+12

6.5K 223 9
                                    

'Ben Kızıl senin müstakbel kocan dediğinde '

Nefesim kesilmişti . Bu zamandır benim sonum olacak adamın etrafında gezinip duruyordum da daha yeni haberim oluyordu .

Adamın zümrüt yeşili gözlerinden gözlerimi çekmeden ona bakıyordum ..

Bir anlık aklıma gelen şiir dizeleriyle gözlerim dolmuştu .

Sessizce gelir korku,

Herkesin uyuduğu bir anda.

Bir ölüm haberi olur.

Bu dizeler benim için yazılmış gibiydiler .

Gün yüzüne çıkarmaya korktuğum korkularım sessizce gelip buluvermişti beni hem de

27 harflik bir cümlede .

Kızılla evlenmem bir nevi ölümüm ise yine o 27 harflik soğuk cümlede olmuştu .

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla daldığım düşüncelerden çıkmıştım ağladığımı daha yeni fark ediyordum .

Karşımda tepkisiz bir şekilde duran adama bakmıştım .

Gözlerinde bir anlık bile duygu değişimi olmuyordu . Net bir bakışla bakıyordu bu bakışın adı ise 'tiksinmeydi '

--

Adam her zamanki bakışını gözlerine yerleştirmiş kızı izliyordu önce kızın uzaklara dalmasını izlemişti sonra farkına varmadan ağzından dökülen sözcükleri duymuştu .

'Sessizce gelir korku,

Herkesin uyuduğu bir anda.

Bir ölüm haberi olur.'

Nizamettin Özel'in dize ortalarına sıkıştırdığı birkaç satırı söylemişti kız .

Derya için ölüm anlamına mı geliyordu bu adam . Ukalaca üst dudağı kıvrılmıştı .

Zeki kızdı doğru tahmin etmişti ölümü adamın elinden olacaktı yada kızı ölmekten beter edip hayattan soyutlayacaktı .

Sonuçta onunla evlenmek isteyen kızdı . Hem de ne için birkaç milyon için . 

/////////////////////////////////////////////

Derya yanaklarından akan yaşları elinin tersiyle sildikten sonra aklına gelen cümlelerle irkilmişti.

''Ben Kızıl müstakbel kocan ''

Göz ucuyla adamın tipini incelemişti. Saç şekli, dövmeleri, kıyafet tarzı pekte 'müstakbel kocan' diyecek tarza bir adam olmadığının kanıtıydı.

Aşağılayıcı bir anlamda söylediği belliydi.

Adama cevap vermeli miydi?

Yoksa o yokmuş gibi mi davranmalıydı.

Adama cevap vermezse kendisine özgüveni olmadığı sonucunu çıkarta bilirdi adam.

En mantıklısının cevap vermek olduğuna karar vermişti.

Karşısında hala dikilen adama elini uzatmıştı.

'Bu durumda bende senin müstakbel karın oluyorum herhalde 'dedikten sonra zoraki gülümsemişti.

Adamın avcunun içinde kaybolan elini izledi bir süre Derya.

Aralarında kaç yaş vardı acaba gerçi adam genç duruyordu ama merakına yenik düşerek sormuştu.

'Kaç yaşındasın Deniz 'dediğinde.

Az önce varla yok arası hissettiği el bir anda elini sıkmaya başlamıştı.

Deniz kızın cevap vermesini beklemiyordu ama aniden konuşmaya başlayıp onun söylediği tarza bir cümleyle cevap verip tek kaşını kaldırıp elini uzattığında adamda aynı özgüvenle elini elinin içine hapsetmişti.

Kızın ne kadar da kendi tabiriyle 'minik' olduğunu düşünürken.

Duyduğu kelimeyle tüm kasları gerilmişti ve farkında olmadan kızın elini sıkmaya başlamıştı.

'Derya adamın ne yaptığı anlamaya çalışıyordu daha ne kadar sıka bilirdi ki elini .

Zaten hassas olan teni çoktan kızarmaya başlamıştı ... Çığlık atıp elini adamdan kurtara bilirdi ama karşısında güçsüz gözükmek istemiyordu ...

--iki, üç dakika sonra –

Derya artık morarmaya başlayan bileğine bakmıştı . Ne yaptığını sanıyordu bu manyak adam.

'Deniz elimi acıtıyorsun diye bağırdığında.

Adam boş gözlerle kıza bakmaya devam ediyordu. Bakması yetmezmiş gibi elini daha çok sıkmaya başlamıştı.

Derya nasıl kurtulacağını düşünmeye başlamıştı yoksa artık bir uzvunu kaybede bilirdi.

Adama tekme atsa pek işlemez gibi duruyordu bu yüzden dişleriyle adamın tam bileğini son gücüyle ısırmaya başladığında adam birkaç saniye sonra acıyı daha yeni fark etmiş gibi hızlıca kızın elini bırakmıştı.

Bir iki saniye gözleri bir birlerine değdikten sonra Derya sinirle koşmaya başlamıştı ya bu adamla burada kalır ve ölürdü yada kaçar ve adamın ruh halinin düzelmesini sağlardı .

--

Soluk soluğa kalana kadar koşmuştu Derya ama ne bir çıkış yolu bulabilmişti ne de kendisine yardım edebilecek bir insan .

Hava kararmaya başlamıştı ve Derya'nın sabah ışığıyla bile çoğu zaman yolunu kaybettiğini hesaplarsak birkaç saate ormanın içinde kaybolacağı kesindi , yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan böcekler ise örümcek fobisinin gün yüzüne çıkmaya ramak kaldığının işaretiydi .

Aradan on dakika geçmeden ormanın içinde çığlık çığlığa bir ses duymasıyla Deniz içine girdiği ruh halinden çıkmıştı ve gelen sese odaklanmıştı .

Etrafını hızlıca taradığında kızın ortalıklarda görülmediğini fark etmişti . Havanın karardığını göz önüne alırsa kızın vahşi bir hayvanla karşılaşmış olma ihtimali epeyce yüksekti .

Hızlıca telefonun alıp haritada gösterilen yere doğru koşmaya başlamıştı .

Kızı daha önce yediği dayaktan kurtardığında hastanedeki arkadaşından kızın derisinin altına ufak bir gps cihazı yerleştirmesini istemişti .

Olurda kız bir daha başını belaya sokarsa gene tüm gecesinin onu arayıp ziyan olmaması için .

Gösterilen yer eve yakındı .

Hızını arttırarak koşmaya devam ediyordu ve aradan geçen beş dakika sonrasında çığlıklar giderek netleşmeye başlamıştı .

Kızın arkası dönüktü ve anlam veremediği bir şekilde saçlarını sallayıp duruyordu .

Gülümsemesine engel olamamıştı – sahi ne kadar zaman olmuştu içten gülmeyeli .

Düşüncelerine bir yumruk geçirip çırpınıp duran kızın yanına gitmişti ve ellerini kızın saçlarına daldırdığında erkekliğine yediği tekmeyle birkaç adım gerilemek zorunda kalmıştı ve ayağı yerdeki dal parçalarına takılıp yere düştüğünde .

Sarı kafa adamın başına gelmiş bakıyordu .

'Ne yapıyorsun be sen sapık mısın ? Ayrıca nasıl buldun beni o kadar koşmuştum dediğinde kızın saçından düşen örümcek adamın suratına düşmüştü ..

Derya tekrar çığlık attığında bu sefer ayağını ısıran canlıya bakmak için bacağına eğildiğinde bacağına sarılmış olan bir yılanı görmesiyle bayılması bir olmuştu .

Mafyanın UfaklığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin