Aras' tan
Odaya girdikten 5 dakika sonra kapı çaldı. Gel diyerek içeriye çağırdım. Deniz kahveyi masama koyunca sırf gıcıklık olsun diye "ben bu kahveyi beyenmedim fazla köpüksüz" derin bir nefes aldı ve sonra "peki aras bey deyip kahveyi hızla kafasına dikti e tabi içmesiyle geri püskürtmesi ve bağırmasi bir oldu."offfff yandımmmm çok sıcak buuu"o bağırırken bende onun haline kahka atıyodum.offf diye diye derin nefes verip ağzını soğutmaya çalışıyordu aklınca kalkıp masadaki suyu uzattım kana kana iti suyu yazık bilirim ağız yanması ahhh çok kötü bir durum. Suyu bitirince " geç bile kaldın"diye mırıldandı. "Bence buna şükret" "hah iyiki bir su verdiniz"" neyse git hadi kahvemi yap bol köpüklü olsun"" emredersiniz aras bey"diyip çıktı odadan. Yaklaşık 10 dakika sonra tekrar kapı çaldı tahmin edin bakalım kim tabiki Deniz. "Bol köpüklü kahvenizi getirdim"dedi iğneleyici bir tonda. " Tamam çıkabilirsin"başını havaya kaldırdı sabır diledi tam kapının kapının kulubuna uzandığı sırada aklıma 2saat sonraki toplantı geldi onunda bunu bilmesini umursamadan " 2saat toplantı var unutma sende katılacaksın" "peki Aras bey" deyip çıktı odadan.
Deniz'den
Bide başıma toplantı çıktı offf ne zormuş bu çalışmak daha bir yığın dosya var dalgın dalgın toplantu odasına yürürken biriyle çarpışıp yere yapışmam bir oldu. " ne benim bu başıma gelen "diye mırıldandım. Çarpıştığım kişi elini uzatınca kafa kaldırıp bakmayı akıl ettim sonuçta " valla bu sefer kurtaramadım seni kuzen" " dedi gıcık kaan" diye devam ettirdim cümlesini cıkladı " gıcık değil yakışıklı kaan olcaktı o"dedi " ego yığını"diye devam ettirdim be sefer"herneyse oyalama beni kağan daha bir sürü işim var" " oyyy benim bitanecik kuzenimi çok mu çalıştırıyolarışşşş"diyip yanaklarımı sıkmaya başladı mal "öffff kağan çekil git işine"deyip tam gitcekken aklıma abim geldi "ha bu arada akşam bize gel sana bir süprizim var konum atarım"deyip toplantı odasına doğru yollandım. Orayı hazırlattıktan sonra masamda dasyaları incelerken aras bey şirket telefonundan aryıp "müşteriler geldi toplantı odasına alın"diye emir verdi emirist. Gelen müşterilerlri odaya aldık ve ardından gelen aras beyle toplantıya başlaık yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldı ve içeri Onur girdi oha Onur lan bunun ne işi var burfa beni görünce hafiçe sırıtıp göz kırptı yılışık Onur benim eski sevgilimdi önce beni aldatıp daha sonra binlerce kez özür dilemişti ama ben kabul etmemiştim çünkü ben onu çok severken o beni aldatmıştı. Onu görünce bir tuhaf oldum sanki eski anılarımız canlandı gözümde ben bunları düşünürken aras beyin deniz diye seslenmesiyle ona dönüp "ha?" Diye bir nida çıkarmışım boş bulunup " daldın "deyip kaşıyla müşterileri işaret etti ve hep beraber toplantıya devam ettik aferim bize. Toplantıdan sonra yıloşık Onur yanıma geldi."selam" " ne var onur" " hiç sadece selam verdim görmeyeli dahabi güzelleşmişsin"cevap vermeyip yanından geçmeye çalıştığımda kolumu tuttu." Hiçbir yere gidemezsin konuşucaz " hiddetlenerek"ne konuşucaz ya bemi nasıl aldattığını falan mı anlatıcaksın yada ben seni seviyorum sadece hataydı gibi laflar mı kullanıcaksın ben bu yalanlara doydum Onur Aslan yeter artık beni kandıramassın şerefsiz."dememle yüzümün sol tatafa dönmesi bir oldu. Kafamı çevirip ona baktığımda onunda dudağı patlamış bir şekilde yerde uzandığını gördüm. Noluyor yahu." İyimisin"gele sesle arkamı döndüm ah tabiki aras bey değildi "güvenlik" kapı girişinde konuşruğumuz için onlar görmüş ve müdahale etmiş olmalılar demekki "iyiyim teşekkürler " diyerek nazikçe cevap verdim ne kadar normal hayatta bu kadar nazik olmasamda adam bana yardım etmişti yahu azcık kibarlaşalım bari.
Aras'tan
Toplantıdan çıktıktan sonra birkaç dosyatıda kontrol edip bugünkü işlerimin bitiğine kanaat getirerek asansöre bindim. Zemin kata gelince asansörden inip çıkışa yöneldim kapıda konuşan deniz ve onuru görünce biraz durup izledim daha sonra konuşma hiddetlenmeye başlayınca tam onlara doğru adım atıyodum ki onur denize tokat attı o sinirle gidip onura en sertinden bir yumruk attım ve hızlıca dışarı çıkıp arabama yöneldim ne demek bi kadına el kaldırmak lan piç şerefsiz çok sinirliydim hızlıca depoya gittim sedata yönelik "adam varmı bugün " " var abi"önüme bi adam getirdi"ne yapmış bu it"" şirkete ajan olarak girmeye çalışmış" yavaş adımlarla adama doğru yaklaştım birden hızlıca boynuna yapıştım başta afallasada sonra toparladı ve çırpınmaya başladı."demek şirkete ajan olarak girmeye çalıştın?" Acayip sinirlenmiştim " kim yolladı lan seni it"diye bağırdım ve sandalyeyle beraber geriye doğru fırlattım hızla düşüp kafasını vurdu anında kafası kanamaya başlarken " kaldırın lan şunu" diye bağırdım.Malzemeleri getirin diye emir verdim adamlara büyük ve üstü işkence aletleri ile dolu olan masayı yanıma getıdiler. Elime en keskininden bir bicak aldım" çıkaron şünun üstünü diye bağırdım".Sedat adamım gömlegini çıkartırken bende elimdeki bıçağı ağaç reçinesine batırıp üstünede tuz döktüm daha sonra adamın pantolonunın paçasini dizine kadar sıvadım adamın kulağına yaklaşım " kan kokusunu severmisin? Benim en sevdiğim kokulardan biridir" deyim hızlıca bıçağı dizine sapladım saplamam kız gibi çığlık atması bir oldu "bağırma lan kız gibi adam ol azcık" diyerek düşüncelerimi dile getirdim. Bu sefer elime neşteri alarak adamın göğsünün üstüne büyük harflerle AJAN yazdım tabi bu yine kız gibi bağrıyodu it bu "biraz daha bağır sen bağırdıkça zevk alıyorum dedim ve gür bir kahkaha attım adamın yakasından tutup kendime çektim "kim lan patronun konuş yoksa daha çok bağırmakzorunda kalırsınKusura bakmayın bölümler geç geldi. Ama inanın hiç vaktim olmadı bölümleri bile doğru dürüst gözden geçiremedim yazım yanlışları varsa mazur görün umarım beyenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist Patronum
Novela JuvenilSadist bir patronu merhametli bir insan yapmak ne kadar zordur bence fazlasıyla zor