Hani mucizeler gerçek derler ya. Evet gerçek. Çünkü sarhoş bir adamdan kahraman yaratmak mucize değil de ne?
Bu kolayı seçip bir anlığına mutlu olanların değil, zoru seçip ömür boyu mutlu olanların hikayesi. Ve o sarışın kız sarhoş bir adamın hayatı...
"Ben senden çok bir şey istemedim. Sadece aşkını istedim. Seni istedim." dedi çaresizce adam. Gözyaşları önünü görmesini zorlaştırıyordu.Ve büyük bir yudum alarak sözüne devam etti adam.
"Sevilmek istedim. Mutluluk istedim. Bunu bile çok gördü dünya." dedi çaresizce. Ama arkasına bile bakmadan giden kadını durduramadı.
Kadın giderken gözlerinden gözyaşları akıyordu. Ama bunu adam hiç bir zaman bilemeyecek. Bu çok üzücü...
******
#Kadir
"Lanet olası şey ya. Yine yapacağını yaptın." telefonumun alarmına kötü kötü baktım. Erkenden uyanmıştım. Telefonuma mesaj gelmişti.
E: Hani biz dışarı çıkacaktık? ;)
Erkek kardeşim Emrah. Çaktırmadan evden çıkmak zorundaydık. Kahvaltıya inseydik, oooo. Babam bir yandan, annem bir yandan konuşacaktı. Hemen pantolonumu ve tişörtümü üzerime geçirip, aynada kendime baktım.
"Ne kadar da yakışıklıyım. Allah'ım kimlerden alıp bana verdin acaba." dedim elimi saçlarıma atarak.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aşağı indim. Kapıya gitmek için annem ve babam olan tehlike engelinden aşmak zorundaydım.
Ne? Emrah mı o? Yakalanmış benim küçük kardeşim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evet, evet yakalanmış. Bende yakalanmamak için tek bir şey yapmalıydım.
"Merhabaaaa! Annecim? Babacım? Günaydınnnn! Aaa Emrah? Senin ne işin var burada? Aaaa! Eeee ben ne yapıyorum burada? Tabi ya ne yapıyorum? Size afiyet olsun. Ben kaçar. Güle güleee!!!" bunları hızlıca söyleyip dışarı koştum.
Tam kapıdaydım ki, hizmetcimiz Elif geldi.
"Nereye Kadir bey?" sordu.
"Sanane be. Ne zamandan hizmetcilere hesap veriyoruz?" diyip dışarı koştum. Ardımdan da Emrah'ın geldiğini duydum. Bir kafeye geldik. Barış'ta bizimleydi.
