konuyu vs beğendiyseniz lütfen bölümün sonunda yorum atın ona göre devam edeceğim :")
Harry sabah kalktığında biliyordu ki kahvaltısını masasına getirecek kimse yoktu. Üstelik alışık olduğu yatağından ayrıldığından beli tutulmuştu. Yataktan zorlukla kalkmış, ayağa kalkması sonucunda ise belinden gelen sesi duymuştu. Sabah sabah sinirlenmek artık rutin olacak gibi gözüküyordu. Temizlik işini hallederken, duş kabininde nefes alamayacağını felan sanmıştı. İçerisi tamamen buhar altı olmuş, daracık alanda boğulmuştu.
Banyodan çıkıp kurulanırken telefonu çaldı. Arayan kişi Patrick'ti.
"Ne var?" Harry o kadar öfkeliydi ki, etrafındaki hiçbir insana nazik felan olmak istemiyordu."İşe geç kalmışsın!" Adam bağırdığında Harry'nin bakışları yanı başındaki saate gitti ve gözleri irileşti. Saat öğleni geçiyordu. "İlk günden beş saat geç kalmak ne demek? Babanı delirtmek felan mı istiyorsun? Yoksa gitmeyecek misin?!"
Aceleyle yatağın karşısında bulunan dolaba koştu. "Gideceğim, gideceğim! Alarm kurmayı unutmuşum." Dolabın kapağını açtığında eli kapakta kalakalmıştı.
"Çabucak gitsen i-" Harry sözünü kesti.
"Bu ne sikim böyle!" şaşkın gözlerle zaten minik olan dolabın içine baktı. Eski kıyafetlerinin hiçbirinden eser yoktu. Tamamen kendine özgü, uzun göz gezdirmeler sonucu aldığı tüm o pahalı gömlekleri, vintage tişörtleri, botları yerine önüne gelen ilk ucuz mağazadan alınmış bez parçaları duruyordu adeta. Çoğu kendi tarzı aksine desensiz düz renk gömlekler vardı ve hiç hafif durmuyorlar, kaba duruyorlardı. Üstelik neredeyse hepsi beyazdı. Siyah, gri üç ceket ve kumaş pantalonlar vardı.
"Kıyafetlerim nerede?!" Sanki tepkisini görebilirmiş gibi gözlerini olabildiğince belertip, sesini odanın içinde yankı yapacak kadar yükseltti. Adam derin bir bıkkınlık nefesi vermişti.
"O kıyafetler orta bütçeli çalışacak bir eleman için uygun değildi Harry. İşe gelirken bunları giymek daha uygun olur. Senin iyiliğin için söylüyorum. Eski kıyafetlerine çabucak kavuşmak istiyorsan, dediklerimi yapsan ve kendine en azından çeki düzen vermiş gibi gözüksen iyi olur." Adamın açıklaması fikirlerini değiştirmemiş ya da yumuşatmamıştı ama telefonda tartışmanın ağzını yormaktan başka bir işe yaramadığını bildiğinden sustu. Telefonu kapatırken tiksinti ile eline siyah kumaş pantalonu, siyah ceketi ve klasik beyaz gömleği aldı. Üzerine geçirdiğinde, gömleğin kaşındırıcı bir etkisi vardı ve sertti. Rahatsız olup sürekli kıpırdaırken söylenerek telefonunu ve evin anahtarını alıp evden çıkmıştı.
Kahvaltı etmediğinden karnı deli gibi garip sesler çıkarıyordu. İş yerine gittiğinde bir şeyler atıştırırım diye düşünürken metroya varmış, fakat yaptığı hata kafasını yerlere vurmak istemesine sebep olmuştu. Metroya binmek için olan o aptal kartı evde bırakmıştı. Birinden istemek için fazla gururluydu ama istemek zorundaydı. Girişlere doğru ilerleyen bir kadını gördüğünde, "bakar mısınız?" diyerek ilgisini çekmişti. Kadın biran için Harry'yi süzmüş, kaşlarını kaldırmıştı. "mm ben kartımı unutmuşum, rica etsem sizinkini kullanabilir miyim?" nazikçe rica ettiğinde kadın tabiikide kabul etmişti.
Harry kendini övmekle ilgili bir sorun yaşamıyordu ya da özgüveni olmayan biri değildi. Kim olduğunu iyi biliyordu; en azından dış görüşünü hakkında nazik değildi. Çekici bir erkek olduğundan emindi ve bunu kullanmak onun için pişmanlık kaydetmiyordu. Kadın sayesinde girişten geçerken, en içten gülümseyişini sundu. İki yöne ayrılırlarken, göz kırparak uzaklaşmıştı.
Kendilerine ait şirketin önüne geldiğinde, ceketinin kollarını düzeltirken dönen cam kapıdan içeri girdi. Girişte duran kart göstermeli geçişten geçmek için arka cebindeki eleman kartını kırmızı ışığın önüne tuttu. İçeriden esen klimalar ile biraz olsun rahatlamıştı. Beyaz neredeyse ayna gibi olan fayanslara hızlı hızlı basarak asansöre doğru ilerledi. Girişteki birkaç görevli ve çalışan ona bakarken, sebebinin burada ilk kez bulunuşu olduğuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『one person can change your life 』✎ larrystylinson
Fanfiction; harry aynaya baktığı her gün, bir önceki olduğu kişilikten daha farklı biri olduğunu görüyor, tüm bunların sebebinin de bir kişi olduğunu iyi biliyordu.