XXV

8.2K 451 157
                                    

20.07.2017

Genç kız, işi bittiği için kitaplarını çantasına koydu ve çantasının fermuarını çekip, çantasını tek omzuna taktı. Oturduğu yerden kalktı ve kütüphane kapanmak üzere olduğu için kalan birkaç kişide göz gezdirdi. Daha sonra etrafı incelemeyi bıraktı ve oğlanı kapının önünde bekleyebileceğini düşündü.

Kapıya doğru döndü ve yürümeye başladı. Kapının önüne geldiğinde kapıyı ses çıkartmamaya çalışarak açtı ve sessizce kütüphaneden çıktı. Kapıyı kapatırken ensesinde hissettiği nefesle aniden arkasına döndü. Beklemesine gerek kalmamıştı çünkü oğlan çoktan gelmişti. Üstelik çok yakınında duruyordu.

Oğlan yerinden kımıldamadan gülümsedi ve "tam zamanında," dedi. Kız da gülümsedi ve hareket etmeden durdu. Çünkü oğlan sağ olsun kıza hareket edecek yer bırakmamıştı.

Oğlan sanki kızın aklını okumuş gibi biraz geriye çekildi ve kızı elinden tutup "hadi gidelim" dedi heyecanla. Kız, oğlanın bu enerjisine anlam veremezken, kalbi de hızlanmaya başlamıştı.

Oğlan kızın kapısını açtı ve kız arabaya bindikten sonra kapattı. Kendi de şoför koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı. Radyodan güzel bir müzik açtı ve arabayı kızın evine doğru sürdü.

Kızın evine geldiklerinde, oğlan da kızla birlikte arabadan indi. Saat epey geç olmuştu. Kız ona anlam veremeden bakarken, oğlan şirin olduğunu düşündüğü bir şekilde gülümsedi. Kız ona hala anlam veremeden bakarken, bakışlarını anlatırcasına konuştu.

"Sen neden indin, Jungkook?"

"Ben de geliyorum, Mi Rae"

Oğlan bunu söylediğinde, kızın kaşları sorgularcasına havaya kalktı.

Fakat oğlan konuşmasına izin vermedi ve kızı kapıya doğru hafifçe ittirirken konuştu.

"hadi hadi, kapıyı aç"

Kız tuhaf bakışlarla kapıyı açtı ve ışıkları açacakken ellerini tutan oğlanın elleri ona engel oldu.

Jungkook kızı içeri soktu ve kızın ellerini tek eliyle tutarken, kapıyı kapattı. Daha sonra kızın bir elini bırakıp, onu mutfağa doğru sürükledi.

Kız hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Oğlanın sırıttığını karanlık olduğu için göremiyordu.

Mutfağa girdiklerinde, masanın üstündeki pastayı ve odayı aydınlatan mumları gördü.

O an hatırlamıştı. Bugün doğum günüydü.

Yanındaki oğlana döndü ve kocaman gülümsedi genç kız.

Oğlansa bu görüntü karşısında nefesinin kesildiğini hissetti.

"İyi ki doğdun Mi Rae. İyi ki seni tanımışım. İyi ki hayatıma girmişsin. İyi ki o gün senden kopya istemişim."

Dedi son cümlesinde biraz sesli bir şekilde gülerken.

Mi Rae'nin gözleri dolmuştu. İlk kez doğum gününde bu kadar mutluydu.

"Hadi Mi Rae, bir dilek tut ve mumları üfle,"

Dedi genç oğlan teşvik edercesine.

Mi Rae başını salladı ve gözlerini sıkıca kapatıp, içinden bir şeyler diledi.

"Ben ve yanımdaki bu güzel insan, daima mutlu ve birlikte olalım."

Daha sonra gözlerini açtı ve gülümseyerek mumları üfledi.

Karanlığın da verdiği cesaretle oğlana döndü ve kollarını boynuna doladı. Çok geçmeden oğlan da kollarını ona sardığında, oğlanın kulağına fısıldadı.

" teşekkür ederim Jungkook. Beni bu denli mutlu ettiğin için, teşekkür ederim"










Neler oluyor snkrjaifjsirkwpwjd

Oy vermeyi unutmayın lütfen ❤️

Do Not Promise 〰jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin