"MANDA" dersem hayvanlara hakaret olur

22 1 0
                                    

#Elif Kaya- Aşklarca

Dikkat eşin arıyor! Dikkat eşin arıyor! Başucumda zırlayan telefonumu alıp ekrana bakma gereği duymadan açtım.

''Hayırdır hatunum rüyanda mı gördün beni?''

''Evet aşkım. Sana o kadar aşığımki rüyalarımı süslüyosun.''

''Hatun sadede gelsek.'' Dedim hafif bezgin bir sesle

''Tamam ya. Ne kızıyorsun. Sanki bişey mi dedik?''

''Demedin yavrum. Ama biraz sonra düşecek olan bomba eminim bende nükleğer başlığın yarattığı patlama gibi büyük bir etki yaratıcak. Şimdi dökül bakalım. Sabahın 5'inde beni kaldırmanı sağlayan şey ne?''

''Tamam be. Şey...şey...şey işte...''

''Bir tane daha şey dersen telefonu suratına kapatır bütün gün boyunca da açmam. Ve bunu yapıcağımı da biliyorsun.''

''Tamam kızma. Şey diyicektim ben bugün biriyle tanışman gerekiyor.''

''Kimmiş bu tanışıcağım şansız kişi bakalım.'' Hafifçe kıkırdarken hatun kızmış bir sesle cırlamaya başladı.

"Ya Kardelen. Kes şunu. Deniz şansız falan değil tamam mı? Hem benim gibi kız almış daha ne olsun beee."çemkirmesini bitirene kadar telefonu kulağımdan uzakta tutarak kulak zarımın patlama ihtimaline önlem aldım.

"Doğa, yavrum. Tamam. Demedim say. Sen kimle tanışıcağımı söyle bakalım. Hadi hatun hadi." Doğa biraz tereddütlü biraz da sevimli bir sesle lafa bodozlama girdi.

" Deniz'le tanışmanı istiyorum. Oda seni merak ediyor. Hem kaynaşırsınız. Ha. Olmaz mı?" Ya ben anlatamıyordum yada o anlamıyordu.

"Doğa pardon da neyimi merak ediyor afedersin. Hem ne kaynaşıcam ben be. Sen evleniyon ben değil. Yani sen kaynaş. Ben böyle iyim. Hiçççç bulaştırma beni bu işlere." Sesi yalvarır bir tonda yine başladı bizim hatun.

"Ya Kardelen diğerleri zaaten evlenmişler beni sallamıyorlar. Bir sen kaldın sende böyle yapma kuzum ama." Bu sahnenin sonunda kesin dudağını büzmüştür. Diğerleri diye tabir ettiği kişiler ise bizim çatlak dörtlüsünün diğer iki üyesi Merve ve Sümeyra oluyor. Arkadaşlar yakın bir zamanda sanki zaman yetmiyormuş gibi yıldırım nikahıyla eniştelerimle evlenip balayına çiktılar bile. Yakında bizim hatunu de evericaz. Bir ben kalıcam sap gibi. Gerçi ben durumumdan memnunum ya neyse.

"Kabul etmezsem ısrar ediceğini biliyorum. Senden kolay kolay kurtulamayacağımı de biliyorum. Madem çok istiyorsun. Tamam kabul ediyorum. Ama bir tek şartla." Telefonun diğer ucundan uzun ve baya yüksek desibelli bir çığlığı duyunca telefonu hemen uzaklaştırdım kulağımdan.

"Bir tanesin sen yaaaaa. Tamam neymiş şartın?"

"Sadece yarım saat kalırım sizinle. Sonra da ben kaçar." Ne tepki vericeğini biliyordum. Amaa umurumda değildi. Çünkü yarım saat bile fazlaydı o uyuz Deniz'e.
Valla kimse kusurumabakmasın. Bu hödük kılıklı yontma taş devrinden gelen kalaslar kızları benden alıp götürdü ya. Artık eskisi gibi eğlenmek yok. Kızları arayıp çağırsam aldığım tek cevap;" sen tek başına eğlen yavrum benim işim var oluyor."
Ne yani dış kapının dış mandalı mıyım ben ya 😢.

"Neden ama ya? Bence biraz daha fazla olabilir he. Hem Deniz sevimlidir hemen seversin. Ha olmaz mı?"

"Doğa. Hayatım. Bebeğim. Napim ben o kalası ya. Köpek kedi severim daha iyi hem onlar daha sevimliler bir kere. Ayrıca kararım kesin. Ya kabul edersin yada etmezsin de hiç gelmem ona göre. NOKTA." Nokta koymyşsam bir olaya o zaman değişmezdi. Bir çoğu insan bu huyumu severdi ama bazıları işlerine gelmediği için pek hoşlanmazlardı. Çokta umrumdaydı. Üzgünüm ama ben dört dörtlük değilim olmak da istemiyorum açikçası. Hayat o zaman çok daha sıkıcı olurdu. Yataktan hızla kalkıp banyoya geçtim. Hızlı ılık bir duş aldım ve kurulanarak çıktım. Üzerime siyah trenç kotumu beyaz üzerinde Bad Girl yazan tişörtümü giydim. Saçlarım kısa olduğu için de kurulayıp salık braktım. Makyajla hiçbir zaman aram yoktu oyüzden sadece dudak nemlendiricisi sürüp sırt çantamı, deri siyan ceketimi ve motorumun anahtarımı alıp sitenin otoparkına indim. Otoparkta kuzu kuzu yatan Yamaha markalı motoruma atlayıp kaskı taktım. Anahtarı kontağa sokarak çalıştırdım motorumu ve gaza bastım. Normal hızda gidiyordum. Bir tane kırmızı ışığa denk gelince hemen durdum. Yeşilin yanmasını beklerken birden bir gürültü koptu ve ben öne savruldum. Bir müdet kendime gelmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü bana çarpan lanet herif bana bağırıp duruyordu.

"Lan yarma ehliyeti kasaptan mı aldın? Ne diye duruyosun?" Gibi bir kelime kullanınca hepten tırlattım. Bir hışımla kaskımı çıkartıp adama döndüm.

"Bana bak. Manda gibi adamsın yada dur. Sana manda dersem hayvanlara hakaret olur. Bana diyene bak. Lan benden ne bekliyorsun. Kırmızı ışıkta geçip ceza almak mı? Bence ehliyeti sen kasaptan almışsın yada körsün." Hızımı alamayıp arabasına da bir tekme attım. Adam bana mal mal bakıp.

"A- ama sen kızsın?"

"E nolmuş yani kızsak. Biz motor kulanamıyormuyuz. Bak siz erkekler şöförlüğünüzle övünüyosunuz ama sen, şuan bana kırmızı ışıkta neden durduğumu sordun. Git de bi göz doktoruna da muayene ol bence."  Adama sert bir bakış atıp motoruma bindiğim gibi gidiceğim yere sürdüm. Çünkü şuan tutanakla uğraşamazdım. Zamanında gitmezsem eğer Doğa beni yarım saaten fazla tutucağını bildiğim için acele etmem gerekti. Zaaten o yontulmamış hanzonun parasını istemem ben. Ben bunları düşünürken gelmem gereken mekana varmıştım bile. Motoru valeye devredip içeriye girdim. Hatunum ve kerestesi caö tarafında bir masada oturuyorlardı. İşin ilginci yalnız değillerdi. Kafaya çok takmayıp Doğanın yanına gittim. Beni görünce hemen ayağa kalkıp boynuma sarıldı.

"Ay çiçeğim gelmiş ya." Deyip sımsıkı sarıldı bana. Sonrada beni masadakilerle tanıştırmaya başlıcakken yüzümdeki ifadeyi tarif edemem sanırım.

"Sennnn😠😠😠"

Merhaba arkadaşlar bu benim ikinci hikayem umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumları unutmayın. Çiçeklendiniz🌹🌹🌹

DUVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin