"Bu Şekilsizle Evlenemezsin"

10 0 0
                                    

Karşımda sinirimi tamamen zıplatıcak o şerefsiz vardı. Resmen şehir magandası mübarek. Ama ben dururmuyum.

"Vay burda kimler varmış. Ne o kasaplığı bırakıp çöp çatanlığına mı başladın? Ama ben söyleyeyim senin kurduğun yuvadan bir bok olmaz canım." "Canım"ı söylerken bile içimden  canın çıksın emi  diyordum.

"Bana bak. Kızsın diye bişey yapmıyoruz. Ama sabrımı fazla zorluyosun. Kadınsan kadınlığını bil." Dedi hemde bana dedi. Lan varya annem beni ne diye erkek doğurmadıki şuna bir kafa koyup yere serseydim ya. İçimin olmayan yağları ne güzel erirdi.

"Sıkıyosa bişey yapsana. Hemen kadınlığa sığınma. Evel allah seni bile yere deviririm seni. Hanzo nolucak."

"Bana bak...." lafı yarıda kaldı çünkü hatunum daha fazla dayanamayıp olaya el attı.

"Aaaa yeter ama. Bu ne canım. Hem siz tanışıyor musunuz?" Hayır demek isterdim ama malesef olmuyo.

"Malesefki evet canım. Bu dağ ayısı bana kırmızı ışıkta çarptı oda yetmezmiş gibi bide, kırmızı ışıkta neden duruyorum diye azarladı beni." Birden iki kişinin kahkahasını duyunca hemen oraya döndüm. Sağolsun Doğa ve o gereksiz Denizi bana gülüyordu.

"Hey yapışık ikizler. Ne diye gülüyorsunuz. Ben burda sinir harbi yaşıyorum ama siz..." bir anda sözüm kesilerek o şehir magandası bodozlama daldı lafa.

"Lan Deniz bak kardeşimsin diye bişey yapmicağımı sanıyosan, yanılıyosun abicim. Çünkü sana şuan dalasım var." Ne kardeş mi? Ne yani bunlar kardeşmiydi? Hemde Doğanın sevdiği o şekilsizin abisimiymiş? Hadi canım.

"Doğa ne demek bu? Ne kardeşinden bahsediyor bu?"

"Şey tatlım. Bu Hazar. Denizin abisi. Hazar buda Diana benim en yakın dostum." Birbirimizi göstererek tanıştırmaya çalıştı. Ama tabi ben tanışmak bir yana dursun. Doğanın kolundan tuttuğum gibi çekiştirmeye başladım.

"Yürü Doğam gidiyoruz. Bu şekilizle evlenemezsin. İzin vermiyorum. Hele bunlar kardeşşe hiç izin vermiyorum." Ben Doğayı çekiştirirken başka bir el de benim kolumu tutup durdurdu.

"Diana abartmıyor musun? Tamam abimle iyi bir karşılaşma yaşamamış olabilirsin ama bizi ayırmaya hakkın yok." Yok öylemi? Lan biz hepimiz yetiştirme yurdunda birlikte büyüdük ve biz birbirimize emanettik. Ama şimdi bu şerefsiz ve abisi gelip benim son kalan dostumu alıcak yok ya. Bu yüzden bende uzun zamandır yapmadığımı yaptım.

"Kolumu bırak Deniz. Yoksa başka bir dilden konuşucam canın acıcak." Ama tabi Deniz konuşamadan abisi olucak o hanzo daldı lafa.

"Afferin kardeşim. Bırakma hem en fazla napabilir ki bu çelimsiz haliyle. İmdat diye bağırır haspam." Aha işte şimdi yandın sen Eroğlu.

"Deniz hala bırakmamakta kararlımısın?" Deniz mekanik bir şekilde kafasını yukarı aşağıya sallayarak evet dedi.

"İyi o zaman benden günah gitti. Doğa yavrum sen geç kenara. Sana bişey olmasın." Doğa ne yapıcağımı biliyordu ama engel de olamazdı çünkü arada oda kaynardı. Ben ilk önce yakasından tutup son kez o kahve gözlerine baktım. Ama o geri adım atmadı.

"Hadi bakalım hepimize geçmiş olsun." Deyip tüm kuvvetimle geçirdim kafamı alnının çatısından. Kendimle övünmek olmasın ama kafa atmakta çok iyimdir. O öküz tabi beni kardeşine kafa attığımı görünce üzerime gelmeye başladı. Ama ben dururmuyum. Hayır tabiki.

"Bana bak Hazar mısın denizmisin nesin? Sakın bir adım daha yaklaşma çünkü siyah kuşağım var benim." Blöf yaptığımı sandığı için sırıtarak üzerime geliyodu. Namusuz güzel gülüyor beee. Hey ne diyom ben ya. Ne güzel gülmesi hıh.
Ben tam ona vurmak için davranmıştımki elimi tutup kendine çekti. Beni çekmesiyle olanlar oldu.

Biliyorum çok akşınlı bir son oldu bakalım diğer bölümde ne olucak. Lütfen yorum yapıp voteleyin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DUVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin