Ona oyun oynamak isterken oyunların en büyüğünü kendime oynamıştım.
Ben Hazal Keskin.
Asla kendi halinde uysal bir kız olmamamla birlikte,hayatta günlerimi sorunsuz geçirmekten başka bir amaç gütmeyen -sorumsuz-bir kızdım. Ailelerinizin 'Onunla arkadaş olmayacaksın!' Dediği o yüce kişilik benim işte.
Ama sen beni değiştirmek istiyorsun öğretmenim. Farkında olmadan yaptıkların sayesinde bile aynı beni göremiyorum aynada.Ve sen,kimsenin bana tattırmadığı duyguları yaşatıyorsun bilmeden. Gözlerinin maviliğindeki zehre kapılmadan ben, dokunduğun yerleri yakmadan sen, yaşayamayacakmışız gibi.
Bana aşkı öğret.
'Sen sadece bir öğretmen misin!' Diye çelişirken içimde,bana öğrettiğin o hisler geliyor sonra aklıma. Yanağımdaki gamzelerin çukurluğunu hissediyorum o an. Tarif edilmez anların iziyle dolu kalbimin atışı ise kulağımda...
Not: Bu hikaye Romantik komedi değildir. Komedi+gerektiği dozda Romantizmdir.
Keyifli okumalar dilerim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMEN Mi ?
Romanceİhtiyacım olan şeyin bolca disiplin olduğunu ve beni hizaya sokacağını söyleyen öğretmenimin unuttuğu birşey vardı. Bana matematiği öğretebilirdi. Hatta onun tabiriyle uslu bir kız olmayı da öğrenebilirdim. Peki ya aşk ? Bana bunu da öğretebilir miy...