Yatağımın ucunda Buğra otururken ben de kucağımdaki yastıkla ona dönmüştüm. Kaan da sandalyemde dönüyordu.
"Tüm kuzişler toplandık toplandık toplandık." Kaan şarkı söylerken kafasına elimdeki yastığı fırlattım.
Kapı açıldığında içeri giren Furkan'ın elinde koca bir tabak meyve vardı. "Kurtar beniiiii." Diye bağırdığında koşarak tabağı kaptım ve yatağa bıraktım. Bana havadan bir öpücük attığında gülümsedim.
"Kanka sen Fransa'dan ne zaman döndün?" Diye sorarak kendini yere attığında Buğra hafif aksanlı Türkçesiyle konuşmaya başladı.
"Bu sabah döndüm. Bizimkiler lisenin kalanını burda okumamı istedıler." Ben onun boynuna atlarken nerdeyse boğuluyordu.
"Bizim okulda mısın?" Diye sorduğumda kafasıyla onayladı.
"Teyzemler?"
"Beni buraya yerleştirmek için gelecekler ama sonra geri dönecekler. O zamana kadar da teyzem burda kalmamı söyledi."
"E o zaman bu gece ben de buradayım." Diye aynı anda konuşan Kaan ve Furkan'a yandan bir gülüş attım.
"Tabi yavrum kalın kalın. Ben yan odayı hazırlarım size." Yerimde zıpladım. Kapıdaki anneme dönerek "anne çaki gibi zırt pırt çıkıyorsun. Ödüm koptu." Tabi göt korkusu. Anne yanında küfür etmeye gelmiyo eheheheh. Neyse benim odam çatı katındaydı. Bu katta iki oda vardı. Annemler de alt katta kalıyodu.
"Bize uyar." Dediler hep bir ağızdan.
"Yurttan sesler korosuna hoş geldiniz. De sen neden gelmiştin anne." Diye sorduğumda boş meyve tabağını işaret etti. Tabağı aldıktan sonra da çekirdek bırakarak odayı terk etti.
"Sizin burda kaldığınız ve yarının cumartesi olduğuna göreeeeeee..."
Lafımı tamamladılar "Kopuyoruuuuuyyz."
"Evet o zaman itiraf zamanı gençler. Var mı aşk meşk." Buğraya yandan bi bakış attım.
"Valla ben hala sapım. Eda'nın yüzüme baktığı bile yok." Diyen Kaan'a dudaklarımı büzerek baktım ve havadan bi öpücük gönderdim.
"Hiç kimse yok." Diye ellerini kaldıran Furkan'a dil çıkarttım. Buğra da aynısını söyleyince bakışlar bana döndü. Çekirdeğin çöpünü tabağa fırlatırken omuz silktim.
"Valla beni biliyorsunuz." Dedim. Onlara güvenirdim kardeşim gibilerdi ve beni kimseye satmazlardı. Bir tek onlar her şeyimi biliyorlardı.
"Hala umutsuz bir aşığım." Lafımı bitirmemişken gelen mesaj sesiyle telefonuma baktım A'dan gelmişti.
"Ha bir de şu anonim şeysi var." Hepsi aynı anda öksürmeye başlayınca ben de gülmeye başladım.
"Anonim neysiiiiii." Diye bağıran Furkan'a telefonumu uzattım. Bunlar kafa kafaya verip mesajları okurken yeni bir mesaj daha gelmişti. Telefonu bana geri verdiklerinde mesajlara baktım.A: Beni sevmeyeceksin biliyorum.
A:Ama seni özledim...
"Kanka valla bu kimse o da umutsuz bir aşık." Kafamla onayladım. Ellerim tuşlarda gezinirken ona da acıdığımı göz ardı edemezdim.
M: daha kim olduğunu bile bilmiyorum
M: bunu atmaya hakkın olduğunu mu düşünüyorsunBizimkiler omzuma tüneyerek yazdıklarımı okurken anlaşılmaz sesler çıkartıyorlardı.
A: haklısın, her zamanki gibi ama beni tanımadığını söyleyemem
Omzumun üzerinden gelen bir "oha" sesini "kim bu salak" sesi tamamladı.
"Kesin Burak dicem de o böyle aşklı meşkli konuşmazki a me ke ??"
"Mağyız"
Evet benim adımı hâla doğru düzgün söyleyemeyen buğra."Oui ?" (evet ?)
Ay tabiki ben de Fransızca biliyorum normal olarak. Ayrıca o zorlanmasın diye de arada konuşyordum.
"Qui burak ?" ( hangi burak ?)
"Trous du cul à l'ècole"( okuldaki yavşak)
"Hein ok" (ha tamam)
"Pardon çok seksi bir insan olan ben kaan yakışıklısı sizi bölüyorum ama ne konuştunuz o kadar bi bok anlamadım da."
"Burak'ın kim olduğunu söyledim kuzi. Bişi yok yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim: Harfler
Humor4.8.2017~ Mizah #297 5.8.2017~ Mizah #286 6.8.2017~ Mizah #260 Birbirinden habersiz iki aşıktı onlar. sevgiliride kalpleride birilerine karşı çok büyüktü. kim bilir aslında birbirine aşık olduklarını. Mayız ile Alas'ın hikayesi bu...