Gölgelerde Dans

112 2 0
                                    

Sabah uyandım mosmor gözlerimle. Yeşilin altını gölgeleyen o koyu ton tüm yüzümdeydi sanki. Aynada baktım kendime çökmüş bi insan daha. Babamın dün akşam vurduğu taraf morarmıştı bacağımsa kızarıktı. Her şeye rağmen mutlu başlayacaktım gününe. Ne sınavlar yıkabilirdi onu ne insanlar ne de yediği dayaklar... Memnundum hayatımdan, fazlasında da gözüm yok zaten. Aynaya 5 dakikadır baktığımı ve kendi kendime konuştuğumu farkettim, sanırım bu deliliğimin ilk belirtisiydi. Yüzümü yıkadım ve çıktım banyodan. Sessizce süzülür gibi odama yürüdüm, sanki eşyaları uyandırmaya korkar gibi hareket ediyodum sanırım bu da başka bir belirtiydi. Üstümü değiştirdim üniformamı giydim, sofrada hemen bir şeyler atıştırdım ve evden fırladım. Sanki dün akşamki anılarım beni kovalıyodu yürüyerek gidebildiğim kadar hızlı gidiyordum. Okula vardım ,sınıfıma çıkarken en sevdiğim arkadaşımı gördüm. Kız olmasına rağmen her şeyi konuşurdum onunla çok eğlenirdik. Adıysa Yağmur'du. Yağmur deli dolu eğlenceli bir kızdı. Beni gördüğünde merdivenlerin yanında pusuya yatmış beklemiş gıcık şey. Merdivenleri bitirdiğimde bi ağırlık çöktü üstüme meğer Yağmur sırtıma atlamış ama çok kötü yere atlamıştı, normal zamanlarda sorun olmazdı ama sırtım morluklarla kaplıydı, bağırdım tamamiyle refleks olarak. Canım çok yanmıştı, Yağmur da korkmuştu zaten noluyoruz der gibi baktı bana."Babamla küçük bi tartışma yaşadım sırtımda küçük sıkıntılar var onları incittin azıcık. " Dedim ve gülümsedim. Gülümsememe inanmamıştı acıyor mu dedi, ben de hayır ya aniden atlayınca boş bulundum sıkıntı yok dedim. Sonra elimi Yağmur'un omzuna attım hadi bakalım gidelim sınıfa dedim. Yanımda oturuyodu. Derste deli ederdim onu, yazısını bozar dirseğine vurur, saçını bozardım. Buna hep deli olmuştur, topuz yaptığındaysa iyice deli oluyodu, boks torbası gibi kullanırdım topuzunu.
"Ders ne?" Dedim, bilmiyorum ki bakayım dedi baktıktan sonra biyoloji dedi. İkimiz aynı anda ben"Lanet olsun bee" dedim, Yağmur da aynı anda "Lanet olsun" dedi. Mutluydum onunla ya her şeyimi onunla yapıyordum, çoğu insan Yağmur'u sevgilim sanardı, sorduklarında birbirimize bakar kahkaha atar ve aynı anda "Yav he he " derdik. Günümü mükemmel kılmak için uğraşırdı hep. Bu yüzden onu çok severdim. O günse endişeliydi benim için, sırtımda sorunun büyük bişey olduğunu sanıyordu bense ona küçük bi kaç morluk dedim aslında sırtımın yarısından fazlası morluklarla kaplıydı. Tabi bunu Yağmur'a söyleyemezdim panik yapar, delirirdi. Kanserliymişim gibi etrafımı koruya koruya götürürdü biyerlere. Böyle de panik bi insandı :)). Sırtıma vururdu normal günlerde ben de sakince "ah" derdim bununla bile panik yapardı "Acıdı mı?", "Çok özür dilerim. " Falan derdi bende tamam ya acımadı bi çikılataya affederim derdim sonrasında hemen çikolatamı alır gelirdi. Onu herkesten çok severim. Onu anlatayım biraz uzun boylu sayılabilecek bi kız 1.73 boyunda, 53 kilo, ela gözlü ve uzun bal rengi saçları var. Gören erkekler genelde aşık olurlar ona :)). Çoğu insan bizi sevgili sanardı çünkü birbirimize sarılmaktan çekinmezdik ve her zaman beraberdik. O gün gene beraber geçirdik zamanımızı, deli dolu ve eğlenceli. Derse o neşeyle girdik, en arkadaki sıramıza oturduk. Elimi Yağmur'un omzuna attım. Gülümsemesinin düştüğünü farkettim. Sordum:
