarını arkaya atıp gözlerini sildim. Sessiz ol dedim. Sessiz ol ki uyanmasın. Haklıydım. Haklısın dedi. "Bensiz fantazi ha. Sizi sürtükler" sesi fısıldama gibi çıkan kişiye döndük. Uyanmıştı. Dilan gülümseyerek yanına gitti. "Sensiz olurmu hiç imanlı görll" kısa histerik bir Kahkaha attı. Sesi olması gerektiğinden daha kısık çıkıyordu. " Tabii ki de bensiz bişey yapın bak ne oluyor. " sonra bana Baktı. " A burdamıydın nezaman geldin." Güldüm. "Kendini zorlama fazla bak sesin çok az çıkıyor zaten hadi dinlen bizde gidelim" başını salladı. "Yine gel. Sana ihtiyacım var biliyosun" gülümseyerek konuşmasını tamamladı. Dilanla odadam çıkıp hastane kafeteryasına indik. Tost ısmarlayıp karşıma oturdu. Birşeyler söylemek ister gibi bi hali vardı. Dayanamadı ve konuşmaya başladı " Sana birşey sormam gerek. Neden bana onun adını sormuyorsun. Yeterince üzgün
zaten. Onu hatırlamaman canını çok yakıyor. Sana onun hakkında birşeyler söylememi istermisin?" derin bir nefes aldı. "Hayır istemiyorum." "Peki ama neden." Birkez daha nefes aldı. " Kendim hatırlamalıyım. İsmini ben hatırlamalıyım. Onu kandıramam." son cümlemi söyledim ve masadan kalktım. O benim Dostum ve sende öyle. Biraz bekleyin yakında sizi hatırlıycam. Ve diğer şeyleri. Sadece bekleyin. Biraz daha. Biraz...
3 AY ÖNCE Tuğçenin anlatımı
" ayyy İlayda ömrümü yedin nalet ya Ahaha." hem konuşup hem böğürebilen ilk insan olaraktan tarihe geçmiş bulunuyorum. İki saattir İlayda ve Dilana iğrenç espiriler yapıp işkence yapıyorum ve bu gerçekten zevkli. D: Ya kanka allah rızasına Ahaha yaa. Yapma şu iğrenç espirileri. Dimi İlayda. İ: Ağağa Ağağa Enes yeni fotoğraf attı allam yereppim ölecaaaam yaaa." işte örnekleri gençler ve bugün kutlama yapıyoruz. Çünkü bugün İlaydanın enesi sevişinin Dilanin Egeyle çıkışının ve benim hişpişeyy yapmayışımın 654. günü. Bu nedenle kızar gecesi yapıyoruz. Ve evlere dağılma vakti geldi. Dilan Egeyle buluşmaya gideceğini söyledi ve gitti. Bizde İlaydayla babamın arabasına doğru ilerlemeye başladık. Artık 18 dik ve kendi yolumuzu çizmeliydik ama hala arkadaştık. Biz mükemmel arkadaşlardık. Gecemiz gündüzümüz birdi. Arabaya bindik. Dilanın bir sevgilisi vardı ve çok mutluydular. Dilan gerçekten büyüdükçe güzelleşmişti. Bizse muştuk. 18 olmamıza rağmen. İlayda hala enese aşıktı ve ben nekadar gizlesemde Fufuyu özlemiştim. Hepimizin hayalleri ve hedefleri vardı ve bunlar aşklarımıza arkadaşlıklarımıza engel değildi. Sus pus oturan ilaydaya döndüm bok gibi olan sesimisle çığlık ata ata şarkı söylüyorduk. Hızımıza çığlıklarımız eşlik ediyordu. Son sürat ilerliyorduk koltuktan aşşağa kahkaha atmaktan düşen ilaydaya balıyordum. Kahkaha atmaktan karşı şeride geçtiğimin farkında Bile degildim. En son hızla karşıdan gelen Tırı hatırlıyorum. İlaydanın çığlığı ve göğüs kafesimdeki kemiklerden gelen çıtırtı sesi....
Yazarın anlatımı
Genç kızların en güzel günü faciaya dönmüştü. öncamdan fırlamıştı genç kız. Yerdeki bedeni acı içinde kıvrılıyordu. Göğüs kafesi parçalanmıştı adeta. Nefes alamaz gibi oldu. Arkadaşının en son söylediği cümle geldi aklına " Bana bak Tuğçe. Enesle evlenmeden ölmiycem ve sende düğünüme gelmeden. Yoksa diriltip ben seni öldürürüm ayrıca yakında hakemlik seçmeleri var beni yanlız bırakma olurmu sensiz ve dilansız yapamam." gülümsedi sonra. Dostları gelmişti çünkü aklına ve sonra sevdiği çocuğu anımsadı. Acılarının yokolduğunu hissetti. Demekki doğruydu sevdiği şeyleri düşününce acıları azalıyordu insanın. Arkadaşlıklarını aşklarını Anılarını düşündü. Ağzından akan kan sonun başlangıcını bildirmişti genç kıza. Bukadarmış hayatı. Bukadar kısa sürecekmiş demekki. TatlıCadı sını gevezesini yanlız bırakmak yazılıymış demek kaderinde. Son kez gözlerini kırpıştırdı. Gökyüzünden düşen su damlası göz yaşlarına karıştı. O saçları ıslandığı için nefret ettiği yağmur bugün gülümsetmişti onu. Dilan yağmuru çok severdi. İlaydaysa aşıktı.
Dilanın anlatımı
Kaza günü
Saat 21:17
"Ege sana kızlar kaza yapmış diyorum benden önemlimi diyosun kapat şu telefonu ya !" telefonu fırlatıp hızla kaza alanına koştum. Nekadar koştuğumu bilmiyorum. Nefes alamaz haldeydim. Kızlara bişey olma düşüncesi beynimi kemirdikçe dahada hızlanıyordum. Bi süre sonra arabanın arkasını gördüm. Olamaz diye düşündüm. Bu kazadan sağ çıkmaları olanaksızdı. Ambulansın içinde ağlayan ilaydaya doğru koştum o iyiydi şok halinden ağlıyordu. Gözüm Tuğçeyi aradı. Telaşım artmıştı. Yerde yatan Tugce yi görene kadar. Kalabalığı açıp yanına ilerledim. Yerde yatan zayıf bedeni kan içindeydi. Elimi ağzıma dayayıp hıçkırıklarımı bastırdım. Gözleri kapanmak üzereydi. Bana çevrildi bian.Gözgöze geldik. Son kez gülümsedi. Sevdiğin birini kaybetmenin acısını o an anlamıştım. Bu bir İlaydanın hafızasını kaybetmesiyle iki olmuştu. Ve ben bunu düzeltmeliydim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Anımsa
Teen FictionÜç genç kızın aşkları, hayalleri, arkadaşlıkları ve daha birçoğu. Bu hikaye üç genç kızın hikayesi. Bizim Hikayemiz...