-Noldu Yağmur??
-Yoruldum Teo, bıkmış hissediyorum, berbat, hayatın sillesini yemiş gibiyim.
Eskiden ben böyle derdim ben böyle hissederdim, ben üzgün olurdum, o ise beni mutlu etmeye çabalardı. Şimdi rolleri değişecektik, ben uğraşacaktım, gülsün diye şebeklikleri ben yapacaktım. Omzundaki elimi boynuna doğru çektim, başını göğsüme yasladım. Biraz öyle oturduk ama ayrılmak zorunda kaldık çünkü hoca gelmişti.Lanet olsun ders biyoloji miydi????? Tekrar lanet olsun:((. Bi bu eksikti, işim yokmuş gibi bide bu lanet olasıca kadını çekecektim. Biyoloji hocamız 35 yaşında, çenesi düşük ve öğrenciyi ezmekten zevk alan bi orospuydu. Tüm ders bi de bunu çekecektim. Güneş en arkaya gelmiyordu, düşüncelerimiz öyle katıydı ki, sanki gölgelerde dans ediyolardı. Dersinimiz biricik(!) hocamız anlatır da biz dinlemez miyiz(!). İlk tenefüs sonunda gelmişti, 40 dakika işkence gibi gelmiş ölüyorum sandım sıkıntıdan. İlk tenefüs kantine giderdi tüm okul. Öncelikle okulumu ve özellikle de kantinimizi anlatayım. Okulumuz İstanbul'un en seçkin özel liselerinden biri, buraya gelen çoğu kişi çok zengin insanların çocuklarıydı, bu yüzden birazcık züppeydiler. Yağmur'sa babasının holdingini ya da daha doğrusu holdinglerini gizli tutardı, zeki bi kızdı bursla girmişti buraya. İstese baba parasıyla da rahatlıkla gelebilirdi. Bense onun aksine orta halli bir ailenin çocuğuydum, tam burslu girmiştim ben de bu okula. Aslında okulun başlarında züppelerin davranışları beni birazcık saldırgan bi tip olarak göstermişti. Çünkü çekil önümden ezik diyenlerinden tut, sen çok yanlış gelmişsin bak burdan dümdüz aşağı git orda bi devlet lisesi var orası senin yerin diyenlere kadar sürüyle insan vardı. Bense hiç üşenmez hepsinden ayrı ayrı nefret ederdim. Yağmur'u da benim gibi orta halli sanıyordu gerzekler, ona da laf atarlardı ama güzelliğinin etkisiyle genelde ona laf atanlar kızlarken bana laf atanlar erkekti. Ben erkeklerin bana laf atmasının ipneliklerinden olduğunu söylesem de Yağmur seni kıskandıkları için derdi yakışıklı olduğumu söylerdi. Oha ben bu konuya nasıl geldim ya okuldan :D. Okula döneyim en iyisi. Okulumuzun iki tane spor salonu var, öyle de fantastik bi yer. Birinde basket,futbol ve voleybol sahaları varken öbüründe olimpik havuzumuz vardı. Bir de kantinimiz var aman yarabbi. Mükemmel bi yerdi kantinimiz. Son model bilgisayarlar, büyük sayılabilecek bi lcd, köşelerde 2 tane koltuk takımı ve her yerde mantarlar gibi puflar vardı. Tenefüste çoğunluğa uyarak kantine yöneldik. Kantine gittiğimizde ben acıktığım için 1 tane simit bi poğaça ve tabiki çikolatalı süt aldım. Yağmur'sa sadece bi tane çikolata aldı. Onun bu hallerine hiç de alışkın değildim, bir değil beş çikolata alır doyasıya yerdi o. Tenefüste neden böyle olduğunu anlamak için onu konuşturmaya çalıştım ama konuşmadı gıcık şey. Derse girdiğimizde hem biyolojiciye hem de sınıfa girerken bana laf atan o gerizekalılara sövüyordum.

Gölgelerde DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin